301 acının 301. günü

Soma’da 301 madencinin ölümünün 301. gününde yine öfke, hüzün ve direniş var. Madenciler tazminatları için eylem çadırında.

cumhuriyet.com.tr

‘Fazla battaniye var mı?’ Günlerdir, Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) önünde, hakkını alabilmek için direnişte olan madencilerden biriyle, İzmirli Arif’le telefonda konuşuyoruz. Arkadan başka emekçilerin sesleri geliyor.

“Ağabey sen gel yeter, battaniyeden bol bir şey yok!” Burada Türkiye’nin en büyük iş cinayeti yaşandı. Ölmeyenleri kovdular. Şimdi de tazminatlarını vermemek için ayak diriyorlar...

Emekçi, tazminatı için 5 gündür sokakta... Soma’da öfke, hüzün ve direniş var. Ortada, “kolay yanar, geç biter” diye zeytin ağacı odunu kullanılarak yakılan ateş, arkada kaybedilen madencilerin isminin yazılı olduğu pankart, yol kenarındaki eylem alanını korna çalarak selamlayan otomobiller ve ille de birkaç saatte bir gelip giden sivil polisler...

 

301 ölümün 301’inci günü

301 madencinin ölümünün 301. gününde, kararlı öfkeli bir ses geceye çarpıyor: “Bizi de açlıktan öldürmek için uğraşıyorlar; ama ölmeyeceğiz. Tazminatlarımız verilene kadar direneceğiz!”

TKİ önündeki beton sete karton serip battaniyeleri belimize kadar çekerek oturuyor ve teneke üstünde demlenen çaylarımızı yudumluyoruz. Hayat her yerde akıyor ve hayattan, siyasetten, futboldan konuşuyoruz.

 

45 yaşından sonra sola kaydım

Derbi maçı nedeniyle, direnişe ara veren, Sami Yavuz namı diğer Carlos, Fenerbahçe, Galatasaray’ı yendiği için sevinçle geliyor. Ne var ki “hayata” çabuk dönüyor, sözleri bir ülke gerçeğini anlatıyor: “Hep aynı film, aynı sahneler, aynı artistler ve aynı yönetmen... 45 yaşından sonra sola kaydım. Eylemden başımı alamıyorum. Sopanın, sloganın, biber gazının tadını aldım. Eşimle bu yüzden boşanma noktasındayım. Elmanın kilosu 1 TL. Üç haftadır eve girmedi. Eti en son kurban bayramında yemiştik.”

Madenciler; sarı sendika temsilcilerinin, eylemi kırmak için işçileri, “desteklerseniz başka madende çalışma şansınız kalmaz” sözleriyle etkilemeye çalıştıklarından söz ediyorlar.

 

Yırca’da ağaçları kestirmediniz

AKP’li belediye de üzerine düşeni yapıyor! Esnafa, aba altından sopa gösterildiği iddia ediliyor. Onlara, anafikri “işçileri desteklemeyin” olan kâğıtlar yollandığı söyleniyor.

Kaymakam ve valinin ara sıra uğradığı söyleniyor. Peki, Manisa Valisi Erdoğan Bektaş’ın söyledikleri... Lafı hiç çevirmeye gerek yok, tam bir skandal: “Yırca’da ağaçları kestirmediniz, artık tazminat yerine zeytin yersiniz!” Dahası da var ama...

Vali tehdit etti

Maden işçileri valinin kendilerine söylediklerini aktarıyorlar: “Bize ‘3. Boğaz köprüsü yapılıyor, burayı da etkileyecek, Çandarlı yolu açılınca Soma Türkiye’nin gözbebeği olacak. En fazla 10 yıl daha dişinizi sıkın’ dedi. Bizi, ‘Sakın, provokatörlere uymayın, yoksa başka işe de alınmazsınız’ diye üstü kapalı şekilde tehdit etti. Başbakanla, Enerji ve Çalışma bakanlarıyla görüştüğünü, 35 bin emsal işçinin olduğunu söyledi. ‘Size tazminat ödersek emsal karar teşkil eder. Bu yüzden size de ödenmiyor’ diye ekledi!”

Soma’da gece...

301 madenci öleli 301 gün oluyor. Sabah onlar için lokma dağıtılıyor!

Binlercesi tazminat bekliyor, devlet ve işveren ise adeta alay ediyor. Tek cümle... Haber Müdürümüz Aykut Küçükkaya’nın facianın ilk haftasında yazdıkları: “Bunu da unutacaksın Türkiye...”

Yine de... Utanmamak için; soğukta üşümenin, sofrada açlığın, yeraltında ölmenin hakkını veren ve tazminatını alamayan madenci, vicdanının bir köşesinde bulunsun Türkiye!