2019'un en iyi yerli filmleri
2019, özellikle yapımcılar, dağıtımcılar ve salon işletmecileri arasında çıkan ‘mısır krizi’ sebebiyle bilet satışlarının ciddi manada düştüğü bir yıl oldu. Yıl sonunda açıklanan hasılat raporlarına göre “7. Koğuştaki Mucize” 5 milyon izleyiciyi sayısını geçen tek yapım olurken; “Recep İvedik 6” 4 milyona yaklaşan izleyici sayısıyla seneyi ikinci sırada kapattı. “Organize İşler Sazan Sarmalı”, “Kral Şakir Korsanlar Diyarı”, “Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu” ve “Mucize 2 Aşk” senenin diğer yüksek hasılat toplayan filmleri oldular. Geçen yılın yerli filmleri arasından beni en çok etkileyen 10 yapımı ise aşağıda bulabilirsiniz.
Emrah Kolukısa1. Kız Kardeşler (Emin Alper)
Emin Alper’in ilk gösterimini Berlin Film Festivali’nde yapan son filmi “Kız Kardeşler” yılın en iyi yerli yapımları arasında zirveye oturdu benim için. Başrollerini Cemre Ebüzziya, Ece Yüksel, Helin Kandemir, Kayhan Açıkgöz ve Müfit Kayacan’ın paylaştığı film ücra bir köyde yaşayan ve her biri farklı dönemlerde besleme olarak hayatını sürdürmüş üç kız kardeşin hikayesi anlatılıyordu. Senaryosunu da Emin Alper’in yazdığı film İstanbul Film Festivali’nde Altın Lale başta olmak üzere 5 ödül kazanırken; Saraybosna Film Festivali’nde de Emin Alper’e En İyi Yönetmen ünvanını getirdi.
2. Küçük Şeyler (Kıvanç Sezer)
İlk filmi “Babamın Kanatları”ndan sonra yeni filmini merakla beklediğimiz yönetmenlerden biri olmuştu Kıvanç Sezer. Olmuştu olmasına da bir türlü aradığı finansmanı bulamayan Sezer kafasındaki filmi çekemiyordu. Tam bu noktada devreye bir başka yönetmen, Tolga Karaçelik girdi ve filme yapımcı olarak destek verdi. Başrollerini Alican Yücesoy ve Başak Özcan’ın paylaştığı film Sezer’in “Babamın Kanatları”nda anlattığı hikayenin bir nevi devamı niteliğindeydi ve ilk filmde inşasını izlediğimiz dev sitelerin bir benzerinde yaşayan beyaz yakalı bir çiftin yaşadıklarına odaklanıyordu. Kara mizah tonundaki film katıldığı tüm festivallerden ödüller ve övgüler alırken; başrolündeki Alican Yücesoy, Adana, Antalya ve Malatya’dan En İyi Erkek Oyuncu ödüllerini alarak tekrarı zor bir başarıya imza atıyordu.
3. Kraliçe Lear (Pelin Esmer)
Pelin Esmer’in yaklaşık 15 yıl çektiği ve Mersin’in Arslanköy’ünde yaşayan tiyatrocu kadınların öyküsünü belgelediği “Oyun” adlı belgesel filmi çok beğenilmiş, sadece Türkiye’de değil dünyanı bir çok yerinde ses getirmişti. Esmer yıllar sonra aynı kadınlarla bir araya geldi ve onlarla bir turneye çıktı. Arslanköylü kadınların Shakespeare’in “Kral Lear” oyununu kendilerince yorumladığı (filmin adı da buradan geliyor elbette) ve köy köy dolaşarak sergiledikleri oyunun turnesi boyunca yaşananlar bir kez daha izleyicinin övgüleriyle karşılandı ve film katıldığı festivallerden ödüller topladı.
4. Sibel ( Çağla Zencirci - Guillaume Giovanetti)
Karadeniz’de köylülerin ıslık vasıtasıyla haberleştiği, hatta konuştuğu bir köy var: Kuşköy. İşte Çağla Zencirci ve Guillaume Giovanetti’nin yönetmenliğini üstlendiği “Sibel” bu köyde yaşayan ve geçirdiği travmatik deneyimlerin ardından sadece kuşdiliyle konuşmaya alışan bir genç kadının yaşadıklarını anlatıyordu. Başroldeki Damla Sönmez’in aylarca ıslık diline çalıştığı ve tüm aslında hiç konuşmadan tamamladığı film yılın en iyilerinden biriydi. Tabii ki filmin yıldızı Damla Sönmez’di yıl boyunca çeşitli festivallerden En İyi Kadın Oyuncu ödüllerini topladı.
5. Oray (Mehmet Akif Büyükatalay)
Mehmet Akif Büyükatalay henüz ilk filmiyle katıldığı Berlin Film Festivali’nden En İyi İlk Film ödülüyle dönerek önemli bir başarıya imza attı. “Oray” belki tam anlamıyla bir yerli film değil, ama hem yönetmeninin Türk asıllı oluşu hem de filmin büyük ölçüde bizim ikilemlerimizi yansıtan hikayesi dolayısıyla bu listeye girdi. Büyükatalay usatlıklı anlatımı, daha ilk filmden oturmuş sinema diliyle gelecek için çok büyük umutlar vaat eden bir sinemacı. “Oray”da anlattığı ve genç bir adamın dini geleneklerle kendi duyguları arasında sıkışıp kalışı üzerinden kurguladığı hikayesi ise bir derdi, bir cümlesi olan bir sinemacı olduğunu gösteriyor.
6. Görülmüştür (Serhat Karaaslan)
Serhat Karaaslan ilk filmi “Görülmüştür” ile yine festivallerin öne çıkan yapımlarından birine imza attı 2019’da. Bir cezaevinde infaz koruma memuru olarak çalışan genç Zakir’in (Berkay Ateş) içeriden dışarıya, dışarıdan içeriye yazılan mektupları okuyarak geçen günlerini anlatan film mektuplardan birinde muhtemel bir suç unsuru olduğuna dair şüpheleriyle bir anda farklı bir ruh haline bürünecektir. Gerçekle hayal arasında sıkışıp kalan Zakir şüphelerinin peşinde koştukça daha da yalnızlaşacak ve girdiği çıkmazda kaybolacaktır. Saadet Işıl Aksoy, Füsun Demirel ve İpek Türktan’ın da rol aldığı film İstanbul, Ankara ve Adana’dan çeşitli ödüller almış; Serhat Karaaslan’a Karlovy Vary’de FEDEORA; Duhok’ta ise En İyi Yönetmen ödüllerini getirmişti.
7. Anadolu Turnesi (Can Eskinazi - Deniz Tortum)
Venus Music Peace Band adlı bir rock grubunun Anadolu’da çıktıkları turnenin belgeselini çeken Can Eskinazi ve Deniz Tortum senenin en güzel sürprizlerinden birine imza atmıştı 2019’da. Dört gençten oluşan ve gittikleri yerlerde genellikle parklarda ya da kamuya açık alanlarda ücretsiz konserler veren grubun başından geçen olaylar hem Türkiye’nin ilginç bir panoramasını sunuyor hem de çok renkli bir karakterler galerisi getiriyordu önümüze.
8. Yuva (Emre Yeksan)
İlk filmi “Körfez” in hemen bir yıl sonrasında “Yuva” ile gelen Emre Yeksan yine ilk filminde olduğu gibi Venedik Film Festivali’nden başlıyordu yolculuğuna. Biri yıllardır ormanda yaşayan ve hayatını ona göre adapte etmiş; diğeri ise şehirden kopmayı aklına bile getirmemiş iki erkek kardeşin bir mülk problemi sebebiyle yeniden bir araya gelişlerini anlatan film insanın doğayla olan yüzleşmesini ve bu yüzleşmenin onlarda yarattığı etkileri inceliyordu bir bakıma. Kutay Sandıkçı ve Eray Cezayirlioğlu’nun başrollerini paylaştığı film İstanbul Film Festivali’nden üç ödülle döndü.
9. Kardeşler (Ömür Atay)
Ömür Atay’ın ilk uzun metrajlı filmi “Kardeşler” büyük bölümü ıssızlığın ortasındaki bir dinlenme tesisinde geçen ve iki erkek kardeşin hem birbirleriyle hem babalarıyla hem de yaşadıkları hayatla olan hesaplaşmalarını, yüzleşmelerini anlatıyordu. Başrolleri paylaşan Ege Yazar ve Caner Şahin’in oyunculuklarıyla dikkat çeken filmde genç kuşağın popüler isimlerinden Gözde Mutluer de akılda kalıcı bir performans sunuyordu.
10. Nebula (Tarık Aktaş)
Yazıp yönettiği ilk filmi “Nebula” ile Locarno Film Festivali’nde En İyi Yeni Yönetmen ödülü alan Tarık Aktaş farklı sinema diliyle ilk bakışta kendini belli eden bir sinemacı. Geleneksel hikaye anlatısının dışına çıkan üslubuyla kimilerine zor gelen bir film olsa da “Nebula” cesur bir deneme olarak 2019’dan aklımda kalan filmler arasına girdi. Bir sonraki Tarık Aktaş filmini de merakla bekliyorum elbette.