Uludağ Ekonomi Zirvesi’ne katılan uzmanlar 2025’in öngörülemeyen bir yıl olacağı görüşünde: Belirsizlikler artacak
Sapanca'da toplanan Uludağ Ekonomi Zirvesi’ne katılan uzmanlar 2025’in öngörülemeyen bir yıl olacağı görüşünü dile getirdi. Ekonomistler yüksek enflasyon ve kamudaki israfa dikkat çekti. Bakan Mehmet Şimşek ise kamuda tasarrufun 2024’ün ikinci yarısında başlayacağını söyledi.
Şehriban KıraçEkonomistlere göre Türkiye’de pozitif faiz başlamazsa yabancı yatırımcı gelmeyecek. Bakan Mehmet Şimşek ise kamuda tasarrufun 2024’ün ikinci yarısında başlayacağını söyledi.
Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde Türkiye’nin yüzde 68 enflasyon ile yabancı yatırımcı çekemeyeceği, güçlü bir istikrar programının ise henüz uygulanmadığı belirtildi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise kamuda harcamaların gözden geçirilmesi sürecinin tamamlanması ile tasarrufun 2024’ün ikinci yarısında güçlü bir şekilde başlayacağını açıkladı.
POZİTİF FAİZ ŞART
Dünyada ve Türkiye’den çok sayıda uzmanın katıldığı Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin 13’üncüsü Sapanca’da başladı. Capital, Ekonomist, Start Up ve CeoLife tarafından düzenlenen zirvede uzmanlar küresel belirsizliklerin devam edeceği, Türkiye’nin de bundan nasibini alacağı vurgusu yaptı. Panelde konuşan HSBC Global Baş Ekonomisti Janet Hanry, kötümser olmak için çok sebep olduğunu, 2025’in daha az öngörülebilir bir yıl olacağını vurgulayarak “Burada normal bir öngörüden bahsedemiyoruz. Normalinde yılda bir iki kere faiz artar ya da inerdi ama artık öyle değil. Belirsizlik devam edecek. Belli ekonomilerde güçlü büyüme olacak, Hindistan, Endonezya, Suudi Arabistan, belki Türkiye” dedi.
Missouri Üniversitesi İktisat Tarihi Bölümü Prof. Dr. Max Gillman, pozitif faiz olmayacaksa Türkiye’nin direkt yatırım bulamayacağını ve yatırımcı gelmeyeceğini söyledi. Gillman, “Türkiye’de şu an enflasyon yüzde 68. Enflasyonu düşürmezseniz orta sınıf refaha kavuşmayacak. Türkiye’nin Batı finansal sistemine güvenmesi ve onlarla birlikte ilerlemesi gerekiyor” diye konuştu. Eski Yunanistan Maliye Bakanı Yanis Varoufakis ise 2008’de temelleri atılan Avro Bölgesi’nin şokları absorbe edemeyecek bir yapıda olduğunu söyledi.
Türkiye’nin de AB ile yakın bağları olduğunu, ticaret anlaşmalarının bulunduğunu aktaran Varoufakis, “Türkiye sanayi sektörü AB ile entegre oluyor. Bu da sorun. Çünkü AB zaten kendisi bir Alman iş modeline dayanıyor o da stabilize edici değil. Asla AB nasıl daha üretken olur sorusu sorulmadı” dedi.
Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi ve Merkez Bankası’nın eski Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara, bir önceki seçimden yerel seçime kadar olan dönemde para politikasıyla gelindiğini, neredeyse hiçbir şey yapılmadığını vurgulayarak şunları söyledi:
PROGRAM UYGULANMIYOR
“İçerikte evet ama uygulamada güçlü bir istikrar programı uygulandığını henüz göremedik. Maliye politikası tarafında; verginin tabana yayılması, kayıtdışılığının önlenmesi ve en önemlisi kamu tasarruflarının hayata geçirilmesi ve kamu yönetiminin reformu şart. Yatırımcı güveninin istenen şekilde sağlanamamasında kamu tasarruflarının yeterli görülmemesi ve bu konuda oluşan güvensizlik çok önemli bir neden oluşturuyor.”
TASARRUF YILIN İKİNCİ YARISINDA
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Program tam bizim planlanladığımız gibi hatta bazı alanlarda tahminimizden daha iyi çalışıyor” dedi. Maliye politikasındaki sıkılaşmanın amacının, dezenflasyonda Merkez Bankası’na yardımcı olmak olduğunu ifade eden Şimşek, “2025’ten itibaren net olarak etkiyi göreceğiz. Türkiye’nin risk primi düşecek. Bu yıl ikinci yarıdan itibaren iç talep yumuşarken büyümede yumuşak bir geçiş yaşayacağız. Türkiye’ye kaynak girişi bol; önümüzdeki aylarda inanıyorum ki Türkiye’ye kredi notu artışı gelecek” dedi.