10 yıllık sefalet

Son 10 yıldır işsizlik ve enflasyonla boğuşan Türkiye’de sefalet endeksi yüzde 18.4’e çıkarken Merkez, faiz adımı atmazsa bunun vatandaşa maliyeti ağır olacak.

Pelin Ünker

Türkiye’de 2012’de yüzde 15.4 olan sefalet endeksi 2015’te yüzde 18.4’e çıktı. Sefalet endeksi ABD’de yüzde 5.7, AB ülkelerinde yüzde 9.7, OECD genelinde yüzde 7.6 düzeyinde bulunuyor. Buna göre Türkiye’de sefalet yüzde 18.4 ile ABD’nin üç katından fazla, OECD ortalamasının da 2.5 katına ulaşıyor. Türkiye, bu oranla ayrıca dünyanın 50 büyük ekonomisi içinde 10. sırada yer alıyor. Sefalet oranı en yüksek ülkeler Venezüella, Nijerya, Güney Afrika, İran, Arjantin, Yunanistan, Mısır, İspanya, Rusya ve Türkiye olarak sıralanıyor.

Sefalet endeksi (Misery Index) kavramını ilk olarak 1970’lerde Amerikalı iktisatçı Arthur Okun ortaya attı. Endeks yıllık enflasyon oranı ve işsizlik oranının toplamından oluşuyor. Endeks değerinin yükselmesi zaten iş bulmakta zorlanan insanların daha yüksek enflasyona maruz kalması yani sefaletin arttığı anlamına geliyor.

Enflasyon unutuldu

2012’de enflasyon yüzde 6.16 düzeyindeyken şimdilerde yüzde 8.10’a ulaşmış durumda.

Merkez Bankası enflasyonla mücadele etmeyi unuttuğu için enflasyon hâlâ bu kadar yüksek. Merkez’in politikalarında belirsizlik sürüyor. Karar verilebilirlik ise yok. Enflasyon bu kadar yüksek iken hükümet çevrelerinden faiz indirimi çağrıları sürüyor.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut, Fed kararının hemen ardından TCMB’ye faiz indirimi çağrısında bulundu.

Eğer Merkez, Fed’in ardından sadeleştirme politikasına geçmezse yani faiz artırımı yapmazsa kurla birlikte enflasyon daha da yükselecek. Bunun da vatandaşın cebine maliyeti ağır olacak.

Diğer yandan işsizlik oranı da yaklaşık 10 yıldır yüzde 10’lara takılıp kaldı. Türkiye, düşük faiz ortamının avantajlarını kaliteli büyüme ve istihdam için kullanamazken, hükümet şu anda da bu iki önemli sorunu çözecek yapısal reformlar yerine anayasa değişikliği ve başkanlık sistemine odaklandı.

Bütün bunlar da gelecek dönemde sefaletin boyutlarının artacağının bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.

Gözler yine Merkez'de

Yarın yapılacak olan Merkez Bankası toplantısı büyük önem taşıyor. Burada Merkez Bankası’nın daha önce söylediği gibi faizlerde bir sadeleşmeye gidip gitmeyeceği ve buna bağlı olarak politika faizinin artırılması kararını verip vermeyeceği önemli. Şili ve Meksika gibi ülkeler şimdiden faiz artırımlarına gittiler. Dolar özellikle Avro’ya ve yene karşı güçleniyor. Analistlere göre gelecek dönemde bu ülkeler arasında faiz marjları açıldıkça dolardaki değer kazanımı devam edebilir.

Sonuçta, bu hafta için Fed sonrasında gelişen ülkeler açısından oluşan olumlu havanın devam edip etmeyeceği önem taşıyor. Buna paralel olarak Merkez Bankası’nın politika faizini indirmesi durumunda dolar/TL 2.90’ın altının görülebilir. Ancak gelişen ülkelere yönelik risk iştahının tersine çevrilmesi veya Merkez’in faiz artırımı konusunda bir karar almaması dolar/TL’de yükselişe neden olabilir.