'2011, AKP'nin yıkım politikalarına karşı duruşun yılı olacak'
DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, 2011'in küresel krize ve "AKP'nin yıkım politikalarına karşı emek cephesinin mücadelesinin artacağı" bir yıl olacağını ifade ederek herkesi bu konuda göreve çağırdı.
cumhuriyet.com.trDevrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Sendika Genel Merkezi'nde 2010 yılını değerlendirdiği ve 2011 yılına ilişkin hedeflerini açıkladığı bir basın toplantısı düzenledi. Çelebi yaptığı toplantıda çalışma hayatı açısından 2010 yılını değerlendirerek, "2010 yılı beklentilerin karşılanamadığı, krizin yıkıcı etkisinin, uygulanan yeni liberal politikaları ile birleşmesi sonucu yaşanan yoksullaşmanın ağırlığını hissetirmeye devam ettiği, önemli sayıda emekçi için işsizliğin uzun dönemli hatta umutsuz bir sorun haline geldiği, işten atılma korkusunun toplumda bir travma yarattığı, haklar ve özgürlükler yönünden ise önemli bir iyileşmenin görülmediği, örgütsüzleştirmenin, kuralsızlaştırmanın, esnekliğin hukuksuzlaştırmanın yaygınlık kazandığı, "Torba Yasa"larla güvencesizliğin bir kural haline getirilmeye çalışıldığı, asgari ücretlilerin açlık sınırının altında yaşamaya mahkum bırakılmalarının ısrarla devam ettirildiği bir dönem oldu" dedi.
'2010'da işçi sınıfına topyekün saldırıldı'
2010 yılını genel olarak değerlendirdiklerinde, "emekçilere yapılan saldırıların, tek tek sendikal örgütlere değil, bütün işçi sınıfına topyekün olarak yapıldığını" ifade eden Çelebi, bu saldırılardan en büyüğünün, "toplumsal mutabakat gözetmeksizin antidemokratik bir biçimde sunulan ve 12 Eylül ruhuyla hazırlanan Anayasa Referandumu" olduğunu sözlerine ekledi.
'Teğet geçtiği söylenilen krizi resmi rakamlar bile gizleyemiyor'
TÜİK'in yoksulluk araştırması sonuçlarını hafta ortasında gecikmeli olarak açıkladığını ifade eden Çelebi, "Buna göre, 2009 yılında yoksulluk oranı yüzde 17.11'den yüzde 18.08'e yükselmiş yani 814 bin artış olmuştur. Bize göreyse, nüfusun yüzde 15'i açlık sınırının, yüzde 75'i ise yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. Görüldüğü gibi, 'teğet geçtiği' söylenen krizi resmi rakamlar bile gizleyememektedir" ifadelerini kullandı.
En temel insan hakkı olan sağlık hakkının AKP iktidarında paralı hale getirildiğini, sosyal güvenlik açığı "bahanesiyle" katkı paylarının sürekli artırıldığını savunan Çelebi, 1923'ten 2002 yılına kadar, 80 yıldır Türkiye'nin toplam 220 milyar dolar olan borcunun 2010 sonunda 350 milyar TL iç borç ve 423 milyar TL dış borç olarak karşımıza çıktığını ve toplam borcun 773 milyar TL'ye ulaştığını ifade etti. Çelebi, 2010 yılında yeni doğan her bebeğin 10 bin 589 TL borçla dünyaya geldiğini sözlerine ekledi.
'Torba Yasa geçerse asgari ücretin daha da düşmesi sağlanacak'
Mecliste görüşmeleri devam eden Torba yasa tasarısının geçmesi halinde sırada, kıdem tazminatlarının ortadan kaldırılması, asgari ücretin daha da düşürülmesini sağlayacak, bölgesel asgari ücretin uygulamaya konulması, taşeronlaşmanın kolaylaşmasını sağlayacak yeni hak kayıplarının devreye girmesi, kişinin iş seçme iradesini özel istihdam bürolarına devrini sağlayacak "kölelik uygulamalarının" gündeme getirileceğini savunan Çelebi, "Diğer yandan şu ayrıntıya da dikkat çekmek istiyoruz:Torba Yasa'da ticari taksi, dolmuş, benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşıma aracı iş yerlerinde çalışanların sigortası ve sosyal güvenceleri ile ilgili olarak getirilen düzenleme ile plaka sahibine sadece 10 günlük prim ödeterek kalan primlerini şoförlerin kendi ceplerinden ödemesi öngörülmektedir. Bu düzenleme plaka sahiplerinin yükümlülüğünü azaltmakta, şoföre paran kadar sigorta sahibi ol denilmektedir. Bu nedenle, sadece fabrika/işyeri odaklı değil taksi, minibüs şoförleri, ev eksenli çalışma, ev işçiliği, gündelikçilik gibi bütün dışarıdan çalışma biçimleri devletçe tanınmalı, bu çalışma biçimlerinin koşullarına uygun ve bu işçilerin ihtiyaçlarına yönelik bir iş sağlığı güvenliği anlayışı getirilmelidir" diye konuştu.
'İş sağlığı ve güvenliği açısından önceki yıllara göre değişen bir şey yok'
İş kazaları ve meslek hastalıkları açısından bakıldığında Türkiye'de iş sağlığı ve güvenliği alanında önceki yıllara göre değişen hiçbir şeyin olmadığını söyleyen Çelebi, "Son beş yıllık verilere bakıldığında gerek iş kazaları sayıları ve gerekse de ölümler açısından ortalama düzeylerde bir değişim söz konusu değildir. Meslek hastalıkları açısından bakıldığında ise gerek 2006-2008 ve gerekse de 2009-2013 politika belgelerinde ortaya konulan hedef yaklaşımların yanına bile yaklaşamayan bir gerçeklik söz konusudur. Her iki belgede de meslek hastalığı tanı sisteminin yüzde 500 geliştirilmesi hiçbir gerçekliği olmayan bir yaklaşım olmuştur. Son 5 yıllık gelişmeye bakıldığında meslek hastalığı rakamları ülkemizde meslek hastalığı vakalarının nerdeyse hiç olmadığını göstermektedir. Bu durum uluslar arası bilimsel yaklaşımları da reddeden bir gerçekliktir. Yapılan araştırmalara göre her yıl çalışanların binde 4'ü ile binde 12'si arasında meslek hastalığı vakası beklenmektedir" diye konuştu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın iş sağlığı ve güvenliği alanında yaptığı düzenlemelerin Türkiye'deki "kötü tablonun ortadan kaldırılmasını" veya "çalışanların sağlıklı ve güvenli koşullarda üretim yapmalarını" sağlamaya dönük bir içerik taşımadığını savunan Çelebi, "Aksine yapılan bütün düzenlemelerin birikim ve rekabetin gereklerini engellemeyecek düzenlemeler olduğunu söylemek abartı olmayacaktır" dedi.
'2011 AKP'nin yıkım politikalarına karşı mücadelenin artacağı bir yıl olacak'
2011'in, küresel krize ve "AKP'nin yıkım politikalarına karşı emek cephesinin mücadelesinin artacağı" bir yıl olacağını ifade eden Çelebi, "Herkese bu konuda görev düşmektedir. DİSK olarak görevimizin bilincindeyiz ve görev başındayız. Bunu başaracak ve 2011'i yükselen emek cephesinin güçlü sesiyle inşaa edeceğiz. İnsanca yaşanacak bir ülkeye kavuşmak için yaptığımız yürüyüşümüzü tüm engellere, zorluklara rağmen sürdüreceğiz, yılmadan yola devam edeceğiz. 2011'in halkımıza, tüm emekçilere, yoksullara, dışlanmışlara, farklı olanlara, ezilenlere insanca yaşayabilecekleri bir dünyanın kapılarını aralamasını diliyoruz" ifadelerini kullandı.