'25 Aralık Soruşturmasında Kumpas Davası'nda tahliye taleplerine ret
25 Aralık soruşturmasında usulsüzlükler yaparak şüphelilere kumpas kurdukları iddia edilen ve aralarında Fethullah Gülen ile eski Emniyet Müdürü Yakup Saygılı'nın da bulunduğu 69 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşmasında, mahkeme, eski emniyet müdürleri Yakub Saygılı ve Kazım Aksoy'un da aralarında bulunduğu 8 sanığın tahliye taleplerini oybirliğiyle reddetti.
DHAistanbul Adalet Sarayı'nda bulunan 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın öğleden sonraki oturumda söz alan davanın 1 numaralı sanığı Fethullah Gülen'in avukatı Nurullah Albayrak, iddianameyi hazırlayan savcının 2 yıl önceye kadar bilinmeyen bir örgütün 45 yıl önce kurulduğunu iddia ettiğini belirterek, "Suç işlemek için 45 yıl önce nasıl kurulabilir" dedi.
Davada yargılanan polis sanıklara atıf yaparak konuşmasına devam eden Avukat Albayrak, "Savcılığın dediğinden yola çıkılırsa, belinde ruhsatlı silah olan herkes potansiyel suçlu sayılabilir. Emniyet raporlarına göre, benim müvekkilim ve diğer sanıklarla ilgili eyleme rastlanılmadığı ifade edilmiştir. Suç tipine ve suç unsurlarına bakıldığında bunlar mahkemenizin görev alanına giren suçlar değildir. Bu davanın burada yürütülmemesi gerekir" dedi.
"CASUSLUK SUÇLAMASI İBRETLİK BİR SUÇLAMADIR"
Avukat Nurullah Albayrak, müvekkiline yöneltilen diğer suçlamanın "Casusluk" olduğunu hatırlatarak, "Casusluk suçlaması ibretlik bir suçlamadır" dedi ve dosyada bu suçlamaya ilişkin delil de bulunmadığını söyledi.
Hz. Hüseyin'in Kerbela'da öldürülmesi, Genç Osman'ın tahttan indirilmesi, Osmanlı'nın yıkılışı, Şeyh Sait İsyanı, Menemen Olayı, 12 Eylül, 28 Şubat, AK Parti'ye açılan kapatma davası, Gezi Parkı olaylarının dosyada bulunan deliller olduğunu kaydeden Avukat Albayrak, "Bu delillere göre yargılama yapmak doğru değil" diye konuştu.
"MÜVEKKİLİM BARIŞ VE ÖZGÜR BİR DÜNYA İSTİYOR"
Albayrak, "İddianamede hükümeti yıkmaktan bahsediliyor. Sanıklar ne zaman bir araya geldi? Kim talimat verdi? Hangi cebir ve şiddet, kim tarafından, nasıl gerçekleştirilmiştir? Bu suçlamaya ilişkin dosyada delil bulunmuyor. Hem müvekkilim hem sivil hizmet grubu terörün karşısında olmuştur. Müvekkilim, terörün benimsenmemesini tüm dünyaya ilan etmiştir. Müvekkilim barış ve özgür bir dünya istiyor. Cebir ve şiddeti araç olarak kullanma gibi gaye ve amacı yoktur" şeklinde konuştu.
Avukat Albayrak, görevsizlik talebini de yineleyerek, sözlerini tamamladı.
Kısa aranın ardından, mahkeme heyeti, görevsizlik ve yetkisizlik taleplerini reddettiğini açıkladı.
GÜLEN'İN AVUKATI: ÜÇÜNÜZÜ DE (MAHKEME HEYETİ) AYRI AYRI REDDEDİYORUM"
Bunun üzerine tekrar söz alan Gülen'in avukatı Nurullah Albayrak, müvekkilinin kaçak olduğu gerekçesiyle gıyabında tutuklama kararı verildiğini hatırlatarak, yasaya göre hangi durumlarda tutuklama çıkarılacağını anlattı. Avukat Albayrak, müvekkilinin 16 yıl önce Amerika'ya gittiğini belirterek, "Ancak mahkemenizde 2 ay önce dava açılmıştır. Müvekkilim 16 yıl önce nereye gittiyse hâlâ aynı adrestedir. Dışarıda bir vatandaşa bile sorsanız müvekkilimin adresini bilir. Böyle bir durumda nasıl kaçak kararı verilebiliyor? Siyasilerin söylemleri burada karar niyetine bürünmüştür. İddianamede müvekkilimin adı şüpheli olarak belirtilmiş, ancak müvekkilimle ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Mahkemenizin tarafsız davranmadığını düşünerek, üçünüzü de (mahkeme heyeti) ayrı ayrı reddediyorum" dedi.
Söz alan diğer avukatlar da reddi hakim talebinin gerekçelerini ayrıntılı olarak belirtmek için süre istedi.
Yakub Saygılı'nın da aralarında bulunduğu 8 sanığın avukatı ise tahliye talebinde bulundu.
8 SANIĞIN TAHLİYE TALEPLERİ REDDEDİLDİ
Duruşmaya ara veren mahkeme heyeti, yarım saat sonra ara kararlarını açıkladı.
Mahkeme heyeti, sanıklar Yakub Saygılı, Kazım Aksoy, İbrahim Şener, Arif İbiş, Mustafa Demirhan, Mehmet Habip Kunt, Mehmet Fatih Yiğit ve Hüseyin Korkmaz'ın tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Mahkeme heyeti, kararında, "Sanıkların üzerlerine atılı suçların vasıf ve mahiyeti, delillerin henüz tamamen toplanamamış olması, teknik takip raporları, iletişim tespit tutanakları, baz istasyonu sinyal kayıtları, arama tutanakları, ekspertiz raporları, şahit beyanları, müşteki ifadeleri vs. deliller kapsamında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren delillerin bulunması, sanıklara atılı suçlardan olan Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme, silahlı terör örgütüne üye olma suçlarının tutuklama sebeplerinin kanuni karine olarak varsayıldığı, CMK 103/3-a bendinde sayılan katolog suçlardan oluşu, sanıklara isnat edilen suçların kanunda öngörülen cezalarının alt ve üst sınılarının kaçma şüphesini doğurması, müşteki sayısı ve eylemlerin yoğunluğu da dikkate alındığında, sanıkların eylemlerinin subuta ermesi halinde sanıklara verilmesi muhtemel ceza veya güvenlik tedbiri ile tutuklama tedbirinin ölçülü olması gibi sebeplerle, sanıklar üzerinde adli kontrol hükümleri ile yeterli ve etkili hukuksal denetimi sağlanamayacak oluşu dikkate alınarak, tutukluluk hallerinin devamına karar verildi" ifadelerine yer verildi.
GÜLEN VE DURSUN'UN GIYABINDA TUTUKLULUK HALLERİNİN DE DEVAMINA...
Öte yandan, Fethullah Gülen ve Sinan Dursun hakkında verilen gıyabi tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, kararını açıklarken, "Gülen ve Sinan Dursun'un kaçak olarak yurtdışında bulundukları, sanıklar hakkında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren delillerin bulunması, atılı suçların vasıf ve mahiyeti, kanundaki cezaların süresi, tutuklama sebeplerinin devam etmesi, sanıkların yurtdışında bulundukları bilinmekle, bu sebeple sanıkların gıyabi tutukluluk hallerinin kaldırılması taleplerinin reddine karar verildi" dedi.
AVUKATLARA SÜRE VERİLDİ
Sanıklar ve avukatlarına reddi hakim taleplerini ayrıntılı olarak bildirmeleri için 7 gün süre verilmesine karar veren mahkeme heyeti, reddi heyet talebi hususunda taraf vekillerinin yazılı beyanda bulunmalarından sonra, mahkeme heyetinin de görüşleri eklenmek suretiyle bu hususta karar verilmek üzere dosyanın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine hükmetti.
Kararları oybirliğiyle alan Mahkeme heyeti, duruşmayı 9 Şubat günü saat 10.00'a erteledi.
Davada yargılanan polis sanıklara atıf yaparak konuşmasına devam eden Avukat Albayrak, "Savcılığın dediğinden yola çıkılırsa, belinde ruhsatlı silah olan herkes potansiyel suçlu sayılabilir. Emniyet raporlarına göre, benim müvekkilim ve diğer sanıklarla ilgili eyleme rastlanılmadığı ifade edilmiştir. Suç tipine ve suç unsurlarına bakıldığında bunlar mahkemenizin görev alanına giren suçlar değildir. Bu davanın burada yürütülmemesi gerekir" dedi.
"CASUSLUK SUÇLAMASI İBRETLİK BİR SUÇLAMADIR"
Avukat Nurullah Albayrak, müvekkiline yöneltilen diğer suçlamanın "Casusluk" olduğunu hatırlatarak, "Casusluk suçlaması ibretlik bir suçlamadır" dedi ve dosyada bu suçlamaya ilişkin delil de bulunmadığını söyledi.
Hz. Hüseyin'in Kerbela'da öldürülmesi, Genç Osman'ın tahttan indirilmesi, Osmanlı'nın yıkılışı, Şeyh Sait İsyanı, Menemen Olayı, 12 Eylül, 28 Şubat, AK Parti'ye açılan kapatma davası, Gezi Parkı olaylarının dosyada bulunan deliller olduğunu kaydeden Avukat Albayrak, "Bu delillere göre yargılama yapmak doğru değil" diye konuştu.
"MÜVEKKİLİM BARIŞ VE ÖZGÜR BİR DÜNYA İSTİYOR"
Albayrak, "İddianamede hükümeti yıkmaktan bahsediliyor. Sanıklar ne zaman bir araya geldi? Kim talimat verdi? Hangi cebir ve şiddet, kim tarafından, nasıl gerçekleştirilmiştir? Bu suçlamaya ilişkin dosyada delil bulunmuyor. Hem müvekkilim hem sivil hizmet grubu terörün karşısında olmuştur. Müvekkilim, terörün benimsenmemesini tüm dünyaya ilan etmiştir. Müvekkilim barış ve özgür bir dünya istiyor. Cebir ve şiddeti araç olarak kullanma gibi gaye ve amacı yoktur" şeklinde konuştu.
Avukat Albayrak, görevsizlik talebini de yineleyerek, sözlerini tamamladı.
Kısa aranın ardından, mahkeme heyeti, görevsizlik ve yetkisizlik taleplerini reddettiğini açıkladı.
GÜLEN'İN AVUKATI: ÜÇÜNÜZÜ DE (MAHKEME HEYETİ) AYRI AYRI REDDEDİYORUM"
Bunun üzerine tekrar söz alan Gülen'in avukatı Nurullah Albayrak, müvekkilinin kaçak olduğu gerekçesiyle gıyabında tutuklama kararı verildiğini hatırlatarak, yasaya göre hangi durumlarda tutuklama çıkarılacağını anlattı. Avukat Albayrak, müvekkilinin 16 yıl önce Amerika'ya gittiğini belirterek, "Ancak mahkemenizde 2 ay önce dava açılmıştır. Müvekkilim 16 yıl önce nereye gittiyse hâlâ aynı adrestedir. Dışarıda bir vatandaşa bile sorsanız müvekkilimin adresini bilir. Böyle bir durumda nasıl kaçak kararı verilebiliyor? Siyasilerin söylemleri burada karar niyetine bürünmüştür. İddianamede müvekkilimin adı şüpheli olarak belirtilmiş, ancak müvekkilimle ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Mahkemenizin tarafsız davranmadığını düşünerek, üçünüzü de (mahkeme heyeti) ayrı ayrı reddediyorum" dedi.
Söz alan diğer avukatlar da reddi hakim talebinin gerekçelerini ayrıntılı olarak belirtmek için süre istedi.
Yakub Saygılı'nın da aralarında bulunduğu 8 sanığın avukatı ise tahliye talebinde bulundu.
8 SANIĞIN TAHLİYE TALEPLERİ REDDEDİLDİ
Duruşmaya ara veren mahkeme heyeti, yarım saat sonra ara kararlarını açıkladı.
Mahkeme heyeti, sanıklar Yakub Saygılı, Kazım Aksoy, İbrahim Şener, Arif İbiş, Mustafa Demirhan, Mehmet Habip Kunt, Mehmet Fatih Yiğit ve Hüseyin Korkmaz'ın tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Mahkeme heyeti, kararında, "Sanıkların üzerlerine atılı suçların vasıf ve mahiyeti, delillerin henüz tamamen toplanamamış olması, teknik takip raporları, iletişim tespit tutanakları, baz istasyonu sinyal kayıtları, arama tutanakları, ekspertiz raporları, şahit beyanları, müşteki ifadeleri vs. deliller kapsamında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren delillerin bulunması, sanıklara atılı suçlardan olan Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme, silahlı terör örgütüne üye olma suçlarının tutuklama sebeplerinin kanuni karine olarak varsayıldığı, CMK 103/3-a bendinde sayılan katolog suçlardan oluşu, sanıklara isnat edilen suçların kanunda öngörülen cezalarının alt ve üst sınılarının kaçma şüphesini doğurması, müşteki sayısı ve eylemlerin yoğunluğu da dikkate alındığında, sanıkların eylemlerinin subuta ermesi halinde sanıklara verilmesi muhtemel ceza veya güvenlik tedbiri ile tutuklama tedbirinin ölçülü olması gibi sebeplerle, sanıklar üzerinde adli kontrol hükümleri ile yeterli ve etkili hukuksal denetimi sağlanamayacak oluşu dikkate alınarak, tutukluluk hallerinin devamına karar verildi" ifadelerine yer verildi.
GÜLEN VE DURSUN'UN GIYABINDA TUTUKLULUK HALLERİNİN DE DEVAMINA...
Öte yandan, Fethullah Gülen ve Sinan Dursun hakkında verilen gıyabi tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, kararını açıklarken, "Gülen ve Sinan Dursun'un kaçak olarak yurtdışında bulundukları, sanıklar hakkında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren delillerin bulunması, atılı suçların vasıf ve mahiyeti, kanundaki cezaların süresi, tutuklama sebeplerinin devam etmesi, sanıkların yurtdışında bulundukları bilinmekle, bu sebeple sanıkların gıyabi tutukluluk hallerinin kaldırılması taleplerinin reddine karar verildi" dedi.
AVUKATLARA SÜRE VERİLDİ
Sanıklar ve avukatlarına reddi hakim taleplerini ayrıntılı olarak bildirmeleri için 7 gün süre verilmesine karar veren mahkeme heyeti, reddi heyet talebi hususunda taraf vekillerinin yazılı beyanda bulunmalarından sonra, mahkeme heyetinin de görüşleri eklenmek suretiyle bu hususta karar verilmek üzere dosyanın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine hükmetti.
Kararları oybirliğiyle alan Mahkeme heyeti, duruşmayı 9 Şubat günü saat 10.00'a erteledi.