348 toplu mezar, 4 bin 201 ceset
İHD Diyarbakır Şubesi 2011 yılında açıkladığı Toplu Mezar Raporu’nu, aradan geçen 3 yılın ardından güncelleyerek yeniden kamuoyu ile paylaştı.
Mahmut Oral/CumhuriyetRapora göre, 25 ilde yapılan incelemelerde 348 toplu mezarda 4 bin 201 kişinin bulunduğu ifade edildi. Çatışmalı süreçte 17 bin faili meçhul cinayet işlendiğini vurgulayan İHD Genel Başkan Yardımcısı Raci Bilici, “bastığımız her karış toprağın bir toplu mezar yeri olma ihtimali var” dedi.
Rapor nedeniyle İHD Diyarbakır Şubesi’nde düzenlenen toplantıya İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, Bölge Temsilcisi Abdusselam İnceören, Şube Yönetim Kurulu Üyeleri Doktor Havva Aslan, Avukat Bünyamin Şeker ve Emin Ermin katıldı. Toplantıda İHD şubenin web sitesine de konulan interaktif toplu mezar haritası ile sunum yapıldı.
Bastığımız her yer toplu mezar
İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, “40 yıla varan savaş ve çatışmalı süreç, bölge insanlarında çok büyük bir yıkım ve tahribat yarattı. 17 bin olarak ifade edilen kayıp ve faili meçhul cinayetlerin olduğu ve akıbetlerinin bilinmediği bir coğrafyada, bastığımız her karış toprağın bir toplu mezar yeri olma ihtimali var. Geçmişle yüzleşme ve hakikatlerin ortaya çıkarılması mağdurlar açısından vazgeçilmez bir haktır. Yaşananlar görünmez kılınarak, ihlaller gösterilmeyerek, failler bilinse de kurumsal bağlantıları gizlenerek hakikatler çarpıtılmaya çalışılmaktadır. Oysaki hakikat bir bütündür; hem faillerle ilgilidir, hem mağdurların yaşadıklarını görünür kılmalıdır” diye konuştu.
Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulsun
Bilici, 25 ilde yapılan incelemelerde 348 toplu mezarda 4 bin 201 kişinin bulunduğu ifade ederek, şu talepleri sıraladı: “tarafsız ve güvenilir bir Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulmalıdır. Türkiye, BM Tüm Kişilerin Zorla Kaybetmeye Karşı Korunması İçin Uluslararası Sözleşme’yi imzalamalı ve sözleşmenin gereklerini yerine getirmelidir. Geçmişte devlet görevlilerinin ve devlet içerisindeki farklı yapılanmaların işlemiş olduğu suçlar, ‘insanlığa karşı işlenmiş suç’ olarak değerlendirilerek, bu tür suçlarda zaman aşımı gerekçesiyle faillerin cezasız kalması önlenmelidir. Toplu mezarlardaki kimliklendirme çalışmalarını yürütmek amacıyla, uzmanların yer aldığı bağımsız ve deneyimli ekiplerin birlikte çalışabileceği ve yöntemi uluslararası bilimsel kuruluşlarca onaylı bağımsız yapılar oluşturulmalı, üniversiteler ilgili çalışmalara dahil edilmelidir. Kayıpların aranması ve mezarların açılması Minnesota Otopsi Protokolü ve mezar açmayla ilgili uluslararası standartlara göre yürütülmeli, mezarların iş makineleri ile özensiz ve bir biçimde açılarak kayıplara ait buluntuların tahrip edilmesinin/kaybolmasının önüne geçilmelidir. Kayıplar ve kayıp yakınlarına ait bilgiler ile DNA örneklerini almak, saklamak ve incelemek için yasal düzenlemeler yapılmalı ve hızla bu yapılarda yer alacak laboratuar ve birimlerin altyapısının oluşturulmasına başlanmalıdır.”