23 Nisan'ın en kötü haberi
Boşanmış anne-babalar çocuklarını haczediyor, mal müdürlüklerine para ödüyor...
İklim Öngel/CumhuriyetGazeteler 23 Nisan'ı böyle gördü
Türkiye’de boşanma oranları sürekli artarken, çocukların gördüğü zarar da her geçen yıl artıyor. Boşanmalarla alıştıkları ortamları ve düzenleri değişen çocuklar, bir yandan bunun travmasını atlatmaya çalışırken, bir yandan da kavgalı boşanan anne ve babalarının arasında yaşlarının kaldırabileceğinden çok daha büyük zorluklarla mücadele etmek zorunda bırakılıyor.
Çocuklar haczediliyor
Ailelelerin boşanmalarını atlatmakta zorluk çeken çocuklar, bir de Türkiye’de yıllardır çözüm getirilemeyen “haczetme” eziyetiyle karşı karşıya kalıyor. Taraflardan biri mahkeme kararına karşın çocuğu diğerine göstermediğinde, çocuklar “icra” yoluyla “icra müdürlükleri” aracılığıyla haczedilerek alınıyor.
Çocuklar mal gibi görülüyor
Çocuğun haciz işlemi öncesinde, çocuğunu göremeyen anne ya da baba, mal müdürlüğünün icra dairesine ödeme yapıyor. Çocukları görme bedeli de çocuk sayısına göre değişiyor. Görülemeyen kaç çocuk varsa, para ona göre katlanıyor. Makbuzda çocuklar adları geçmeden “adet” olarak gösterilirken, ödenen paranın gerekçesi olarak, “haciz, teslim ve satış harcı” yazması dikkat çekiyor. Halen bu durumdaki çocuklar 200 liradan başlayan fiyatlarla haczedilirken, devlet de “eşya yerine konan” çocukların üzerinden para kazanıyor.
Çocuğunu göremeyen alacaklı
Bu uygulamaya yasayla izin verilirken, haczetme işlemi sırasında çocuğu almak için eve icra memuru, psikolog, polis ile anne ya da babadan biri de gidiyor. Bu sırada icra müdürülü memuru tarafından tutulan “Çocuk Teslim Tutanağı”nda, “alacaklı” ve “borçlu” hanelerinde anne ve babanın adı yazılırken, tutanakta ayrıntılı olarak haczin uygulanışı, “Çocuk dışı görünüşü sağlıklı olarak alındı”, “Çocuk, ‘Ben babama/anneme gitmek istiyorum’ dedi” şeklinde ayrıntılı ifadelerle anlatılıyor. Yetkililerden, en büyük zararı çocukların gördüğü bu uygulamanın bir an önce değiştirilmesi ve çocukları yıpratmayacak bir hâl alması bekleniyor.
‘Memular gitmek istemiyor’
Çocuklara olduğu kadar çocuğu almak için anne ya da babayla birlikte giden memurların da olaydan olumsuz etkinlediği belirtildi. Gerek çocuğun o anki durumundan gerekse anne ile baba arasında yaşanacak bir kavganın ortasında kalmaktan çekinen memurlar bu görevlere çıkmak istemiyor. Bazı aileler, çocuklarını bu uygulamayla yüzleştirmek zorunda kalmamak için çocuklarını görmekten kaçınırken, bazıları parasızlık nedeniyle çocuklarını görmekten vazgeçmek zorunda kalıyor.
‘Çocuk hukuku bilinmiyor’
Ankara Barosu Çocuk Merkezi eski başkanlarından avukat Sabit Aktaş, konunun uzun zamandır bilindiğini ancak ihmal edildiğini kaydetti. Bu durumu yaşamak zorunda kalan çocukların anne ve babalardan birinin sorun çıkardığını ve diğer taraftan intikam almak için bunu yaptığını söyleyen Aktaş, “Konuyla ilgili çok sayıda dosya var. Belli bir yaşın altındaki çocukların bundan olumsuz etkilendiği gereçeği var” dedi. Çocukların psikolojilerinin bu uygulama nedeniyle olumsuz etkinlediğini söyleyen Aktaş, “Durumun iyileştirilmesi için yasal bir düzenleme yapılması gerekiyor. Türkiye’de çocuk hukuku genel anlamıyla çok bilinmiyor” dedi.
‘Boşanmaların yarısından çoğu böyle’
UNICEF Çocuklar İçin Adalet ve Çocuk Haklarının İzlenmesi Sorumlusu Göktan Koçyıldırım, taraflardan birinin, diğerine çocuğu kaçırır gibi güven nedeniyle ya da aile büyüklerinin araya girmesiyle çocuğu göstermediğini kaydetti. Çocuğunu göremeyen kişinin çocuğu almaya giderken önce icra masrafını yatırması ardından da bir uzman bulması gerektiğini söyleyen Koçyıldırım, “Buna ilişkin Avrupa Konbeyi Sözleşmesi var. Türkiye bunu imzaladı ve yürürlüğe soktu. O sözleşme bu konuya düzenleme getiriyor. Ayrıca bu durum icra kurumundan çıkartılıp aile mahkemelerine verilmeli. Yoksa boşanma davalarının en az yarısında çocuklar bu duruma maruz kalmaya devam edecek” uyarısında bulundu.