11 yıl sonra gelen adalet... Hukukçular: İlk gün bu karar verilmeliydi

Yargıtay’ın bozma kararının ardından yeniden görülmeye başlanan Ergenekon davasında mütalaasını açıklayan savcının ‘Ergenekon Silahlı Terör Örgütü’nün varlığının kanıtlanamadığı kararını hukukçular gazetemize değerlendirdi.

Zehra Özdilek

 

Yeniden görülen 235 sanıklı Ergenekon davasında savcı, mütalaasını açıkladı. Savcı “Sahte deliller kullanılmış, suç işlemediği kesin şekilde bilinen kişilere iftira edilmiştir. Bazı terör ve suikast olaylarını devleti ele geçirmek isteyen cemaat hazırladı” dedi.

Savcı, Danıştay ve gazetemize yönelik saldırıların sanığı Alparslan Arslan hakkında ağırlaştırılmış müebbet istedi. FETÖ kumpası, başyazarımız İlhan Selçuk’un da aralarında bulunduğu çok sayıda kişiyi yaşamdan koparmış, yüzlerce kişinin hayatını karartmıştı. 

İlhan Selçuk yıllarca yazdı

İlhan Selçuk, 24 Nisan 200'da kaleme aldığı yazıda, "ERGENEKON dava değildir.. Hukuk değildir.. Tertiptir.. Plandır.. İş davaya kalsa, bu iş çoktan bitti.. Dava çökmüştür... Ergenekon F tipi polisle AKP iktidarının rejim üstüne bir büyük operasyonuna dönüşmüştür... Adım adım TSK’yi, daha başka deyişle laik, Atatürkçü orduyu kuşatmak üzerine operasyondur." demişti.

Avukatlar adaletin geç geldiğini, telafisi mümkün olmayan zararların yanında bu mütalaanın buruk bir sevinç yaşattığını söylediler. Avukatların görüşleri şöyle:

<haber-dikey:1156359>

Utanç verici bir durum

-Avukat Celal Ülgen: Çok geç kalınmış bir mütaala. Kararda çok geç kaldı. Çünkü bugüne kadar FETÖ terör örgütünün silahlı yönü üzerinde ve örgütsel yönü üzerinde birçok dava açıldı. O davalar neredeyse sonuçlandı. Buna rağmen FETÖ’nün kurduğu bu kumpas davalarının bugüne kadar sarkması Türk yargısı açısından utanç verici bir durumdur. Yani bunu kabullenmek, normalmiş gibi kabul etmek doğrusu bizi çok üzüyor. Bir taraftan FETÖ ile mücadele yapıldığı iddia edilirken öbür tarafta  FETÖ yargıçlarının, savcılarının ve polisinin kotardığı ve artık herkesin üzerinden kumpas diye bir uzlaşmaya vardığı davaların sürüncemede bırakılması ve bir kısım sanıklar üzerinde demokrasinin kılıcı gibi sallandırılması doğrusu yargıya yakışmıyor. Onun için umarız ve dileriz 27 Aralık’ta artık bu son olur. İnsanlarda rahat nefes alabilecek duruma geçebilirler.

Osman Yıldırım kaçtı

-Avukat İrem Çiçek: 10 yıl sonra gelen çok gecikmiş bir adalet. Ama 10 yıl sonra bile olsa mütalaayı ilk günden verilmesi gereken bir karar olarak değerlendiriyorum. Mütalaada aslında ‘Ergenekon yoktur’ dedi. ‘Ergenekon Terör Örgütü’nün varlığı ispat edilememiştir’ dedi. Sonrasında adi suçlardan 26 sanık hakkında ceza verdi. Ceza alanlardan biri olan Osman Yıldırım’ı hâkim ve savcılar gizli tanık olarak kullanmışlardı. Toplamda 3 yıllık bir ceza ile neredeyse beraatini sağlamışlardı. Bu kişide kaçtı. Şu anda Türkiye’de değil. Bugün verilen cezanın doğru olduğunu fakat geçmişte kumpas hâkimlerinin yaptığı uygulamalardan dolayı adaletin bazı noktalarda hâlâ tecelli etmesinin mümkün olmadığını da bu örnekten görüyoruz.

Buruk mutluluk

-Avukat İlkay Sezer: 2008 yılından beri takip ettiğim bir dosya bu. O zamandan bugüne kadar tük hukuksuzluklara mağruz kaldığımız haksızlıkları, müvekkillerimizin özgürlüğünden mahrum edilmemesi gerektiğini hatta  bu iddalarla bir yargılama bile yapılmaması gerektiğini yıllardır söyledik. 10 sene sonra da olsa ilk gün söylediğimiz yere hukuken gelmiş olmaktan en azından mutluluğumuz var. Ama bu telafisi mümkün olmayan zararlar yanında buruk bir mutluluk. 27 Aralık’ta yapılacak duruşmada müvekkillerimizin beraatına karar verileceğine inanıyorum.