10 can 200 bin etmiyor
Rezidans inşaatından bir işçi, "Gerçeği söylesinler, kabullenelim. Genellikle kiralanan bu asansörler eskidir. Aşağı yukarı 200 bin TL gibi bir fiyatı vardır. Bu paraya kıyıp satın alsalar bu kazalar yaşanmaz. Anlayacağınız 10 işçi 200 bin TL etmiyor” diyor.
Erk Acarer/Cumhuriyet“Arkadaşlarımızın, parçalarını çıkarıp çuvallara koydular... Demirden top olmuşlardı. İtfaiye ekipleri, dört satten fazla uğraştılar!”
Aslında bu sözlerin üzerine söylenebilecek fazla bir şey yok! Depremde toplanma alanı olarak planlandığı halde üzerinde plaza inşaatı devam eden alandaki drama tanık oluyoruz. Emekçiler, ölen mesai arkadaşları için gözyaşı döküyorlar. “Kader, fıtrat, şehit...” Emekçilerin hiçbiri artık “yersen” kavlinden bu açıklamaları dikkate almak istemiyor! Arkadaşlarının acısını yaşayanlar, tepkili ve susmuyorlar. Aynı firmada oğluyla çalışan bir baba kişisel hikâyesini, tanık olduğu dramı ve altı boş “iş güvenliği” söylemleriyle birleştirerek anlatıyor: “Burada çalışanlar genelde 19-25 yaşlarında paraya muhtaç genç insanlar. 2 çocuğum daha var. Mecburen üniversiteye hazırlanan oğlumu da yanımda çalıştırıyorum. İş güvenliği yok, her şey teoride. İşbaşı yapmadan önce bir kâğıt imzalatıyorlar sadece. Asgari ücret alıyoruz. Taşeron firma maaşlarımızı geç öder ve anlamadığımız kesintiler yapar. Çok düşük ücrete fazla mesai de yaptırırlar, hafta sonları da çalıştırırlar. Çalışmayanı ise elinden işini almakla tehdit ederler. Bugün bile işbaşı yapabiliriz. İnşaat beklemez. 300 işçi için beklemediler 10 kişi için mi işi bırakırlar? Oğlum artık gelmeyecek. Ama ben çalışmaya devam etmek zorundayım.”
‘Kaza olacağı belliydi’
Bir başka işçinin söyledikleri “fıtrat” meselesine gönderme yapıyor: “Daha önce de bir işçi benzer biçimde yaşamını yitirdi. Böyle bir kaza olacağını bekliyorduk. Çünkü asansör iki üç günde bir bozuluyordu. 20 gün önce 34. kattan yine düştü, ancak 7. katta tutunabilmeyi başardı. Firma Alman, teknikerler arızayı Almanya’daki mühendisleri telefonla arayarak çözmeye çalışıyor.”
Aynı emekçi, kazayla ilgili ipuçlarını da net bir biçimde veriyor: “Hem malzeme hem insan taşınıyor. Asansörde halat olmadığını biliyoruz. Raydan çıkınca sistemin taşıyıcıyı kilitlemesi lazım. Aşağıdaki yay ise en son koruyucu! Sinyalin bozuk olduğu kesin. Halat da yoktu, kilit sistemi de çalışmamış. Bize hangi iş kazasından söz ediyorlar. Gerçeği söylesinler, kabullenelim. Genellikle kiralanan bu asansörler eskidir. Aşağı yukarı 200 bin TL gibi bir fiyatı vardır. Bu paraya kıyıp satın alsalar bu kazalar yaşanmaz. Anlayacağınız 10 işçi 200 bin TL etmiyor.”
Ahmet Ayaz isimli bir başka işçiyle daha görüşüyoruz. Elinde bir poşet, içinde bir havlu, sabun ve yedek kıyafetleri var. Soruyoruz, anlatıyor, dinlemeye utanıyoruz: “İki gün önce, burada iş buldum, daha girişim yapılmadı. Koşullar çok kötü. -5’te bize yer yapmışlar. Havalandırma, pencere yok. Yemekler insana göre değil. Koğuşlarda 8-10 kişi kalıyoruz. Çok sıcak ve havasız. Bunlara alışırdık ama ölüme alışılmaz. Göz göre göre ölmek istemiyorum! Böyle yüksek ve büyük bir bina yapma tecrübemiz var mı? Fark etmez; bizi öldüre öldüre tecrübe ediyorlar nasıl olsa!. İşe girmeye mecburum”
Burada kim, nasıl oturacak?
Komşu binalarda oturanlardan yaşananları öğreniyoruz: “Olay sonrası polisler geldi. İçeride tepki gösteren, mühendis, işçi ve teknik görevlilere saldırıp sabaha kadar şiddet uyguladılar...” İddiaların boş olmadığını ulaştığımız video görüntüleriyle teyit ediyoruz... İnşaattaki işçiler asgari ücret alıyorlar... Tamamlanacak dairelerin fiyatları ise 700 bin ve 4 milyon dolar arasında değişecek. Peki burada kim, nasıl oturacak? Başka sorumuz yok!
Polis facia yaşanan inşaatta sabaha kadar şiddet uyguladı-VİDEO