"12 Eylül: Kırılma noktası"

DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, ''Türkiye'yi bu hale getiren en büyük darbeci general Kenan Evren yargılanmadığı sürece kimse bugün darbelere karşıyım diyemez'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, 12 Eylül askeri müdahalesinin yıl dönümü dolayısıyla Akatlar'daki Mustafa Kemal Kültür Merkezi'nde düzenlenen ''Bir Türkiye Gerçeği: 12 Eylül'' konferansının açılışında yaptığı konuşmada, 12 Eylül'ün, askeri müdahalenin sonuçları açısından Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ''kırılma noktası'' olduğunu savundu.

12 Eylül'ün, toplumu her bakımdan siyasal, sosyal ve ekonomik olarak yeniden şekillendirme, askeri güç kullanarak toplumun teslim alınması projesi olduğunu öne süren Çelebi, ''Bu süreci ne unuturuz ne de affederiz, asla unutmayacağız'' dedi.

12 Eylül'ün hesabı kapanmadan, darbeciler hesap vermeden Türkiye'de gerçek bir demokrasinin kurulamayacağını savunan Çelebi, şunları söyledi:

''12 Eylül toplumsal dokuyu iltihaplaştırmıştır. Bundan kurtulmanın imkanlarını yaratmak için dayanışmaya asla izin verilmemiştir. Bu nedenle 12 Eylül'ün hesabı basit bir hukuk davası ile görülemez. Yalnızca siyasal sonuçların hesabıyla da yetinilemez. Bu dava kesinlikle sosyal bir davaya dönüşmek durumundadır.

12 Eylül ile birlikte toplumun üzerine ölü toprağı serpildi. 12 Eylül askeri darbesinin esas varmak istediği de buydu. Bu nedenle DİSK Davası yaratıldı. Devletin tepesinde oturan generaller, inançları kullanan şeyhlerin, şıhların elindeki tarikatlarla sivil görünüm altında dinsel odaklarla o dönemde pazarlıklar yapıldı. O pazarlıklar din istismarıydı. Şimdi kim neden şikayet ediyor? Bugün 'irtica' diye şikayet ettikleri hareketlerin önünü kendileri açtılar.''

''Ergenekon'' davasının, topluma ''darbecilerin yargılanması'' olarak sunulduğunu savunan Çelebi, ''Bu dava 12 Eylül'ü kapsamadan ve darbe şartlarını hazırlayan katliamları, cinayetleri ortaya koymadan gerçek bir darbe davası olamaz'' dedi.

''Türkiye'yi bu hale getiren en büyük darbeci general Kenan Evren yargılanmadığı sürece kimse bugün darbelere karşıyım diyemez. Askeri darbelere karşı olmanın tek ölçütü, 12 Eylül'ü yargılamaktan geçiyor'' diye konuşan Çelebi, şunları dile getirdi:

''Gündeme bir demokratik açılım konusu getirildi. DİSK olarak destekliyoruz. Bu açılımdan zaten fiilen konuşulan Kürtçe'nin resmen tanınması ve köy adlarının değiştirilmesi sonuçlarını beklemiyoruz. Biz işçiler olaylara sınıfsal bakarız. Bu açılımdan Kürt emekçiler, Kürt işçi sınıfı ne kazanacak? Şeyhlik, şıhlık, toprak ağalığı düzeni değişecek mi?''


İstanbul'daki sel

Süleyman Çelebi, İstanbul'da büyük bir çevre felaketinin yaşandığını ve 32 kişinin hayatını kaybettiğini de belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

''Halen bu ülkede 21. yüzyılda ekmek parası için çalışanlar, işçiler konserve kutusu gibi araçlarda servis yapıldığı için 7 işçi yaşamını yitiriyor. Emekçiler ve yoksullar yine işsiz kaldılar. Bu faciaya doğal felaket diyemeyiz. Bu insana değil, paraya, ranta önem veren anlayışın sonudur. Bu büyük felaketin nedeni insanı ikinci plana iten politikalardır. İstanbul'u rant alanı olarak gören anlayıştır. Bütün bunların önü 12 Eylül ile birlikte açılmıştır.''