2012 DA14 asteroiti dünyayı kılpayı sıyıracak

Astronomlarca 2012 DA14 olarak adlandırılan, olimpik yüzme havuzu büyüklüğündeki asteroit bugün dünyayı adeta yalayarak geçecek.

cumhuriyet.com.tr

Yeryüzü ile arasında sadece 27 bin 500 kilometre kadar bir mesafe kalacak olan asteroit, yeryüzüne Dünya yörüngesindeki suni uydulardan bile daha çok yaklaşacak. Planetary Society adlı bilimsel kuruluşun Üs Yöneticisi Bill Nye, CNN televizyonuna yaptığı açıklamada 27 bin 700 kilometrelik mesafenin Dünya'nın Güneş etrafındaki yörüngesinde sadece 15 dakikalık bir zaman diliminin temsil ettiğini belirterek, asteroitin 15 dakika kadar daha önce gelmiş olması durumunda çarpışmanın kaçınılmaz olacağına dikkati çekti.

Astronomlar, genişliği 45 metre olan asteroitin Dünya'ya en yakın konumuna, TSİ 21.24'te Endonezya üzerindeyken geleceğini belirtiyor. Asteroit havanın açık olması durumunda karanlıkta dürbün yardımıyla gözlenebilecek. Asteroit 22 Şubat 2012'de, İspanya'nın güneyinde, Granada kenti yakınında bulunan, yerden 1700 metre yükseklikteki La Sagra Gökyüzü Araştırma adlı gözlemevince belirlendi.

Asteroiti gözlemleyen astronomlardan Jaime Nomen yaklaşık 1 yıl önce asteroitin bulunmasının ardından yaptığı açıklamada, ilk hesaplamaların, Güneş etrafındaki dönüşünü 366,24 günde tamamlayan astroitin yörüngesinin Dünya'nınkine çok yakın olduğunu gösterdiğini söylemişti.

Çarpma riski bulunmamasına karşın, asteroitin Dünya'ya bu kadar çok yaklaşması astronomlara, asteroiti daha yakından izleme ve Dünya ve Ay'ın çekim gücünün asteroit üzerindeki etkilerini hesaplama fırsatı verecek. ABD'nin California eyaletinde, Mojave çölündeki NASA'ya ait Goldstone radarı geçisi sırasında asteroiti izleyerek, yüzeyi, özellikleri ve yapısı hakkında bilgiler toplamaya çalışacak.

Astronomların yaptığı hesaplamalara göre Dünya'nın çekim gücünün asteroitin yörüngesini kaydırarak Güneş'e yaklaştıracak olması nedeniyle asteroit ancak bir 100 yıl kadar sonra tekrar Dünya'nın yakınından geçecek.

 

Asteroit Dünya'ya çarpsaydı ne olurdu

2012 DA14'e yakın büyüklükteki bir cismin 1908'de Rusya'nın Sibirya bölgesinde bulunan Podkamanennaya Tunguska gölüne düşmesi sonucu, yaklaşık Moskova'nın yüzölçüme denk gelen 2150 kilometre karelik bir alanda 80 milyon ağaç yok olmuştu.

Görgü tanıkları, şans eseri olarak yerleşim yerlerinden uzaktaki bir bölgeye düşen nesnenin yarattığı şok dalgasının, merkez üssünden yüzlerce kilometre mesafedeki evlerin camlarının kırılmasına yol açtığını belirtmişlerdi. Bir kuyruk yıldızın koparak atmosferde patlayan bir parçası veya bir gök cismi olduğuna inanılan nesnenin yarattığı atmosferik dalgalanmalar, düştüğü bölgeden binlerce kilometre uzaklıktaki İngiltere'den de hissedilmişti.

Asteroit ile aşağı yukarı aynı büyüklükte olan bir nikel demir karışımı bir başka gök cisminin de bundan 50 bin yıl kadar önce ABD'deki Arizona çölüne düşmesi sonucu bölgede 1,2 kilometre genişliğinde ve 170 metre derinliğinde, bugün Barringer adı verilen bir krater oluşmuştu.

 

Asteroitlerin çarpması önlenebilir mi

Shoemaker-Levy 9 adlı bir kuyruklu yıldızın 1994'te Jüpiter'e düşerek, gezegende yaklaşık Dünya genişliğinde bir alanda büyük bir tahribata yol açması dünyada bir dönüm noktası oldu. Bu olaydan sonra konunun aciliyetini kavrayan bilimadamları asteroitlerin ve kuyruklu yıldızların izlenmesi çalışmalarına yoğunluk verdi.

NASA'nın Dünya Yakınındaki Asteroit İzleme Sistemi'nin 2000 yılında açıkladığı verilere göre Dünya yakınında, çapları 1 kilometreden büyük olan 500 ila 1000 asteroit bulunuyor. Dünya'ya çarpma ihtimali bulunan asteroitlerin belirlenmesi, Dünya'ya çarpmalarının önlenmesi çalışmalarında ilk adımı oluşturuyor. Ancak Dünya'nın bu asteroitlerden nasıl korunacağı konusu zor bir sorun olarak ortaya çıkıyor.

Bu konuda yürütülen çalışmalarda ilk akla gelen nükleer bombalardan yararlanılması oluyor. Ancak Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA) amacı nükleer bombalarla asteroiti daha küçük parçalar halinde, Dünya'ya tehdit oluşturacak şekilde parçalamak değil. Amaç, patlamanın yaratacağı şiddetli radyasyonla asteroitin bir yüzünü buharlaştırmak suretiyle asteroitin yüzeyindeki materyali küçük roketler gibi uzaya fırlatmasını sağlamak.

Diğer bir yöntem ise çok sayıda nükleer bombayı asteroit yakınında patlatarak bir kinetik enerji yaratmak. Bununla, asteroiti parçalamak yerine, tıpkı yuvarlanan bir bovling topuna bir başka topla vurarak yönünü değiştirmeye benzer bir etki yaratılmak isteniyor.

Bilimadamlarının hesaplamalarına göre asteroit Dünya'ya çarpmadan 20 yıl önce yaratılacak saatte bir 1,6 kilometrelik bir çarpma etkisi asteroitin yolunda 273 bin 500 kilometrelik bir sapma yaratmak için yeterli.

NASA'nın diğer bir ilginç projesi de nükleer güçle işleyen robotlar göndermeyi içeren "Modular Asteroid Deflection Mission Ejector Node" (MADMEN) adlı proje. Bu yöntemin ana fikri, robotların asteroitin yüzeyini kazarak küçük parçalar haline getirdikten sonra bu parçaları elektromıknatıslar aracılığıyla yüksek hızlarda uzaya fırlatmak.

Bu projenin, asteroitin yüzeyine yerleştirilecek kimyasal yakıtla işleyen motorlar yardımıyla Dünya'dan uzaklaştırılmasını içeren diğer bir metoda göre avantajı ise kimyasal yakıta ihtiyaç bulunmaması. Ancak tahmin edilebileceği gibi bu planın hayata geçirilmesi de son derece ciddi bir araştırma geliştirme çalışmasını gerektiriyor.