TSB sermayeleri eridiği için destek istiyor
TSB Genel Sekreteri Özgür Obalı mali gelirlerin düşmesiyle kârlılık sorunu yaşandığını, bu nedenle sermayelerin korunması için bir menkul kıymet çıkarılmasının yerinde olacağını söyledi.
ReutersTürkiye Sigorta Birliği (TSB) Genel Sekreteri Özgür Obalı, yüksek enflasyonun sigorta edilen ürünlerin hasar maliyetlerini tetiklemesiyle sektörde prim üretiminin yükselmesine rağmen, mali gelirlerin düşmesiyle kârlılık sorunu yaşandığını, bu nedenle sermayelerin korunması için bir menkul kıymet çıkarılmasının yerinde olacağını belirtti.
Obalı, bunun için Hazine ile görüşmeler yürütüldüğünü kaydetti.
Obalı, enflasyonun altında kalmayan bir getiri sağlanması hâlinde, bu menkul kıymetle ilgili kısa sürede sonuç beklediklerini ve sektör 30-32 milyar TL fon ayırdığı için sermayelerde rahatlama olacağını ifade etti.
TEKNİK KÂRLAR ERİYOR
Tüketicilerin ödedikleri primlerin enflasyona bağlı artması nedeniyle sektörün prim üretiminde bir sorun olmadığına işaret eden Obalı, mali gelirler aynı oranda artmadığı için şirketlerin kârlarında düşüş olduğunu söyledi.
ÖZEL BONO BEKLENTİSİ
Enflasyon nedeniyle sermaye ve kârlılıkta oluşan baskıyı azaltmak için nasıl bir önlem alınması konusundaki soruya ise Obalı, “Biz en azından sermayemizin erimesini engelleyecek bir yatırım enstrümanı bekliyoruz. Bunu ilettik. Artık otoritenin uygunluğuna bağlı bir şey bu. Aşağı yukarı ciddi anlamda da bir fon büyüklüğü buraya 30-32 milyar TL civarında olabilir” dedi.
Obalı, bu enstrümanın enflasyona endeksli olması durumunda sigorta sektörünü rahatlatacağını kaydetti.
‘ÇOK HIZLI BEKLİYORUZ’
Obalı, bu enstrümanın zamanlaması ile ilgili olarak ise, “Çok çabuk, çok hızlı bekliyoruz… Biz hasarı ilk çeyrekte çok sert yedik. Ama bunun peyderpey etkisinin azalacağını düşünüyoruz. Çünkü fiyat ayarlamamız bizim gecikmeli oluyor. Fiyatlarımızı yeni konjonktüre göre (enflasyona göre) ayarladık… Şu anda hissedilen prim artışlarını aslında mevcut duruma adapte olma refleksi” dedi.
Obalı, “Prim artışlarının etkisini biz önümüzdeki birkaç yıl içerisinde pozitif olarak hissedeceğiz ama o zamana kadar bizi açıkçası bu sarmaldan çıkaracak kısa vadeli ya da orta vadeli bir finansal ürüne ihtiyacımız var” diye konuştu.
Obalı, ürünün niteliğiyle ilgili olarak nasıl bir çerçeve belirlendiği sorusunu, “Bunun tamamen kanun koyucunun takdirine bırakıyoruz. Yani Hazine’nin SEDDK’nın da (Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu) tabii buna yeşil ışık yakması lazım. Ama hani bizim açıkçası baktığınız zaman aktif kârlılığımız neredeyse yüzde 1 altına indi, yüzde 0,5’e gerilemiş durumda. Çok ciddi bir şey var” diye yanıtladı.
Faaliyet koşulları hakkında Obalı, “2023 yılı da hem Türkiye’de hem de dünyada artan maliyetler ve enflasyon nedeniyle zor geçecek görünüyor” değerlendirmesinde bulundu.
KONSOLİDASYON VE YABANCI ORTAKLIK
Türkiye’de sigortacılık sektörünün her zaman yabancı ilgisine açık olduğunu ve hâlâ da devam ettiğini belirten Obalı, “Sigortacılık tamamen milli olarak yapılacak bir şey değil. Çünkü reasürans diye bir dünya var. Topladığınız primleri, hasarınızı devretmek mecburiyetindesiniz ki riskinizi yönetebilesiniz. Dolayısıyla global ekosistemin bir parçası olmak zorundasınız” dedi.
Sigorta sektörüne ilginin halen devam ettiğinin altını çizen Obalı, “Sigorta sektörü bir ölçek, yani büyük sayılar kanunu var. Dolayısıyla küçüklerin ya da belli ufak boyutun altındaki sigorta şirketleri ya birleşeceklerini ya da bir takım farklı şirketler tarafından satın almalar yoluyla önünün açık olduğunu düşünüyoruz. Tüm dünyada da var bu trend bu arada” dedi.
Uzun yıllardır sektörde konsolidasyonların gündemde olduğunu ancak mevcut koşulların artık bu işin büyük ölçekte yapılması gerektiğini gösterdiğini vurgulayan Obalı, “Bu ölçeklere kavuşmak için de (konsolidasyon) kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum. Uygun şartlar oluştuğu takdirde ben bunların ciddi anlamda hızlanacağı kanaatindeyim… Ölçeği büyütmek her daim sigortacılıkta pozitif etki yaratır. Bunun olacağını düşünüyorum” dedi.