12 Eylül YÖK’ü bile reddetti
YÖK, akademiden keyfi ihraçlara yol açacak yasa teklifine karşı çıktı.
cumhuriyet.com.trSüresi son bulmasına rağmen yetkileri artırılarak yasalaştırılmaya başlanan OHAL’in kendisi bitti, zihniyeti Meclis’te. OHAL sonrası düzenlemeler içeren ve YÖK’e 3 yıl boyunca üniversitelerden akademisyenleri ihraç etme yetkisi veren yasa teklifi, TBMM Adalet Komisyonu’ndan AKP ve MHP oylarıyla hızla geçti.
Komisyonun CHP’li üyeleri CHP milletvekilleri Sibel Özdemir ve Yıldırım Kaya, dün TBMM’de basın toplantısı düzenleyerek içerideki tartışmaları ve düzenlemenin yol açacaklarını anlattı.
Yıldırım Kaya, “Getirilen yasa teklifi YÖK’ü bile isyan ettirdi. Böylesine antidemokratik düzenlemelerle, akademisyenlerin üniversiteden ihracı konusunda sorumluluk almak istemeyen YÖK, düzenlemeye karşı çıktı. Kendisi de ‘darbe ürünü’ olan YÖK’ün bile, AKP’nin ‘darbe ürünü’ yasalarının sorumluluğunu almak istememesi, ibretlik bir durumdur” dedi.
Yetkili olmak istemedi
YÖK’ün, verilen ihraç kararlarının yerel ve uluslararası mahkemelerde savunulmasının zorlaşacağı açıklamasını yaptığını hatırlatan Kaya, şöyle devam etti:
“Altını çizerek dikkatinizi çekmek istiyorum, YÖK yaptığı itirazla, akademisyenlerin ihraç edilmesine karşı çıkmıyor, ihraç yetkisinin kendisine verilmesine karşı çıkıyor.
Tabii ki YÖK’ten, yargısız infazlara karşı çıkmasını, evrensel hukuku, adaleti, insan haklarını savunmasını beklemiyoruz. Bugüne kadar 6 binin üzerinde akademisyen üniversitelerden ihraç edildi. YÖK sorumluluk almak istemiyor. Akademisyenlerin, mahkemelerde kendilerini savunma hakları yok, neyle suçlandıklarını bilmiyorlar. Haklarında takipsizlik kararı verilenler ve açtıkları davaları kazananlar dahi görevlerine iade edilmiyor. AKP, OHAL’i kaldırmamıştır! OHAL’i 3 yıl daha uzatmak için darbe yasası çıkarmak istiyor’’
Amirin keyfiyetine kaldı
Sibel Özdemir de, söz konusu maddeyle sadece ihraçlarla sınırlı kalınmadığını, ihraç edilenlerin işlerinin dışında birçok sosyal ve özlük haklarını da kaybedeceklerini ve bu haklarını mahkemelerde arayamayacaklarını vurguladı.
Bu maddenin en çok yükseköğretim personelini, akademisyenleri, üniversiteleri hedef aldığına dikkat çeken Özdemir şunları söyledi:
“Akademisyenlerin, üniversite hocalarının özlük hakları, iş güvenceleri idare amirinin keyfi bir kararıyla ellerinden alınabilecek, özgür ve bağımsız bir şekilde görevlerini ve bilimsel çalışmalarını yapmalarının da önüne geçilmiş olacaktır. İşte bu nedenle, Komisyon görüşmelerinde, bu düzenlemeye ilişkin YÖK’ün ne düşündüğünü sormam üzerine YÖK Başkanvekili Sayın Prof. Dr. Safa Kapıcıoğlu, şu çok önemli uyarılarda bulundu:
-Akademik personelin atama sürecindeki bütün işlemler üniversitelerimiz tarafından yapıldığı için rektör ataması dahil hiçbir atamada YÖK’ün dahli ve yetkisi bulunmadığını,
-Atama sürecinde dahli ve yetkisi bulunmayan Yükseköğretim Kurulunun öğretim elemanlarının kamu görevinin ihracında yetkili kılınmasını uygun bulmadıklarını.
-Yetkili olunmayan akademik personelin kamu görevinden ihraçlarının YÖK tarafından yapılmasının, uygun olmadığını değerlendirdiklerini kaydetmiştir.”
Teklif neye yol açacak?
İlgili yasa teklifinin 23’üncü maddesinde yer alan geçici 35’inci maddenin 7’nci fıkrası ile “1983 tarihli 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu’na tabi personel, Yükseköğretim Kurulu Başkanı’nın teklifi üzerine Yükseköğretim Kurulu kararıyla” ihraç edilebileceği belirtiliyor. 10’uncu fıkrada ise, “Bir bakanlığa bağlı ilgili veya ilişkisi olmayan diğer kurumlarda ise her türlü kadro, pozisyon ve statüde istihdam edilen personel birim amirinin teklifiyle ihraç edilir” ifadesi var. CHP’ye göre söz konusu teklifin yol açacakları şunlar:
-Hukuksuz ve delil - dayanak olmadan akademik personelin ihracının önü açılacak.
-Üniversite birim amirlerinin, akademik personel ile ilgili olarak terörle irtibatı ve iltisakına dair yapacağı bir değerlendirme veya bir kanaati sonucu, keyfi kararlarla ihraçlarının yolu açılacak.
- İtibarı ve nitelikleri tartışılan üniversitelerimiz, uluslararası alanda açıklanması çok daha zor duruma düşürülecek ve akademik özgürlüklere ve akademik personele yeni bir kısıtlama daha getirilecek.
Anayasa'ya aykırı
Eğitim-İş Sendikası’nca bu konuda yapılan açıklamada da ‘’FETÖ ile mücadele adı altında ilan edilen OHAL süresince, hiçbir terör örgütüyle ilgisi bulunmayıp sadece ilerici, muhalif olduğu gerekçesiyle akademide tırpan yapılmışken, bu yeni düzenlemeyle yasal kılıfta yeni tırpanlar olacağı ortaya konmuştur’’ dendi. Sendika yönetiminden yapılan açıklamada şunların altı çizildi: “Anayasaya, emeğin hakkına, insanlık onuruna, içinde bulunduğumuz çağın kazanımlarına tamamen aykırı olan bu düzenlemenin yasalaşmasıyla, herhangi bir kanıt, dayanak bulunmasına bile gerek kalmadan iktidar ve onun belirlediği üniversite yönetimleri tarafından keyfi ihraçlar yapılacaktır. Yıllarca kendisini darbe karşıtı olarak lanse eden iktidarın yaptığı bu düzenlemeyi, ne ilginçtir ki bir darbe ürünü olan YÖK bile içine sindirememiştir.”