Son Dakika: Yılın 3'üncü enflasyon raporu açıklandı: Yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 58'e çıkarıldı

Son dakika haberleri... Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın yeni başkanı Hafize Gaye Erkan kamuoyu önünde ilk enflasyon raporu sunumunu gerçekleştiriyor. Erkan, TCMB'nin 2023 yıl sonu tahminini yüzde 22,3'ten yüzde 58'e çıkardığını belirtti.

cumhuriyet.com.tr

Seçim sonrası kurda yaşanan artış ve bunun yanında vergilerdeki artışın ardından yurt içi piyasalarda dikkatler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) enflasyon raporuna çevrildi.

TCMB'nin yeni başkanı Hafize Gaye Erkan enflasyon raporunun sunumu için ilk kez kameraların karşısına geçti.

Erkan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Temel amacımız fiyat istikrarı. Enflasyonu kalıcı düşürmek için parasal sıkılaştırma sürecine başladık. Enflasyonda belirgin iyileşmeye kadar parasal sıkılaştırmayı gerektiği ölçüde kademeli güçlendireceğiz.Faiz artırımının yanı sıra seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma kararları aldık ve devam edeceğiz. 

'ENFLASYON KISA VADEDE GEÇİCİ YÜKSELECEK'

Enflasyon kısa vadede geçici yükseliş gösterecektir. 2024 dezenflasyonun başlamasını sağlayacak zemini dikkatle oluşturuyoruz. 2025 sonrası ise istikrar dönemininbaşlangıcı olarak görüyoruz. Bu dönemde enflasyondaki gerileme hızlanırken öngörülebilirlik de artacaktır.

Dezenflasyon sürecinde enflasyonun ana eğilimi ve beklentiler tutarlı şekilde iyileşmeye başlayacak. Kararlar 2024'ün ikinci çeyreğinde enflasyona yansıyacak.

'SEÇİCİ KREDİ KARARLARI İÇ TALEBİ DENGELEYECEK'

Enflasyonun gerilemesine en büyük katkı temel mal, gıda ve enerji kalemleri olmuştur. Hizmet grubunun katkısı 15 puan civarında yatay seyretmektedir. İktisadi faaliyetteki güçlü seyirde özellikle iç talep etkili. İç talebe karşın toplam arz daha ılımlı seyrediyor. Seçici kredi sıkılaştırması kararlarımızın iç talebi dengeleyeceğini öngörüyoruz. Çıktı açığının kapanması dezenflasyon sürecinin önemli birleşeni olacaktır. Yılın ikinci yarısında parasal sıkılaştırmanın etkileriyle cari işlemler hesabında belirgin iyileşmesi öngörmekteyiz.

'PARASAL SIKILAŞTIRMA SÜRECİ KUR İSTİKRARINI DESTEKLEYECEK'

Döviz kuru geçişkenliği son dönemde yükselmeye başlamıştır.  Mevcutdurumda geçişkenlik yüzde 25 civarında. Geçişkenlik talep koşullarının güçlü olduğu dönemde hızlı gerçekleşir. Parasal sıkılaştırma süreci döviz kuru istikrarını da destekleyecek. 

Ücret artışları maliyet artışlarına yol açmaktadır. Ücret artışlarının çoğu birkaç ayda fiyatlara yansıyacak. Hizmet sektöründe fiyat artışları yüksek seviyelerini sürdürmekte.

Kira artışları enflasyon üzerinde etkili. Enflasyondaki ataletin kırılması beklentilerin çıpalanmasına bağlı. Tüm araçlarımızı enflasyon tek haneye gelene kadar kararlılıkla kullanmaya devam edeceğiz.

Sadeleşme süreci faiz artırımının yanı sıra politika faizinin etkinliğini dengeli şekilde artırdı. Kredi genişlemesinin enflasyon üzerindeki etkilerini kontrol etmekteyiz. Kredilere ek olarak miktarsal sıkılaştırma ile faiz artışlarının etkisini kuvvetlendiriyoruz. Politika faizi yükselirken mevduat faizleri geriledi, enflasyon beklentileri ile daha uyumlu hale geldi. Mevduat faizlerinin dolarizasyonu artırmayacak seviyede bulunmasını önemsiyoruz. 

'YIL SONU ENFLASYON TAHMİNİNİ YÜZDE 58'

Rezervleri hazirandan itibaren güçlü artış gösteriyor. Rezervler güçlenmekte finansman koşulları güçlenmekte ve kur oynaklığı azalmaktadır. 

Enflasyon patikamızda önemli güncelleme gerçekleştirdik. Yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 58'e (önceki yüzde 22,3), 2024 için yüzde 33'e  (Önceki yüzde 8,8) yükselttik. 2025 sonu enflasyon tahmini yüzde 15 olarak belirlendi.

2023 yıl sonu gıda enflasyonu tahmini ise yüzde 27,9dan yüzde 61,5’e çıktı. 

Para politikası tepkimizi enflasyonun ana eğilimini düşürmeye odaklı veriyoruz. Çalışmalarını başlattığımız TL tasarruf enstrümanlarını çeşitlendireceğiz. Sermaye piyasalarının derinleşmesini destekleyeceğiz."

Öte yandan toplantı sonunda faiz artışlarına yönelik bir soruyu yanıtlayan Erkan, "Parasal sıkılaştırma sürecine bütünsel bakmamız şart. Faiz artırımının yeterli ya da yetersiz olarak nitelendirilmesi bu bütünsel adımların etkisi incelendikten sonra değerlendirilmeli. Bir anda normalleştik deseydik etkileri görmeden, yanlış yaklaşım olurdu" dedi.