3. havalimanı işçisi: Ölümler nedeniyle psikolojim bozuldu, işten ayrılacağım

400 işçinin iş cinayetine kurban gittiği iddialarıyla gündemde olan 3. Havalimanı inşaatında çalışan bir işçi, ölümler nedeniyle psikolojisinin bozulduğunu ve işten ayrılmaya karar verdiğini söyledi.

cumhuriyet.com.tr

Cumhuriyet'in gündeme getirdiği 3. Havalamanı inşaatında "400 işçinin yaşamını yitirdiği" iddiası gündemde kalmaya devam ediyor.

Havalimanı inşaatında 3 aydır çalışan Y. isimli bir işçi “Ölümlerin 400’den de fazla olduğunu düşünüyorum çünkü bayağı saklanıyor. Bizim duyduklarımız 400’den fazladır bir de duymadıklarımız var” dedi.

Ölümüne mesai... 3. havalimanı inşaatında çoğu iş cinayeti sümen altı ediliyor

Üçüncü havalimanında işçilerden eylem: İnsanca yaşamak istiyoruz

ATANAMAYINCA İNŞAATTA ÇALIŞMAYA BAŞLADI

İlerihaber'den Tuğba Özer'in haberine göre, Siirt Üniversitesi İlk ve Acil Yardım Bölümünü bitiren 21 yaşındaki Y., KPSS’ye girdi ancak atanamadı. Bir arkadaşının vasıtasıyla kendisi ile aynı durumda olan 3 sınıf arkadaşı ile birlikte Siirt’ten, çalışmak için 3. Havalimanı inşaatına geldi.

Y., dershane parasını çıkarabilmek için 3 aydır 3. Havaalanı inşaatında çalışıyor. Ancak yaşanan iş cinayetleri Y.,’nin psikolojisini bozmuş. Bu ayın sonunda işten ayrılarak memleketine döneceğini şöyle anlatıyor:

‘İNSAN KORKUYOR…HER AN BİR ŞEY DÜŞEBİLİYOR’

“Bu ayın sonunda ayrılacağım. Aslında geçen ay bırakmak istiyordum. Yaşanan iş cinayetlerini duyunca insan ister istemez korkuyor. Şantiye çok büyük, malzemeler çok büyük. Her an her yerden bir şey düşebiliyor. Baret takıyoruz ama düşen şeylerin altında eziliriz biz. Baretin ne etkisi olabilir ki? Geçen bir işçinin önüne koskoca bir beton kütlesi düştü, iki gün kendisine gelemedi. Bir şey olmadı ona ama tamamen şans.”

‘BURADAN KESİNLİKLE DÜŞERLER’ DİYE DÜŞÜNDÜM VE GERÇEKTEN DÜŞTÜLER’

Geçtiğimiz günlerde yaşanan bir iş cinayetini anlatan işçi, "Siz beni aradığınızda, yani geçen hafta bir işçi çok boş bir nedenden ötürü öldü. İskele demirlerini kurmuşlar üstüne demir profil atmışlar. Ben bunu gördüm ve ‘Bu kayar nasıl üstüne çıkıp çalışıyorlar?’ dedim. 2-3 gün sonra haber geldi. Kayıp boşluğa düşüp ölmüş bir tanesi. Kemer bağlayacak yerleri yoktu öyle söyleyeyim. En son ölen kişi benim psikolojimi bozdu. Çünkü kendi gözümle durumu gördüm ve ‘kesinlikle buradan düşerler’ diye düşündüm ve gerçekten düştüler” şeklinde anlattı çalışma koşullarını.

‘ÖNCELİK İŞİN YÜRÜMESİNDE’

“İş güvenliği uzmanları ilgileniyorlar ama öncelik işin yürümesinde her zaman” diyen işçi şöyle devam ediyor: "Bir engelleme yok. ‘Kemerini tak yoksa ceza yazarım’ diyorlar ama bunlar caydırıcı şeyler değil, durumun anlatılması lazım. Çalıştırılmaması lazım işçinin o şekilde. Ceza yazdıktan sonra işçi aynı şekilde çalışmaya devam ediyor. Korkuluklar hiç sağlam değil örneğin.”

‘MAAŞIMIZI DÜZGÜN ALAMIYORUZ’

Genç işçi, ücretlerini almada da sorun yaşadıklarından yakınıyor:

“Ödemeler iki şekilde gerçekleşiyor. Benim yevmiyem günlük 90 TL. Sigortayı az göstermek için asgariyi bankaya yatırıp kalanını elden veriyorlar. Maaşımızı da düzgün alamıyoruz. Asgari tutarı ana firma olan İGA yatırdığı için zamanında alabiliyoruz ancak elden verilen paraları bayağıdır alamıyoruz. Ben Esen Yapı’ya bağlı çalışıyorum ve 3 ayda elden aldığım para toplamda 150 TL. Bu konuyla ilgili işçiler eylem yaptı, işe çıkmadık.”

Y., kamp alanındaki koşullarını ise şöyle anlatıyor:

“Kaldığımız odalar 4 kişilikti şimdi 6 kişilik yapıldı. Üç tane ranza var odada, elbiselerimizi koymaya alan kalmadı. Odaya sadece uyumak için gidilebiliyor. Onda da nefes alınmıyor. Kampla şantiye arası otobüsle 15-20 dakika sürüyor ve aşırı izdiham oluyor. Otobüsler yeterli değil insanlar birbirini eziyor.”

Y., yemeklerin ise yetmediğini dile getiriyor.

‘AMBULANSLAR ÇOK GEÇ GELİYOR’

İşçinin dikkat çektiği bir diğer nokta ise ambulanslar. Y., “Ambulanslar çok geç geliyor” diyor ve yaşadıkları bir olayı anlatıyor: “Geçenlerde bir işçi bayıldı ve yarım saat boyunca ambulans gelmedi. O kadar geç gelmemesi lazım zaten saha içinde de ambulanslar var. Yarım saat nedir? Hemen gelip almaları lazım.”

‘YARALANMALAR ÇOK’

Yaralanma vakalarının da sık yaşandığını ifade eden işçi, “Çok fazla yaralanma durumları oluyor ihmalden kaynaklı. Örneğin geçenlerde tavan döşüyorduk. Bastığımız zemin 4 cm kalınlığındaydı ama bir kaç kere kırıldı ve düşme tehlikesi geçirdik. Kemerin ipini bağlayacak yer yok yani bu yüzden düşme tehlikesi yaşadık. Ucuz yırttık, düşmememiz için hiç bir neden yok. 'Bu şekilde çalışma’ da demiyorlar bize. Biz güvenli olmadığını söylediğimizde ise ‘yapabildiğiniz kadar yapın' deniliyor. Ama biz mecburen yapıyoruz” diyor.

İSİG KOORDİNATÖRÜ ÇAKIR: 3. HAVALİMANI ŞANTİYESİ YARI AÇIK CEZAEVİ

İleri’ye konuşan İşçi Sağlı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) Genel Koordinatörü Murat Çakır ise, 3. Havalimanını ‘yarı açık bir cezaevi’ olarak tanımlıyor.

AA tarafından 3. Havalimanı şantiye alanının şehir hayatını aratmadığına ilişkin servis edilen habere de tepki gösteren Çakır şantiyenin durumuna ilişkin şöyle konuşuyor:

“İşiniz iyi olsa neden işsiz kalmayı göze alasınız? Bütün inşaat işçilerinin sıraya girmesi gerekirdi koşullar iyi olsa. Neden Vietnam’dan işçi getiriyorsunuz? Çünkü Vietnamlı işçiler daha da kötü koşullarda çalışmaya alışkın o yüzden getiriyorlar.

Şantiye sahası tamamen kapalıydı. Bir iki aydır fotoğraflar yayınlanmaya başladı. İşçiler de korkuyordu fotoğraf paylaşmıyordu çünkü sosyal medya hesapları takip ediliyordu.

Orada yoğun bir doğa tahribatı olduğu için tamamen çamur içerisinde. Şantiye yemekhane, yatakhaneler…30 binden fazla işçi çalışıyor deniliyor ancak 200 bin civarında bir işçi sirkülasyonu olduğu söyleniyor. Bu çok yüksek bir rakam. Demek ki işe çok faz giriş çıkışlar, işi beğenmeyenler oluyor.”

‘İNŞAAT İŞÇİLERİNİN PSİKOLOJİSİ BOZULMUŞ, KAÇANLAR VAR’

Şantiye alanına ilişkin sürdürülen gizliliğin işçi ölümleri sayısındaki bilinmezliği de getirdiğini vurgulayan Çakır, “Biz mesela 20 işçi ölümü tespit etmiştik daha sonra bakanlık verileriyle karşılaştırdık en son elimizde 29 işçi ölümü var en az dedik. Siz İstanbul’un göbeğindeki bir şantiyeyi yarı açık cezaevine çevirirseniz doğal olarak böyle iddialar çıkar. Şantiye öncesinde hafriyat yapılırken de ölümlerin yaşandığını düşünüyorum. Ağır yaralanmalar çok fazla olduğu için o işçiler geriye dönmüyorlar. Koşullar kötü olduğu için kaçanlar var. Gidip geri dönmeyen insanlar var doğal olarak kimse haber alamıyor. İnşaat işçilerinin psikolojisi bozulmuş. Geçenlerde bir teknikerin anlattığına göre, işçiler asansör boşluğunda ölüm var demişler. Gidip baktıklarında ise böyle bir durumun olmadığını görmüşler. Böyle bir ortamda birçok şey diyebilirsiniz” diyor.

‘DÜNYANIN NERESİNDE HAVALİMANI İNŞAATINDA 29 İŞÇİ ÖLMÜŞ?’

İSİG Meclisi olarak 29 ölüm tespit ettiklerini söyleyen Çakır, bundan daha fazla ölümün de yaşanmış olabileceğini belirterek şöyle tepki gösteriyor: “29 ölüm üzerinden konuşursak bir inşaat sahasında 29 ölüm zaten çok. Dünyanın neresinde havalimanı inşaatında 29 işçi ölmüş?

Ölümlerin büyük bir kısmı yüksekten düşme ya da terminal binasında gerçekleşmiş. Bu işçiler için şunu sormak lazım. Bu işçiler neden öldü? Neden önlem alınmıyor? Bu arkadaşlarımız hayatını kaybettikten sonra açılan bir dava, soruşturma var mı?”

‘KAN PARASI VERİLDİ’

“Bilinmeyen bir yer. Doğal olarak da birçok iddia ortaya atılıyor” diyen Çakır şöyle devam ediyor sözlerine: “Belli kan paralarının verildiğini düşünüyorum. Böyle bile olsa kamu davası açılmış olmalıydı. Bakanlığın 27 işçinin isimlerini vermesi gerekiyor. Vermeyince böyle iddialar ortaya çıkıyor.”

‘BİR İŞÇİNİN BİLE ÖLMEMESİ LAZIM’

Çakır, 400 işçinin hayatını kaybettiğine ilişkin iddialar hakkında ise şunlara dikkat çekiyor:

“Bu kadar da değildir’ diyorsunuz ama bu hale gelmesinin nedeni bakanlık ve devlet. Devlet çok büyük bir proje yapıyor, bunun çalışma koşulu olarak tüm firmalara örnek olması gerekiyordu. Siz öyle yaparsanız diğer şantiyelerde durum nasıldır?

Devletin, 7-8 yılda bitirilecek inşaatı 4 yılda bitirmeye çalışması, hem “taşeronlaşmayı kamuda kaldırıyorum” derken kendi yaptığı inşaatta taşeron çalıştırılması…Bütün bunları toplayınca ortaya uzun çalışma saatleri, kötü yemekler, ‘daha fazla kar daha az maliyet olsun işçi de ölürse ölsün’ sonucu çıkıyor. Bir bakanlık 27 işçi öldü diye açıklama yapabilir mi? Bir tane bile işçinin ölmemesi lazım.”

Bakanlık, 3. Havalimanı inşaatında yaşamını yitiren işçi sayısını açıkladı

Cumhuriyet'in manşeti Meclis gündeminde