Tuz nedir? Sofralarımızda yer verdiğimiz tuz çeşitleri nelerdir?

Yemeklerin hatta hayatımızın önemli bir besin maddesi olan tuz çeşitlerini yeterince tanıyor musunuz? Tükettiğimiz yenilebilir tuz, sodyum klorür içeren mineral karışımlarından elde edilir. Beş temel tattan biri olan tuz en eski ve en yaygın kullanılan baharatlardan biri olup yaklaşık 8000 yıllık bir geçmişe sahiptir.

cumhuriyet.com.tr

Tuz, asırlardır gıdanın lezzetini ve dayanıklılığını arttırmak amacıyla kullanılır. Yiyeceklerimizin lezzetini artırmasının dışında tuz, sağlık açısından çok önemli ve gereklidir. Vücudumuzun fonksiyonlarını düzgün bir şekilde gerçekleştirebilmesi için belli seviyede sodyuma ihtiyaç duyarız. Ancak günümüzde alınan sodyum miktarı ihtiyaç duyduğumuz miktarın çok üzerindedir ve bu durum çeşitli hastalıklara sebep olmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sağlıklı bir insanın günde tüketmesi gereken tuz miktarını 5 gram olarak belirlemiştir. Dünyanın farklı yerlerinde birbirinden farklı tuz çeşitleri mevcuttur. Peki sofralarımızda en çok yer verdiğimiz tuz çeşitleri nelerdir.


SOFRA TUZU 

Sofra tuzu, ince öğütülmüş iyotla zenginleştirilmiş, rafine edilmiş veya edilmemiş işlenmiş tuz olarak tanımlanır. Evlerde en yaygın olarak kullanılan sofra tuzudur. Sofra tuzu, tuz göletleri ve doğal tuzlalardan elde edilir. Toplanan tuzlar rafine edildikten sonra sofra tuzuna dönüşür. Yüzde 97’den daha fazla bir kısmı sodyum ve klorürden oluşan sofra tuzları, ince toz haline getirilmiş, iyotla zenginleştirilmiş yemek tuzlarıdır. Sofra tuzu iyotlu ve iyotsuz olmak üzere iki çeşittir. İyotlu tuz, insan metabolizması için çok gereklidir. İyot eksikliği dünya çapında görülen bir sorun olduğu için UNICEF 1994’de tuzlara iyot ilave edilmesi konusunda bir karar almıştır. 



KAYA TUZU

Yerin derinliklerinde bulunan doğal ve katı tuz kitleleridir. Sodyum ve klorür dışında 84 farklı mineral içerir. Tuzun işlenmemiş doğal hali olarak da bilinen kaya tuzu, temel besin maddelerini barındırmasından dolayı oldukça önemli bir yere sahiptir. Kaya tuzu yatakları, jeolojik devirlerde buharlaşma sonucu denizlerin ya da kapalı iç havzaların kuruması ile oluşmuştur. Ülkemizin birçok yöresinde kaya tuzu yatakları mevcuttur. Kaya tuzu, son yıllarda en çok tercih edilen tuzlardan biridir. 


HİMALAYA TUZU

Himalaya tuzu, Pakistan’da bir tuz madeninden çıkarılan, rengi beyazdan, pembe tonlarına kadar değişebilen tuz türüdür. %99’u saf sodyum klorür, geri kalan kısmı kalsiyum, magnezyum, potasyum, sülfat ve diğer iz elementlerden oluşmaktadır. Son yıllarda sıkça karşılaştığımız Himalaya tuzunun sağlık üzerine etkileri konusunda henüz yeterli bilimsel çalışma mevcut değildir. Saf bir yapısı olmadığından dolayı arıtılma işlemine tabi tutulmadan gıda veya endüstride kullanılmaz.


DENİZ TUZU

Dünyanın en büyük tuz rezervlerini denizler oluşturmaktadır. Deniz tuzu, deniz suyunun derin olmayan kaplarda güneş ve rüzgârın etkisiyle kurutularak kristalleşmesi ile oluşur. Deniz tuzu üretiminde genelde herhangi bir kimyasal kullanılmamaktadır. Son yıllarda kaya tuzunda olduğu gibi deniz tuzu tüketiminde de bir artış görülmektedir. Magnezyum, demir, potasyum, kalsiyum gibi mineraller içerir. Deniz tuzunun sodyum ve klorür oranı sofra tuzuyla aşağı yukarı aynı olsa da verdiği tat ve sahip olduğu doku bakımından farklıdır.