21 Yargıtay üyesinden ‘tasfiye’ yasasına karşı açıklama
Danıştay ve Yargıtay üyelerinin görevine son veren yasa onay için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın önünde beklerken, 21 Yargıtay üyesi yüksek mahkeme önünde toplanarak yasaya karşı açıklama yaptı. Cübbelerini giyen Yargıtay üyelerinin ortak açıklamasında, düzenlemenin geri çekilmesi ve yok hükmüne kabul edilmesi gerektiği istendi.
Ankara (Cumhuriyet Bürosu)20 Yargıtay ve 1 Danıştay üyesi, dün Yargıtay’ın Atatürk Bulvarı üzerindeki kapısının önünde bir araya geldi. Yeni yasaya karşı tepkilerini göstermek için cübbelerini de giyen yüksek yargı üyeleri adına ortak açıklamayı Yargıtay 5. Hukuk Dairesi üyesi Salih Özaykut okudu. Yargıtay’ın üyesi sayısını 516’dan 310’a, Danıştay’inki 195’ten 116’ye indiren ve TBMM’de kabul edilerek yasalaşan düzenlemeye atıf yapılan açıklamada, kısa zaman süreçleri içinde siyasi iktidar tarafından yüksek yargı organlarının yapısı ile bu denli oynanmasının amacının “doldur-boşalt” yapılarak yürütmeyle uyumlu ve yandaş bir yargı oluşturulması ve yürütme etkisine kapalı üyelerin tasfiyesi olduğu vurgulandı. Yürütmenin yargıya yönelik tek taraflı bu müdahalelerinin, kamuoyunda yeterli tepki gelmediği halde bundan sonra da devam edeceği belirtilen açıklamada, “Bu kanunla, demokratik hukuk devletinin olmazsa olmaz ilkesi olan kuvvetler ayrılığı ilkesi ortadan kaldırılmakta, yürütmenin tek hakim olduğu kuvvetler birliği sistemine geçilmektedir” denildi.
Bu yasanın aynı zamanda, seçimleri tam bir tarafsızlıkla yürütmekle görevli YSK’yi de tasfiye ettiği ifade edilen açıklamada, “Bu şekilde, Cumhurbaşkanı ve Yargıda Birlik Platformu tarafından seçilen üyelerin egemen olduğu HSYK tarafından belirlenecek üyelerden oluşacak yeni yüksek yargının yeniden seçeceği YSK’nin tarafsız olacağı konusunda şüpheler oluşacaktır” görüşüne yer verildi.
Yargı bağımsızlığına aykırı
Yargıtay ve Danıştay üyeliklerinin ancak anayasa değişikliği ile süreli hale getirilebileceği aktarılan açıklamada, yüksek yargı üyelerinin görevlerine yasa ile son verilerek, demokratik hukuk devleti sisteminin de hukuken sona erdiğini, kazanılmış hakların korunması ilkesinin yerle bir edildiği ileri sürüldü. Açıklamada, “Bu durum, başta hukuk devleti, ayrımcılık yasağı ve eşitlik, kuvvetler ayrılığı, Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkeleriyle, yargı bağımsızlığı ve hakimlik teminatına, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına ve konuya ilişkin uluslararası belgelere aykırıdır” değerlendirmesi yapıldı. Macaristan’da görevine son verilen bir yüksek yargıcın yaptığı başvuruya ilişkin AİHM’in Baka/Macaristan kararı örneğini verilen açıklamada, “Bu kararla ortaya konulan apaçık aykırılık, TBMM, yürütme organı, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay Başkanlıkları ile HSYK tarafından çok iyi bilinmektedir” denildi.
Yasa geri çekilmeli
Açıklamada, yalnızca anayasa değişikliği ile kazanılmış haklar korunarak yapılması mümkünken, idari işlem niteliğindeki bir düzenlemeyle yüksek yargıçların tümünün görevine son verildiği belirtilerek, şu ifadeler kullanıldı:
“Bu tasarruf, hukuki ifadesiyle açıkça bir fonksiyon gaspı niteliğinde olup, telafisi imkansız sonuçlar doğurmak suretiyle ‘anayasaya ağır ve açık aykırılık’ içerdiğinden hukuken de yok hükmünde kabul edimelidir. Bu nedenle, bu aşamada beklentimiz, kuvvetler ayrılığına, yargı bağımsızlığına, hakimlik teminatına aykırı ve kazanılmış hakları ihlal eden, demokratik hukuk devleti ilkesine açık aykırılık taşıyan bu düzenlemenin geri çekilmesidir.”
Öte yandan bazı Yargıtay üyeleri de Anayasa Mahkemesi üyeleri ile Danıştay ve Yargıtay’daki daire başkanlarına mektup yazarak, yasaya karşı uyardı.