TGSD Başkanı Ramazan Kaya Cumhuriyet'e konuştu: Dip dalgayı yaşıyoruz oksijene ihtiyacımız var

TGSD Başkanı Ramazan Kaya: Son 1.5 yıldır sektör kârsız gidiyor. Zarar dönemi biraz uzadı. Bu uzadığı için oksijene, uzun vadeli kaynağa ihtiyacımız var. Oksijeni almadığımızda çarklar tersine dönüyor.

Şehriban Kıraç

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği’nin (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya, Türkiye’de son 1.5 yıldır yüzde 70’lere varan ciddi bir enflasyon ve bunun yarattığı ekonomik problemlerin olduğunu bu nedenle hane halklarının harcamama eğilimine geçtiğini belirterek, "İç piyasada adet bazlı satışlarda yüzde 15’e varan düşüşler oldu" dedi.

Sektörde talepsizliğin devam ettiğini ama son çeyrekte dipten çıkışın başlayabileceğini anlatan Ramazan Kaya ile hazır giyim sektörünü konuştuk.

- Yılın da ilk çeyreğini geride bıraktık nasıl geçiyor sektör açısından?

2023’ü ihracatta yüzde 10 ekside bitirdik. İlk çeyrekte hazır giyim ve konfeksiyon ihracatında yüzde 12.5 düşüş var. Resesyon ve finansman sorununu şu anda daha fazla hissediyoruz. Temel sorun hane halkının harcamaması. Bu durum hazır giyimi direkt etkiliyor. Pandemiden sonra gereksiz ve panik alışverişler oldu. Lojistik altyapılar çökünce Avrupalı ciddi şekilde Türkiye’ye yönelmişti. Biz Avrupa'nın ilgisinin devam edeceğini düşünmüştük. Tabi yanıldık. 2019’da Avrupalıların Türkiye’den hazır giyim alımları 17 milyar dolar civarındaydı. Bir ara 21 milyar dolara çıktık geçen yıl 19 milyar dolar ihracat yaptık. Ama birim fiyatımızı 2019’a göre artırdık. Demek ki daha katma değerli iş yapıyoruz.

İHRACAT BİRİM FİYATI 20-25 DOLARA ÇIKMALI

- Hazır giyimde ihracat birim fiyatı ne kadara çıktı?

2021’de 13.14 dolar, 2022’de 14.10 dolar ve 2023’te ise 15.12 dolara yükseldi. Gelmemiz gereken seviye 20-25 dolar olmalı ki rekabet ettiğimiz ülkelerden ayrışalım. Rekabet ettiğimiz ülkelerle maliyet makası baya açıldı. Onların yapmadığı işleri yapmamız gerekiyor.

- İhracat pazarlarında talep var mı şu anda?

Talepsizlik hâlâ devam ediyor. Müşteri stokları yavaş yavaş erimeye başladı. Bu bizim için avantaj. Müşterilerimizin geçen yıl ciddi depo stokları vardı. Pandemi döneminde ciddi stok yapmışlardı. 100 birim stok yapmaları gerekirken belki 300 birim stok yaptılar. Hem fazladan mal aldılar hem de talep düştü.

- Yeni ürün üretmediler mi yani?

Neredeyse iki sezon üst üste aynı mallar satıldı. Hızlı modadan yavaş modaya geçilmesinden dolayı ürün tüketim alışkanlıkları değişti. Normalinde Türkiye pazarını birkaç büyük Avrupalı moda devi domine ediyordu. Ama gelecekte artık online platformlar. butik ve cadde mağazacılığı öne çıkacak. Bu bizim adet bazlı satışlarda gerilemeye neden olabilir ama birim fiyatlarımız artacak.

HARCAMAMA EGİLİMİ

- Avrupa’da stoklar artarken iç piyasada neler oldu?

Türkiye’de 1.5 yıldır yüzde 70’lere varan ciddi bir enflasyon ve bunun yarattığı ekonomik problemler var. Türkiye hane halkları harcamama eğilimine geçti.İç piyasada adet bazlı satışlarda yüzde 15’e varan düşüşler vardı. Firmalarla konuştuğumuzda bu yılı nasıl öngörüyorsunuz dediğimizde adet bazlı yüzde 10 düşüşe geçeceğiz diyorlar. Çünkü imalatçıları da ona göre yönlendiriyorlar. İç piyasada da geçen yıl firmalarda stok vardı.

- Ama stokta mal olmasına rağmen ürünler raflara zamlı geldi.

Aslında 6 ay önce fiyatlar etikete o kadar yüksek yansımadı. Etiketlere yansıyan kısım işçilik, kiralar ve yüksek enflasyondan kaynaklı fiyat artışlar oldu. Aslında sektör olarak ciddi bir kârsızlık içindeyiz.

KAPASİTE KULLANIMI İKİNCİ YARIDA ARTAR

- Kapasite kullanımları ne düzeyde şu anda?

Yüzde 60-65’lerde. Bunu yüzde 70’in üzerine çekmemiz lazım. Emek yoğun bir sektör olduğu için çalışanların ücretlerini ödemek durumundasınız. Şimdi tek ihtiyacımız olan şey sipariş ve yeni iş. Kapasite kullanımının ikinci yarıdan sonra yükseldiğini göreceğiz.

KUR 40 TL'NİN ÜSTÜNDE OLMALI

- Kur ve maliyetler artıyor, kurun geldiği seviyeyi nasıl görüyorsunuz?

Talepsizlik var ama gelen talepleri ve maliyetlere göre hesap yaptığımızda biz rakiplere göre biraz pahalı kalıyoruz. Asgari ücret ve diğer maliyetlerde rakiplerimizle aramızdaki makas açıldı. Enflasyona orantılı döviz kurunun da artması gerekiyor. En azından geçiş dönemini atlatmak için özel kur istiyoruz. Kurun şu anki seviyesinden işin açıkçası memnun değiliz. Mutlaka dolar kurunun 40 TL ve üstünde olması gerekiyor.

- İşçiliğin tüm giderler içindeki payı nedir?

Yüzde 35-40’lar civarında.

SON ÇEYREKTE İSTİHDAM ARTIŞI OLABILIR

- Geçen yıl sizin sektörde 200 bin civarında kişi işsiz kalmıştı, bu yıl işsiz sayısı artar mı?

Tekstil ve hazır giyimde 13-14 aylık dönemde yaklaşık 200 bin kişilik istihdam çıkışı oldu. Bundan sonra ciddi bir istihdam çıkışı olmaz. Şu anda bir dip dalga yaşıyoruz ve o dip dalgada devam ediyoruz. Sektör bu istihdamı şu anda taşıyabilecek durumda. İşçilerin ayrılmasıyla fabrikalar kapanmıyor. Ufak tesislerin kapanmasıyla karşı karşıya kaldık. Üç fabrikası varsa iki ya da bir fabrikaya düştü. Üç üretim holü varsa ikiye düştü. İşlerin hareketlenmesiyle yılın son çeyreğinde belki istihdam artışı da olabilir. Türkiye’de 62 bin hazır giyim üreticisi firma var. Sektör Aralık 2023 itibarıyla 643 bin 540 kişiyi istihdam ediyor.

33.6 MİLYAR DOLARLIK ÜRETIM

- Bu yıl sektörde ihracat artışı olur mu?

Yok. Ya yüzde 5 düşüşle kapatırız ya da geçen yılla aynı seviyede olur. İhracat bu yıl 18-19 milyar dolar arısı olabilir. Bunu yaparsak büyük başarı olur. Dipten çıkış son çeyrekte başlayabilir.

- Üretimin yüzde kaçı iç piyasada kalıyor?

Hazır giyim üretiminin yüzde 50’si bavul ticareti dahil ihracat. 2024’te ihracattaki düşüşle iç piyasanın payı yüzde 52’ye çıkabilir. Sektör yıllık 33.6 milyar dolarlık üretim yapıyor. 2023 sonunda 85.2 milyar dolar satış büyüklüğüne ulaştı.

NAKİT AKIŞINI OLUMSUZ ETKİLİYOR

- Seçimi de geride bıraktık, sıkı mali politikaların da devreye gireceği konuşuluyor, bu sizi nasıl etkiler?

Sıkı mali politikalar bizim nakit akışını olumsuz etkiliyor. Bugünkü faiz oranlarına bakınca paraya ulaşımda ciddi sıkıntılar var. En az cari açık yaratan sektörüz. Emek yoğun bir sektörüz istihdam için de bu sektörü belli bir dönem için desteklemek gerekiyor.

- Krediye daha çok ne için ihtiyaç duyuyorsunuz?

Kaynağa özellikle geçmiş borçlar ve işçilik ücretleri için ihtiyaç duyuyoruz. Boş olan kapasiteyi dolduramadığımızdan işçilik ücretlerini ödemeniz gerekiyor. Yaptığımız yatırımlardan dolayı ödemeniz gereken krediler var. Eskiden az kâr ediyorduk ama son 1.5 yıldır sektör kârsız gidiyor. Biz hep kur artar diye bekledik o da olmadı.

OKSİJENE İHTİYACIMIZ VAR

- Bu kârsızlıkla daha ne kadar ayakta kalabilirsiniz?

Artık buna da adapte oluyoruz. İş modelleri değişiyor. Zarar dönemi biraz uzadı. Bu uzadığı için oksijene, paraya, uzun vadeli kaynağa ihtiyacımız var. Paraya ulaştığınızda onun faizini ödemek çok kolay değil.

ARTIK İŞİN ÇUBUK KIRAKER KISMIYLA UĞRAŞMAYACAĞIZ

- Rakiplerle aradaki fiyat farkı ne kadar oldu?

Biz eskiden yüzde 15-20 daha pahalıyken şu anda aradaki fiyat farkı yüzde 40-50’lere çıktı. Bu yüzden müşteri rakip ülkeleri tercih ediyor. Eskiden hızlı modayken 2-3 haftada bir raflar değişirken, şimdi 5-6 haftada bir değişiyor. Hız olmayınca müşteri aradaki yüzde 50 fiyat farkını ödemek istemiyor. Yeni markaların ortaya çıkmasıyla biz oralara ürün satmayı hedefliyoruz. Ya da mevcut markaların daha lüks tarafına ürün satacağız. İşin adet kısmına değil de değer kısmına yöneleceğiz. Biz artık işin çokoprens çubuk kıraker kısmıyla uğraşmayacağız daha katmadeğer işlerle uğraşacağız.

YÜZDE 75’İ KATMA DEĞERLİ ÜRÜN

- Üretiminin ne kadarı basic, ne kadarı katma değerli/lüks üretim?

Hazır giyim üretiminde ihracata giden ürünlerin yüzde 15’i basic, yüzde 75’i katma değerli ve yüzde 10’u ise lüks ürünlerin üretimidir. Hazır giyim üretiminde iç pazarda tüketilen ürünlerin yüzde 40’ı geleneksel pazarlarda satılan ürünler, yüzde 60’ı ise katma değerli ve Türk markaları ise satılan ürünlerdir.

- Üretim için Mısır’a giden firmalar artıyor mu?

Mısır’da ciddi yatırım araştırmaları oluştu. Sayısal olarak giden çok firma yok. Daha önce orada yatırım yapan firmalar kapasitelerini büyütüyorlar.

BORÇLAR YAPILANDIRILMALI

- Bu yıl için sektör açısından en büyük riskler neler?

Şu an dip dalgası yaşıyoruz. Bu durum ortalama 1 yıldır devam ediyor. Buna göre iş planı geliştiriyorsunuz. Paraya ulaşma konusunda belki daha fazla sıkıntılı yaşanabilir. Gördüğüm en büyük sorun parasal.

- Ya beklediğiniz oksijeni alamazsanız ne olacak?

Oksijene ulaşmak için paraya ulaşmanın imkanlarını kolaylaştırmak gerekiyor. O zaman o nefesi alıp kendimizi ileriye taşıyabiliriz. O oksijeni almadığımız zaman bu sefer çarklar tersine dönüyor. İşte kepenk kapatmalar istihdam çıkışları oluyor. Bu sosyal düzeni de bozuyor.

- Ne bekliyorsunuz kamudan?

Sıkıntıları aşabilmek ve dönüşüm sürecine hazırlanmak ve yönetmek için 1 yılı geri ödemesiz 3 yıl vadeli işletme kredileri sağlanmalı. Eximbank faizleri ile Merkez Bankası reeskont faizleri arasındaki bağ koparılmalı ve daha düşük faizli ihracat kredileri kullandırılmalı. Sektör 2020-2023 Haziran arasında dönemin politikaları ve düzenlemeleri sonucu önemli ölçüde kredi kullanmıştır. Bu krediler içinde yer alan döviz kredileri TL’ye çevrilerek, tüm kredi borçları için bir yeniden yapılandırma olanağı sağlanmalı. İhracat gelirlerinin Merkez Bankası’na bozdurulması aşamasındaki prim ödemesi 5 puana çıkarılmalı. Üretim ve istihdam kaybının önlenmesi için mevcut istihdam yüklerinin (gelir vergisi, SSK primi vb.) azaltılmalı.

CAN VE MAL GÜVENLİĞİ ÖNEMLİ OLDU

- Son dönemlerde yabancı müşterin öncelikleri neler oldu?

Eskiden fiyata odaklanıyorlardı. Şimdi deprem mal ve can güvenliği var mı yok mu diye soruyorlar. İkincisi sürdürülebilirlik. İnsan haklarıyla ilgili sorular soruyorlar sonra fiyata geliyoruz. Ayrıca dijitalleşme, koleksiyon üretiyor musunuz diye de soruyorlar.