"2012, her açıdan 2011'den daha iyi olacak"
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'ye yıl başından bu yana net döviz girişinin 1,5 milyar dolar olduğunu, 2012'nin, 2011'e oranla her açıdan daha iyi olacağını söyledi.
cumhuriyet.com.trTÜSİAD'ın 42. Olağan Genel Kurulu'nda onur konuğu olarak konuşan Babacan, burada üyelere, "Avrupa'daki Gelişmeler ve Türkiye Ekonomisi" başlıklı bir sunum yaptı.
Türkiye'nin yaptığı her şeyin artık yakından izlendiğini ve ülkeler tarafından örnek aldığını söyleyen Babacan, bugün artık yeni bir birim kurduklarını ve reform sürecinde olan ülkelere destek verdiklerini belirtti. Bu kapsamda Tunus, Mısır ve Libya ile yakın temas içinde çalıştıklarını belirten Babacan, "Onların geçiş sürecinde, reformlarına destek veriyor, daha ziyade kendi tecrübelerimizi bu ülkelerle paylaşıyoruz" dedi.
Türkiye'nin de içinde bulunduğu bölgenin zor bir dönemden geçtiğini, komşularda sıkıntıların olduğunu, ancak Arap Baharı ile daha çok demokrasi ve daha çok özgürlük isteyen ülkelerdeki bu istekleri sıhhatli gördüklerini dile getirdi. Babacan, her geçiş sürecinde sıkıntı ve sancıların mutlaka olacağına işaret ederek, "Nihayetinde Türkiye'yi kuşatan bu bölgenin daha istikrarlı olmasını istiyorsak, bu ülkelerin destekçisi olmamız gerekiyor. Bu ülkeler, açık toplumlar haline geliyorlar. Artık, küçük bir uydu anteni ile yüzlerce kanalı izleyebilen, internet aracılığı ile birbirleriyle ortak hareket etmeye başlayan toplumlar söz konusu. Biz bu dönüşümü bekliyorduk" dedi.
Türkiye'nin Afrika'ya da ilgisinin arttığını ve Türk Hava Yolları'nın burada 18 şehre direk uçuş yaptığını hatırlatan Babacan, bu bölgede hızla ticaret ve yatırım imkanlarının geliştiğini vurguladı. Avrupa'da ise finansal kriz dolayısıyla sıkıntıların olduğunu hatırlatan Babacan, "Türkiye'nin mutlaka, ihracat pazarlarını genişletmesi ve Avrupa'ya olan bağımlılığını azaltması gerekiyor. Ülkemize doğrudan sermaye girişinin yüzde 80'i Avrupa ülkelerinden geliyor. Bunun korunması, ancak ilgimizi daha uzaklara, gelecek vaat eden ülkelere çevirmemiz gerekiyor" dedi.
Avrupa'da finansal krizin yanı sıra, rekabet gücünün de önemli ölçüde kırıldığını söyleyen Babacan, "Öyle Perşembe günü öğleden sonra hafta sonu izne çıkıp, 3,5 gün çalışıp, 3,5 gün tatil yapmak yok. Çalışıp üretiyorsanız tamam. Fakat artık üretimde geri kalıyorsanız, inovasyonda ABD'ye ve Uzak Doğu'ya göre geride kalmaya başlarsanız öyle fazla tatil yok. Çalışmak durumundasınız" dedi.
Avrupa'da sorunun çözümü için hükümetlerin güçlü olması gerektiğinin altını çizen Babacan, geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile İngiltere'ye yaptıkları ziyaretten bahsetti. Bu temasları sırasında bir kiliseyi de ziyaret ettiklerini açıklayan Babacan, şunları söyledi:
"Kilisede, törenin bir parçası olarak bir dua okundu. Duanın içerisinde çok enteresan ifadeler vardı. Papaz, duayı okurken dedi ki: 'Tanrım, sen borç içinde yüzenlerin yardımcısı ol, ekonomimiz açısından zor ama gerekli kararları almak durumunda olanlara de cesaret var.' Bu iki cümle, her şeyi özetliyor. Gerçekten Avrupa'da cesur kararlar gerektiren bir dönem. Kendi gölgesinden korkan, 6 ay sonra seçim var, 1 yıl sonra seçim var diyen hükümetler, o seçim sürecine bile gelemiyorlar."
Türkiye ekonomisine de değinen Babacan, hükümetin hazırladığı orta vadeli programda, 2011'de yüzde 7,5 oranında bir büyüme öngördüklerini, fakat yüzde 8'i de geçen bir büyüme ile 2011 yılını kapatmış olacaklarını söyledi. 2012 yılında ise farklı senaryoların düşünülebileceğini, Avrupa'da ne olacağına bağlı olarak farklı tabloların karşılarına çıkabileceğini açıklayan Babacan, "2012 yılında yüzde 4'lük bir büyüme olacağını tahmin ediyoruz. Fakat, Avrupa'da işler kötüye giderse bu rakamın aşağıya doğru revize edilmesi lazım. Avrupa'da birden, bir toparlanma iyi kararlar alınmaya başlarsa, bu rakamı yukarı doğru revize gerek. Şu konuda dikkatinizi çekmek istiyorum, bazen 7,5-8'den yüzde 4'e inişi, 'daralma' diye sunuyorlar ve 'geriye gideceğiz' yorumu yapıyorlar. İşler 2011'den daha kötü olacak gibi bir algı var. Fakat, bunlar büyüme hızları. 2012 yılı, 2011'den daha iyi bir yıl olacak her açıdan. 2010'dan 2011'e geçerken o hamleden belki, biraz daha yavaş bir şekilde daha iyiye doğru gideceğiz. Geçen yıla göre daha düşük büyüme, işlerin daha kötü olacağı değil, yine de daha iyi olmaya devam edeceğini, fakat artış hızının belki biraz düşeceğini gösteriyor" diye konuştu.
Konuşmasında yargı konusuna da değinen Babacan, hükümetin Anayasa değişikliğine kadar yargıda attığı adımların sınırlı kaldığını ve çalışmalarının yargı tarafından engellendiğini savundu.
Türkiye'de yargı sistemini kararlı adımlarla yüksek standartlara ulaştırılması gerektiğini belirten Babacan, gerçek bir hukuk devleti olmadıktan sonra Türkiye'nin 10.büyük ekonomilerden de biri olamayacağını söyledi. "Kamu vicdanında yer bulmayan, insanların bir türlü ikna olmadığı tablolar var" diyen Babacan, "Bunu mutlaka çözmemiz gerekiyor. Hükümet olarak bu konuda kararlılığımız tam. Fakat bu konuda da sancılar olacaktır. Mevcut düzenin bozulmasından rahatsız onlarlar mutlaka olacaktır. Bu konuda bize, süre ve zaman lazım, ama ne yapacağımızı gayet iyi biliyoruz ve o konuda da adımlar atmaya başladık" açıklamasında bulundu.