Serada koşullar ağırlaşıyor

İklim değişikliği ile birlikte sera kullanımı artıyor. Ancak bu seralar zaten kötü koşullardaki tarım işçilerinin çalışma şartlarını daha da kötüleştiriyor. Sendikalar ve işçiler, işverenleri önlem almaya çağırdı.

Eylül Barut

Yapılan araştırmalar, iklim değişikliğinin tarım işçilerinin üretkenliği üzerinde olumsuz etkileri olduğunu gösteriyor. Havalar ısındıkça üretkenliğin azalmasına bağlı olarak daha az ürün hasat ediliyor. Tarlada ve çiftliklerde yapılan klasik tarımın koşullara bağlı olarak “işlevsizleşmesi” ise seralara olan eğilimi arttırıyor. Ancak seraların sunduğu çalışma koşulları işçilerin sağlığını tehlikeye atıyor; ısı stresi, aşırı terleme, kramplar ve hızlı kalp atışına yol açıyor. Güvenli çalışma koşullarının sağlanmadığı seralarda çalışan işçilerde baş dönmesi, halsizlik ve bayılma riskleri de artış gösteriyor. Özellikle yüksek nemli havalarda terin buharlaşarak vücudu serinleşmesi de zorlaştığı için yüksek sıcaklıklar daha tehlikeli hâle geliyor. Konuya ilişkin gazetemiz Cumhuriyet’e konuşan Tarım - Orman İş Sendikası Genel Başkanı Şükrü Durmuş, seralarda koşulların giderek ağırlaştığının altını çizerek “Güvencesiz çalışma had safhalarda, iş sağlığı kurallarına uyulmuyor. Ayrıca kayıt dışı çalıştırma da söz konusu, genellikle yabancıları ve göçmenleri, özellikle de çocukları tercih ediyorlar. Biz seralara denetim amaçlı giremez olduk. Çünkü seralar özel sektörün elinde, devletin değil. Bu anlamıyla da sıkıntı, kamuda bir yeri denetlemek kolaydır ancak özel sektörde zor” dedi.

‘İŞÇİLERİN LEHİNE DEĞİL’

Tarım İşçileri Sendikası (Tarım-Sen) Genel Başkanı Umut Kocagöz de seralarda en önemli problemlerden birinin su olduğuna dikkat çekerek “Yeterli suya erişim mümkün olmalı. Bir diğer temel talebimiz de mola sürelerinin arttırılması ve bazı yerlerde çalışma saatlerinin değiştirilmesi. Özellikle sıcaklığın çok yüksek olduğu yerlerde işçilerin çalışamayacağı zamanlarda ya ücretli izin uygulamasına geçilmesi ya da ücret kaselmesi olmadan erken saatte işi bitirme şansının olması gibi uygulamaların hayata geçirilmesi gerekiyor. Yani işverenler işçi sağlığını ve güvenliğini koruyabilmek adına işçilerin hakkından kısmadan önlemler almalı” ifadelerini kullandı. Sera işçilerinin ova işçileriyle benzer sorunlar yaşadığını aktaran Kocagöz, “Yaz döneminde çalışma saatleri değişiyor. Daha erken saatlerde başlayıp öğleye kadar bitirilen mesailer oluyor ama yövmiyeler çok düşük olduğu için işçilerin büyük bir kısmı çift yövmiye çalışmak durumunda kalıyor. Böyle olunca çoğu işçi sabahın erken saatlerinden akşama kadar çalışmış oluyor. Burada yapılması gereken en temel şey, özellikle günlük yövmiyeyle çalışan işçilerin ücretlerinin artması. Yövmiyeler düşük tutulup iş süreleri ona göre düzenleniyor. Bu işçilerin lehine bir durum değil. Bu aslında genel anlamıyla işçinin ücretinden kesinti demek” diye konuştu.

SERA İŞÇİLERİNİN MESLEK HASTALIĞI: AKUT BRONŞİT

İzmir’in Bergama ilçesindeki Agrobay Seracılık’ta çalışırken Tarım-Sen’e üye oldukları için işten çıkarılan işçiler arasında yer alan Fatma Kaya, seracılığın olumsuz koşullarına ilişkin gazetemiz Cumhuriyet’e konuştu. Yüksek sıcaklıklara değinen Kaya, “50 - 60 dereceyi bulan sıcaklıkların altında çalıştık. Sıcağın yanı sıra 6 - 7 metreyi bulan yüksekliklerde can güvenliğimiz olmadan çalıştırılıyorduk. O sıcakta 10 dakika bile mola vermezlerdi. Erkeklerin yapacağı işi daha ucuz işgücü olarak gördükleri için kadınlara yaptırırlardı. Olumsuz koşullar akut bronşit hastalığına neden oldu. Bizim koşullarımızda bu bir meslek hastalığı ancak birçok yere başvuru yapmama rağmen bir dönüş alamadım” dedi.