TÜRSAB Başkanı: Türkiye’ye gelen ve harcama kapasitesi yüksek turist oranı azalıyor
Firuz Bağlıkaya: Turizmde ürün çeşitlemesine gidilmesi gerekiyor. Sahillerimiz otellerimiz çok güzel ama eğlence yok. Körfez sermayesi Akdeniz’e çok devasa yatırımlar yapıyorlar. Rakiplerin artması bizim için tehlike.
Şehriban KıraçTürkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, Türkiye’de konaklama fiyatlarının rakiplerin üzerinde çıkmasıyla turistin yön değiştirdiğini söyledi. 2025’e dönük öngörüde bulunmanın zor olduğuna dikkat çeken Firuz Bağlıkaya ile turizmi ve sektörün sorunlarını konuştuk.
2024’ün son çeyreğine girdik. Turizm bakanı her ay rekorlar kırıldığını söylüyor. Ne diyeceksiniz, gerçekten rekor var mı, nasıl gidiyor?
Rekor kendi ölçeğinde bir başarı olarak görülebilir ama biz dünya ölçeğinde bir iş yapıyoruz. Turizm Akdeniz havzasında en önemli faaliyetlerden biri, herkes buna önem veriyor ve ciddi bir yarış var. İspanya, Yunanistan, İtalya sürdürülebilir, ekolojik turizme önem veriyor bazı bölgelerine turist kotası koyuyor. Biz daha o aşamada değiliz. Türkiye’de turizm gelirleri birkaç kez revize edildi. Gelen kişi sayılarını pasaport girişlerinde biliyoruz. Bunu diğer ülkelerle karşılaştırınca aslında bir numarayız, üç numarayız denecek bir durum yok. Çünkü İspanya, Fransa, İtalya, Yunanistan’a giden turist sayısındaki artış bizden daha fazla.
TEMMUZ-AĞUSTOSTA DÜŞÜŞ
Yılsonunda 60 milyon turist ve 60 milyar dolar turizm geliri hedefi tutar mı?
Dünya turizm örgütünün kriterleri var. Mesela konaklaması olmayanları turist saymıyor. Örneğin günübirlik gelenlerin yüzde 70’i konaklama yapmıyor. Bunları rakamlardan ayıklamak lazım. Türkiye bir turizm ülkesi ve her geçen gün de gelişiyor. Temmuz-ağustos döneminde Türkiye’de bir turist düşüşü yaşandı. Uluslararası piyasada temmuz-ağustosta Antalya bölgesinin çok sıcak olduğu ile ilgili imaj oluştu. Ayrıca bu dönem otellerin en pahalı olduğu dönem. Fiyatlarımız rakiplerin fiyatlarının üzerinde olduğu için turistler yön değiştiriyor. Eylül-ekimde fiyatlar normal makul seviyeye geldi ve otellerde doluluklar arttı.
Bu doluluklar korunabilir mi?
Turizmde ürün çeşitlemesine gidilmesi gerekiyor. Sahillerimiz, otellerimiz çok güzel ama eğlence yok. Etkinlik çok az. Özellikle körfez sermayesi Akdeniz’e çok devasa yatırımlar yapıyorlar. Birleşik Arap Emirlikleri’nden yatırımcılar Mısır’da bir bölgeyi yatırım radarına aldı, buraya 600 bin civarında yatak kapasiteli. Burası bize rakip olacak demektir. Avrupalı turistleri çekecektir. Rakiplerin artması bizim için tehlike anlamına gelir.
ZAMAN DARALIYOR
Yani Türkiye’nin de mi yatak kapasitesini artırması gerekiyor?
Deniz kum güneş her yerde var. Daha değişik ürünler çıkarmak gerekiyor. Biz turizm yüzyılı projesi başlattık amacımız turizmi çeşitlendirmek. Rekabet edilemeyecek ürünleri parlatmak istiyoruz. Mesela Sagalassos antik kentiyle, Salda gölüyle rekabet edecek ülke yok. Bunları öne çıkarmazsak her geçen sene turizm gelirimiz tehlikeye giriyor. Gecelik konaklama gelirlerimiz turizm harcamalarımız düşmeye başlayacak. Suudi Arabistan Kızıldeniz’e neon projesi yapıyor. Trilyon dolarlık bir proje. Kayak merkezi yapıyorlar. Oralarda eğlenceye dönük çok önemli projeler var, kumarhaneler yapıyorlar. Bunlara karşı bizim de hazırlık yapmamız gerekiyor. Kitle turizminden ziyade biraz daha özel ürünlerimizi ön plana çıkararak turist çekmeliyiz. Yoksa bu yıl ya da gelecek yıl iyi olabilir ama 8-10 yılda saydığım bölgelerdeki projeler devreye girdiğinde bizim için kötü olur. Zaman daralıyor, adım atmak gerekiyor.
Bu yıl özellikle zengin turist ağırlayan oteller sıkıntı çekti, fiyatlar neden bu kadar arttı?
Türkiye’ye gelen harcama kapasitesi yüksek turist oranı azalıyor. Harcama kapasitesi düşük turist oranı artıyor. Antalya’ya gelecek bir turistin rekabet edeceği bir fiyat marjı var, biraz yukarı çıktığın zaman, “Ben niye Antalya’ya gideyim Fransa’ya Nice’e giderim” diyor. Ama Kapadokya’ya gelen turistin mukayese yapacağı başka bir yer yok. 1000 dolarsa 1000 dolar, 3 bin dolarsa 3 bin dolar veriyor. Oralarda da yatak kapasitesine dikkat etmek gerekiyor. Bilinçsiz bir yatak kapasitesi artışı var. Yoksa orada da fiyatlar düşecek.
KAYNAĞA ULAŞMADA SIKINTI VAR
2025’e dönük öngörüleriniz neler?
Para kaynağına ulaşmada bu yıl ciddi sıkıntı çektik. Faizler çok yüksek, kimse kredi alamadı. Çok yüksek faizler. Döviz kredisi alan firma sayısı çok az. Faizlerin aşağıya gelmesiyle piyasada biraz rahatlama olabilir. Ama 2025’in nasıl geçeceğini öngöremiyoruz.
TATİLİ ERKEN PLANLAYIN
Yüksek enflasyon karşısında geliri eriyen yerli turist tatil yapamaz duruma geldi ne diyeceksiniz?
Erken rezervasyondan yararlanmak lazım. Şimdi kasım-aralık ayında erken rezervasyon var. Neredeyse yüzde 50 indirimle ve taksitle satılıyor. Ama haziran ayında karar verip temmuzda tatile gidilirse ucuz yer bulamazsınız. Bir de tercihleri biraz daha turistin az olduğu bölgelere doğru yapmak gerekiyor. Mesela kuzeyi Ayvalık bölgesini daha fazla tercih etmek gerekiyor.
Bu belirsizlik ortamında erken rezervasyona ilgi olur mu?
Erken rezervasyondan çekinilecek bir şey yok. Pahalı ala ala bunu öngörmeye başlıyorsunuz. Tatili erken planlamak gerekiyor. Bir de sezon iyi gidiyorsa, son ana bırakılırsak otel fiyatlarına yetişmek de zor oluyor. İnsanlar maddi imkânı yoksa tatil için akrabalarının, arkadaşlarının evine gidiyor.
150 ACENTE KAPANDI
İşletmeler zor dönemden geçiyor, iflaslar konkordatolar var, sizin sektörde acentelerde durum nedir?
Türkiye’deki genel ekonomi nasıl gidiyorsa tüm sektörleri aynı oranda etkiliyor. Seyahat acentelerinin büyük kısmı aile işletmesi. Bizim 15 bin üyemiz var, bu dönemde 150 civarında acente kapanmıştır. Bu bizim için büyük bir rakamdır. Kapanmadan ziyade belgeler devrediliyor.
Maliyetler çok arttı. İşinizi yönetirken öngörüde bulunabiliyor musunuz?
Döviz beklenildiği kadar artmadı. Artmayınca TL maliyetler yüksek gitti. Orada bir sıkıntı yaşandı. Herkes bir şekilde fedakârlık yapıyor. Seyahat acenteleri de oteller de taşımacı arkadaşlar da üzerine düşeni yaptı, sıkıntı da çekti.
Gelecek dönemde sıkıntılar artar mı?
Bizim tüm işimiz döviz kuruna bağlı. Döviz kuruyla enflasyon orantılı giderse sıkıntı yok. Ama enflasyon yüksekse ve döviz o oranda artmıyorsa sıkıntılı geçiyor iş. Zor oluyor.
Türkiye’nin etrafındaki ülkelerde de savaşlar var, İran-İsrail gerilimi, İsrail Lübnan, bunlar turizmi nasıl etkiliyor?
Savaşın olduğu yerde turizm olmaz. Rusya ile Ukrayna savaşta ama her iki ülke vatandaşı da aynı otelde tatil yapabiliyor.