11 ödüllü belgesel vizyonda: Suriyeli ve gay olmak

Bu hafta vizyona giren ‘Mr. Gay Syria’ belgeseli, bir grup eşcinsel Suriyeli mültecinin İstanbul’daki hayatlarına odaklanıyor. Filmin yönetmeni Ayşe Toprak ile konuştuk.

Emrah Kolukısa

Haftanın kalabalık vizyon listesinde ilk bakışta öne çıkmıyor belki ama dikkatli gözler yılın en çok ödül kazanan filmlerinden biri olan “Mr. Gay Syria”yı hemen fark edecektir. Ayşe Toprak imzalı belgesel film İstanbul’da yaşayan bir grup eşcinsel Suriyeli mültecinin hikâyesini anlatıyor. Hikâyenin ilginçliği ise eşcinsel erkekler arasında düzenlenen bir güzellik yarışmasının (Mr. Gay World) etrafında dönüyor oluşu.

Savaşta ‘gay’ olmak

Toprak 2011’de Al Jazeera’da çalışırken tanıştığı ve filminin ana karakterlerinden biri haline gelen Mahmut sayesinde başlamış filmi çekmeye. “Mahmoud’la tanıştığımız gün, daha kendisine soru sorma fırsatı bulmadan bana gay olduğunu ve bununla bir problemim varsa beraber çalışamayacağımızı söyledi. Bu arkadaşlığımızın başlangıcı oldu. Mahmoud yıllarca Suriye’de LGBTİ hakları üzerine çalışmış, ülkesindeki savaş ortamında kendi meselelerini nasıl dile getireceklerine kafa yormuş biriydi. Eski bir gazeteci olarak, her gün karşılaştığı insanlık dramının ortasında böylesi bir konuya farklı bir bakış açısı getirmezse, medyanın ilgisini çekemeyeceğini biliyordu. Mr. Gay World fikri buradan çıkmıştı. Amacı, bu yarışma sayesinde arkadaşlarının ve tüm mültecilerin sorunlarına dikkat çekmekti. Bu fikirle Mahmoud, Mr. Gay Syria’yı bulmak için yola koyulmuştu. Husein başvuru yapan adaylardan biriydi. Ben de ikisini takip etmeye karar verdim” diyor Ayşe Toprak filmin gerisindeki hikâyeyi anlatırken.

Romantik prenses

Husein ve Mahmoud gibi eşcinsel bir Suriyeli olan ve romantik kişiliğiyle filmdeki en ilginç karakterlerden Omar’ın hikâyesi de Toprak’ın kamerasından yansıyor. “Filmin hikâyesini ilk kurguladığım zaman aklımda sadece güzellik yarışmasını takip etmek vardı” diyen Toprak, işlerin bir süre sonra değiştiğini şu sözlerle anlatıyor: “Mahmoud yarışma için adaylar bulacak, bu adaylardan birini seçecek, hep beraber Malta’ya gidilecek ve ses getiren bir uluslararası kampanya başlayacaktı. Mahmoud da bu hikâyenin baş kahramanı olacaktı. Tabii bir belgeselde olaylar insanın hayal ettiği gibi gelişmiyor. Bu kurgunun hiçbiri gerçekleşmedi. Bundan öte, filmin karakterlerini zaman içinde daha yakından tanımaya başladıkça, hikayeyi ilginç kılanın güzellik yarışması olmadığını fark ettim. Burada benim için çarpıcı olan, Mahmoud’un aktivizminden çok, Hüsein’in aile dramı, etrafındaki arkadaş çevresi ve en yakın arkadaşı Omar’ın sevgilisine kavuşma çabaları oldu. Omar karakteri romantik ve komik olmakla beraber, mülteci olduğu için sevdiği erkekten ayrılmış olması, ona kavuşamamak korkusuyla hissettiği çaresizlik, Türkiye’de yaşayan ve Avrupa hayali kuran birçok Suriyeli’nin ruh halini yansıtıyor.

Yaklaşık 50 festivalde gösterilen, 11 ödül kazanan “Mr. Gay Syria”yı izleyen festival izleyicilerinin Ayşe Toprak’a en çok yönelttikleri soru ‘nasıl yardım edebilecekleri’ olmuş. Toprak “Bu konuda çalışmalara başladık, yakında Facebook sayfamız üzerinden duyurulara başlayacağız. İlgilenenler bizi Facebook sayfamızdan (Mr Gay Syria - Film) takip ederlerse seviniriz. Şu ana kadar Facebook sayfamızda 8000 üzeri takipçimiz ve destekçimiz var. Bu sayı gün geçtikçe artıyor” diyor.

Türkiye’de sadece !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali kapsamında izleyiciyle buluşan film şimdi Başka Sinema programında vizyona çıktı. Çok az sayıda belgeselin vizyona çıkabildiği ülkemizde bu önemli ve yer yer bir hayli de eğlenceli filmin hak ettiği ilgiyi görmesini umut etmek büyük bir lüks değildir diye düşünüyoruz, ne dersiniz?