2030-2050'nin planını yapıyor
İBB’nin seçilmiş başkanı Ekrem İmamoğlu’nun çalışma ofisinden izlenimler.
Mustafa BalbayMazbatası tutuklanan Ekrem İmamoğlu’nun Maslak’taki bir iş merkezinin beşinci katında oluşturduğu çalışma ofisindeyiz. Plan, strateji üretme, günlük-haftalık çalışmaları düzenleme ile ilgili insanlar gelip gidiyor. İç içe odaların her biri dolu... Yazılı çalışma platformlarında hedefler sıralı...
Aynı anda CHP Kırşehir Milletvekili Metin İlhan ve İstanbul Milletvekili Turan Aydoğdu heyetleriyle birlikte geldiler. İstanbul’daki Kırşehirli sayısı 300 bini buluyormuş. Hedefleri İmamoğlu ile onlar arasında köprü kurmak. Sürekli bu tür buluşturma önerileri geliyormuş.
İmamoğlu, başta Yılmaz Büyükerşen olmak üzere yakın geçmişte pek çok kişiye danışmanlık yapan bir uzmanla görüştükten sonra bizim bulunduğumuz odaya geldi. Boş sandalye olmadığını görüp bir masanın üzerine yarım oturunca takılmadan edemedim:
“Başkan, YSK buradaki koltuğu da mı aldı?”
Çarşıda, pazarda, sokaktaki seçim çalışması sırasındaki doğal duruşu ne ise özel görüşmelerde de öyle...
80 bin gönüllü
İmamoğlu’nun günlük çalışması dört parça; başkanlık koltuğuna yeniden oturunca yapılacakları planlama, alanda seçim çalışması, Büyükşehir Belediye Meclisi’ni CHP Grubu aracılığıyla izleme, medya ve resmi, yarı resmi, özel görüşmeler...
6 Mayıs Pazartesi günü YSK’nin verdiği seçim yenileme kararı, yani hakkının gasp edildiği gün yeni bir dönüm noktası olmuş. 6 Mayıs’a dek 20 bin “Ekrem İmamoğlu Gönüllüsü” varmış, 7 Mayıs günü akşam saatlerinde bu sayı 100 bine çıkmış. 14 Mayıs’ta 140 bin olmuş. Şöyle diyor:
“31 Mart sürecinde ben bütün insanlara ulaşmak için çaba harcadım. Şimdi bana ulaşmak isteyen insanlara yetişmeye çalışıyorum. Her gün benimle ilgili büyük katılımlı toplantılar düzenleniyor. Tümüne yetişemiyorum. Bazılarından haberim bile olamıyor...”
İmamoğlu 6 Mayıs sonrasını bir demokrasi seferberliği olarak görüyor. Bunun İstanbul seçimlerinin yenilemesinden daha öte bir anlam içerdiği görüşünde. 90 yaşındaki bir yurttaşın adeta kendisine ait bir şey çalınmış gibi sahiplenerek, “Emanetimizi çaldılar, izzeti nefsime dokundu, çok ağrıma gidiyor” diye sarılmasını unutamıyor.
50’den fazla beste geldi
Toplumun bütün kesimlerinden ilgi var. İş dünyasında “korkuyu yenen” pek çok kişi temas kurmuş, maddi manevi desteğini iletmiş.
Sanatçılar da her türlü yeteneklerini kullanarak desteğini dile getiriyormuş. Pek çok sanatçı, “Senin için beste yaptım” deyip eserini gönderiyormuş. 6 Mayıs’tan sonra gün aşırı gelmeye başlamış. “Gelen beste sayısı 50’yi geçti. Bu konudan anlayan bir arkadaş görevlendirdik. Onda toplanıyor. Bunları toplayıp albüm yapsak diye bir düşünce var” diyor. Sohbetimiz sürerken, belediye meclisi grubundan telefon geliyor; CHP’li üyeler atılacak bir adımı soruyorlar. Sonrasında bize dönüyor “Söz verdiğimiz indirimler yapıldı. İcraatımız devam ediyor” diyor, gülümseyerek.
Günde 1000 fotoğraf
İmamoğlu, 31 Mart öncesi çalışmalarında zaman zaman, “Oy vermem”, “CHP mi, asla” gibi kimi olumsuz yaklaşımları da yumuşatarak karşılamıştı. 6 Mayıs sonrası bunların hiçbirinin kalmadığını söylüyor. Şöyle diyor:
“Günde kaç kişinin elini sıktığımı bilemiyorum ama, ortalama bin fotoğraf çektiriyorum. Bazen araçtan inip bir binaya girmem yarım saati buluyor. İlk durdurmadan sonra evin penceresinden gören iniyor. Geçen gün bir minibüs durdu, tüm yolcuları inip geldi. Trafik altüst oldu, ona üzüldüm...”
Sadece İstanbul değil, tüm Anadolu kentlerinden ilgi var. Zaman zaman, “Aile büyüklerim falanca ilden aradılar, mutlaka git İmamoğlu’na desteğini ilan et, bir istediği var mı, sor, dediler. Bunun için geldim” diye kapısını çalanlar oluyormuş.
Sevgi diline devam
İmamoğlu, propaganda dönemi için “Her şey çok güzel olacak” sloganının merkez olacağını, buna bazı ekler yapacaklarını söylüyor. Dili, üslubu değiştirmeyecek. “Sevgi diline devam” diyor, ekliyor:
“Sevgi dili tuttu. İnsanların bir özlemine karşılık geldi. Bunun yanında hakkımızı militanca savunmaya, ödünsüz mücadele etmeye, çok çalışmaya da devam. Önümüzde 38 uzun gün var. Kazanmak için her şeyi düşüneceklerdir. Ama biz milletle, İstanbullularla birlikte her şeyi aşacağız.”
Herkese, kökeni ne olursa olsun herkese önce insan gözüyle bakmaya devam edecek. Bu konudaki samimiyet testini geçtiğini düşünüyor.
Hayvanlar acı çekmemeli
Görüşmemize Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Ahmet Kemal Şenpolat da katılıyor. Adalar’daki faytonları, Bayrampaşa’daki yunus parkını soruyor. İmamoğlu, “Hayvanlar da acı çekmemeli. Adalar’daki faytonlar konusu gündemimde, onlarla baş başa, açık açık konuşacağım. Kimse mağdur olmamalı. Hayvanlar da doğal ortamında yaşamalı” diyor.
İmamoğlu’nun oturduğu koltuğun hemen yanında İstanbul hedeflerini içeren, ortamda herkesin göreceği madde madde yazılmış notlar var. “İstanbul 2030-2050” dikkatimizi çekiyor, şöyle açıklıyor:
“İstanbul’da hemen bir yıl içinde yapılması gerekenler var. Devamı ciddi bir planlamayı gerektiriyor. Bu, Birleşmiş Milletler ölçeğinde bir planlama... İstanbul hepimizin, bu kentin değerlerinden hepimiz yararlanacağız. İstanbul hepimize yeter. Yeter ki, adaletli paylaşım olsun...”
Saat 16.00 sıralarında İmamoğlu’nun çalışma ofisinden ayrılırken, önünde 10’u aşkın program maddesi vardı...