Son söyleşisi Cumhuriyet'eydi: Nobel Ödüllü ekonomist Daron Acemoğlu'ndan Türkiye beklentileri...

Ekonomi alanında Nobel ödülü alarak Türkiye'de Nobel ödülü alan 3. kişi olan Daron Acemoğlu son açıklamasını Cumhuriyet gazetesine yaptı. Şehriban Kıraç'a açıklamalarda bulunan ünlü ekonomist Türkiye'nin demokratikleşmesi gerektiğine dikkat çekerken ülkenin bir demokrasi kışı içinde bulunduğunu ifade etti.

cumhuriyet.com.tr

Prof. Dr. Daron Acemoğlu Türkiye'de Nobel ödülü alan 3. kişi oldu. Ekonomi dalında Nobel ödülü alan ekonomist Acemoğlu son açıklamasını Cumhuriyet gazetesine yapmıştı.

Türkiye'ye 3. kez Nobel ödülü kazandırması ile büyük gurur yaşatan Acemoğlu'nun son açıklamaları merak edildi. 2 Ekim tarihinde Cumhuriyet gazetesinden Şehriban Kıraç'a açıklamalarda bulunan ünlü ekonomist Türkiye'nin demokratikleşmesi gerektiğine dikkat çekmişti. Prof. Dr. Acemoğlu “Türkiye’nin kurumlarını kuvvetlendirmesi, ifade özgürlüğünü iyileştirmesi, eğitime, beşeri sermayeye yatırım yapması, teknolojinin doğru kullanılmasını sağlayacak altyapı yatırımlarını yapması lazım. Medya başta olmak üzere ciddi kurumsal erozyon var. Ne yazık ki gerçek bu. Türk insanı da bunun farkında. Ama bunun ne kadar zor geri geleceğinin farkında değil” ifadelerini kullanmıştı. Acemoğlu'nun verdiği son röportaj şöyleydi:

Bakan Mehmet Şimşek öncülüğünde şu anda Türkiye’de uygulanan bir ekonomi politikası var, bu başarılı oluyor mu, hangi konularda eksik yapılıyor?

Türkiye’de herkes bunlardan konuşuyor. Ben başka bir bakış açısı getirmek istiyorum Türkiye’yi ve dünyayı etkileyecek çok önemli akımlar var. 100 yılda yol alınacak şeyler bunlar. Yapay zekâ, yaşlanan nüfus, iklim değişikliği ve ona adaptasyon. Küreselleşmenin yeniden yapılması. Türkiye bunlara hazır mı, Şimşek programı içinde Türkiye bunlar için neler yapıyor. Bundan önce aynı bakan önderliğinde 2010’larda yatırımlarda bulunduk, peki Türkiye beşeri sermaye için yatırımlarda bulundu mu, bilime yatırımda bulundu mu, kurumlarımızı iyileştirdik mi, yapay zekâya hazırlandık mı, eğitim sistemini düzelttik mi, yaşlanmayla ilgili yeni teknolojilere yatırımda bulunduk mu? Şimdi asıl bunları sorması lazım.

BU ŞEKİLDE TRENİ KAÇIRIRIZ

Peki bu konularda adım var mı?

Hiçbir şey yok.

Bu alanlarda adım atılmazsa sonumuz ne olur?

Türkiye’nin bugüne kadarki büyümesi bir yukarı bir aşağıya bir yukarıya bir aşağıya oldu. Bundan sonra da aynı şeyi yapacağız. Şu anki program ne; faizleri azıcık çıkaralım, enflasyonu azıcık düşürelim yabancı sermayeden para alalım ki birkaç sene daha ekonomi gitsin. Bu şekilde treni kaçırırız.

Yani kapsamlı bir kalkınma programına mı ihtiyaç var?

Evet kalkınma programı lazım. Ama şu an uygulanan programın neoliberal bile olmadığını düşünüyorum. Bir aşağıya bir yukarıya.

Faizler yükseliyor, siz de bundan sonra kaynağa ulaşmanın daha maliyetli olacağını söylüyorsunuz, faiz artışı sürer mi?

Ama o faizlerin yükselmesine Türkiye daha çok izin vermeyecek. Yine faizleri düşüreceğiz. Yine ekonomi balonlaşacak. Türkiye’nin önünde en çok 20 yıllık bir pencere var belki 15 yıl, bunu da kaçırırsak çok kötü.

Ne olur, batar mı?

Batmaz iyice geri kalır. Türkiye treni kaçırmış olacak.

ENFLASYON ÇOK ÇOK YÜKSEK

Türkiye’de ciddi bir enflasyon da var, orada atılan adımlar başarılı mı?

Enflasyon çok çok yüksek. Tabii ki tartışmamız lazım. Ama bir tek enflasyonu tartışmayalım. Enflasyon arttı artmadı... İngiltere'de, Londra’da 1 milyar dolarlık daha finansman aldık... bir tek o değil sorunumuz. Konuşmamız gereken şeyler çok daha geniş. Türk insanı gidenin ne kadar zor geri geleceğinin farkında değil.

CİDDİ KURUMSAL EROZYON VAR

Yıllardır yurtdışında yaşıyorsunuz, oradan Türkiye’ye bakınca keşke Türkiye şu hataları yapmasaydı dediğiniz neler var?

Çok var çok. Ama İleriye bakalım. Türkiye'nin demokratikleşmesi lazım. Kurumlarını kuvvetlendirmesi, ifade özgürlüğünü iyileştirmesi lazım. Eğitime, beşeri sermayeye yatırım yapması, teknolojinin doğru kullanılmasını sağlayacak altyapı yatırımlarını yapması lazım. Medya başta olmak üzere ciddi kurumsal erozyon var. Ne yazık ki gerçek bu.

Türk insanı da bunun farkında. Ama bunun ne kadar zor geri geleceğinin farkında değil. Kurumları çökertmek çok kolay, yeniden yapmak kolay değil. Yargıyı yeniden nasıl düzelteceksiniz, bağımsız medya Türkiye’de yok oldu bunu yeniden nasıl yaratacaksınız. Herşey bağımlı. Bundan sonra yeni hükümet gelse, bu sefer kendi bağımlı medyasını yaratacak. Kendi bağımlı yargısını yaratacak.

TÜRKİYE DEMOKRASİ KIŞI YAŞIYOR

Şu anda demokrasi sonbaharı yaşanıyor umarım kışı yaşanmaz diyorsunuz, Türkiye için o kış daha erken gelir mi?

Geldi zaten. Türkiye şu anda demokrasi kışı yaşıyor. Son 20 yılda Türkiye kadar demokrasisi daha fazla çöken dört ülke var. Türkiye ligde sondan dördüncü sırada.

Türkiye’de son ekonomik konjonktürü düşününce vatandaşı nasıl günler bekliyor?

Zor günler bekliyor.

Siz özellikle teknolojiye vurgu yapıyorsunuz. Çin ile ABD arasında bu alanda ciddi bir yarış var, bu bir savaşa dönüşür mü?

Bazıları buna ikinci soğuk savaş diyor ama bence o kadar abartmaya gerek yok. ABD ve Çin arasında çok büyük bir rekabet var bu da normal. Özellikle iki ülke de teknolojiye yatırımda bulunmak istiyor. İkisi de teknolojinin öneminden emin. İkisi de bunun çok stratejik hatta gereğinden önemli olduğunu düşünüyor, İki ülkenin hem ekonomik hem teknoloji konusundaki çıkarları çok değişik. Örneğin Çin teknolojiye yatırımda bulunduğunda özellikle sansüre toplumu denetleme alanına yatırımda bulunuyor. Bu demokrasiyi zayıflatacak bir şey.

Burada en önemli bilgisayar çiplerini kim kontrol edecek, kim bunlara daha fazla sahip olacak, umarım bunu bir savaş değil rekabet halinde görürüz. Türkiye açısından tabii ki savaş çok kötü olur. Daha da önemlisi bu rekabet dünya ekonomisini çok etkileyecek.

Bu durumda Türkiye hangi tarafta olmalı, genelde ben ortadayım diyor?

Onu söylemesi doğru. Ama ben ortadayım dermesi yetmez. Şu an Rusya'ya ya da Ukrayna’ya tekstil satarak belki kısa sürede para yapabirsiniz. Ama uzun dönemde ben ortadayım derken teknolojiye yatırımınızın onlar kadar olması gerekiyor.

UMARIM BÜYÜK SAVAŞ OLMAZ

Dünyada bir sıcak savaş tehlikesi görüyor musunuz?

Ne yazık ki var. Çin ve ABD konusunda da her ne kadar iyimser olmaya çalışsam da ne kadar soğuk savaş söylemine katılmasam da Tayvan konusunda bir soğuk savaş riski var. Ortadoğu tabii ki riskli. Umarım bunlar büyük kapsamlı bir savaşa yol açmaz. Ama emin değilim.

KÖRFEZ KURTARICI OLMAZ

Yakın dönemde Türkiye’ye sermaye gelir mi?

Kısa dönemde sermaye akımları düştü zaten. Türkiye'nin çok ciddi yatırıma ihtiyacı var. ABD'nin de var. Ama ABD müttefiki hissettiği yerlere gidiyor. Türkiye zamanında ABD ile müttefikti ama son 10 yılda ABD hakkındaki söylem çok negatif. Bu ABD'li yatırımcıları hatta devleti itiyor. Trump seçilirse daha sert bir ABD görebiliriz. Ticaret engelleri artacak. Buna hazırlanmamız lazım.

Türkiye Körfez'e yöneldi, oradaki yatırım Türkiye için kurtarıcı olur mu?

Yok hayır.

YABANCILARI RAHATSIZ EDİYOR

Yabancı yatırımcının Türkiye’ye bakışı nasıl?

Çok değişti tabii ki. Türkiye 2001-2006 arasında çok başarılı bir dönemden geçti. Demokratik olarak Ortadoğu'da başarılı bir örnek olarak görülüyordu. Bunların hepsi değişti. Yabancılar da Türkiye’deki söylemin ne kadar değiştiğini görüyorlar. Eskiden politikacılardan yurtdışına açık, ABD teknolojisine açık bir söylem gelirken, şimdi onları tehdit eden bir söylem gelince onları rahatsız ediyor tabii ki.

DARON ACEMOĞLU KİMDİR?

2006 yılında Nobel edebiyat ödülü alan Orhan Pamuk ve 2015 yılında Nobel kimya ödülü alan Aziz Sancar'ın ardından Nobel ekonomi ödülü alarak Nobel ödülü alan üçüncü Türk olan Kamer Daron Acemoğlu, 3 Eylül 1967'de İstanbul'da doğdu. İlköğrenimini Aramyan Uncuyan Ermeni İlkokulunda tamamladıktan sonra 1986'da Galatasaray Lisesi'nden mezun oldu. Lisans derecesini 1989'da İngiltere'nin York Üniversitesi'nde Matematiksel Ekonomi ve Ekonometri Bölümü'nde, yüksek lisans ve doktora derecelerini Londra Ekonomi Okulu'ndan (1990-1992) aldı. 1993'ten itibaren Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde (MIT) akademik kariyerine devam etti ve 2000'de ekonomi profesörü, 2019'da enstitü profesörü unvanını aldı.

Acemoğlu, siyasal ekonomi, ekonomik kalkınma ve gelir eşitsizliği gibi konularda çalışmalar yapmaktadır. James A. Robinson ile yazdığı Diktatörlük ve Demokrasinin Ekonomik Kökenleri (2006) ve Ulusların Düşüşü (2012) eserleri birçok ödül kazanmıştır. 2021 itibarıyla, IDEAS/RePEc veri tabanına göre, dünyada en çok alıntı yapılan ilk 10 ekonomist arasında yer almaktadır.