Prof. Dr. Veysel Ulusoy'dan 'faiz indirimi' açıklaması: "Yaşanan tam anlamıyla Kanal İstanbul inşaatına zemin hazırlamadır"
Türkiye'de devam eden enflasyon-para politikası endişeleri ve doların küresel çapta değer kazanmasıyla birlikte Dolar/TL, yeni tarihi zirve olan 10 seviyesinin üzerindeki seyrini sürdürüyor. 18 Kasım Perşembe günü gerçekleştirilecek olan TCMB toplantısı öncesi Cumhuriyet'e konuşan Ekonomist Prof. Dr. Veysel Ulusoy, "Yaşanan tam anlamıyla oy kaygısı ve Kanal İstanbul inşaatına zemin hazırlama amacıyla yapılan faiz indirimi oyunudur" dedi.
Miray ÖzbilekEnflasyonun yüzde 20’ye yaklaşmasına rağmen 23 Eylül’de 100 baz puan faiz indiren Merkez Bankası, kurdaki sert artışa rağmen Ekim ayında da 200 baz puanlık indirim yapmıştı. Beklentinin çok üzerinde gerçekleştirilen indirim sonrasında euro ve dolar rekor üstüne rekor kırdı.
Son olarak, gözler 18 Kasım Perşembe günü gerçekleştirilecek olan Merkez Bankası toplantısına çevrildi.
Reuters'ın anketine göre TCMB’nin politika faizini 100 baz puan daha indirerek yüzde 15’e düşüreceği tahmin ediliyor. TCMB fiyat istikrarının cari fazla verilmeden sağlanamayacağını belirtirken; tüketici enflasyonunun ise Ekim’de yükseldiği yüzde 20’lerde aylarca kalması bekleniyor.
'ADINI KOYALIM, YAŞANAN BİR DÖVİZ KRİZİDİR'
18 Kasım Perşembe günü yapılacak TCMB toplantısından çıkacak karara ilişkin Cumhuriyet'e konuşan Ekonomist Prof. Dr. Veysel Ulusoy, "Yaşanan üçüncü kuşak döviz krizidir, adını koyalım öncelikle bunun. Siyasete endekslenmiş bir faiz indirme inadı ile bu krizde önemli bir aktör olan merkez bankasının tekrar bir indirime gitmesinin sonucunu sanırım Sayın Kavcıoğlu hepimizden daha iyi biliyordur. Yaşanan tam anlamıyla oy kaygısı ve Kanal İstanbul inşaatına zemin hazırlama amacıyla yapılan faiz indirimi oyunudur ve ekonomik gerçeklerden çok ama çok uzaktadır" dedi.
'EK BİR FAİZ İNDİRİMİ AĞIR BİR YÜK GETİRECEK'
Olası yeni bir faiz indiriminin kura yansayacak etkisini değerlendiren Ulusoy, "Doğal olarak yüksek faiz yatırımların önündeki en büyük engeldir. Öte yandan son dönemde faiz indirimlerinin yatırımlara yansıdığını söylemek oldukça güç. Tersine faiz indirimi ile başlayan ve ve devamli artan bir kur baskısıyla girdi maliyetlerindeki yükselme hem yatırımları hem de arz zincirini olumsuz etkilemektedir. Diğer bir ifadeyle, faiz indirimi karşımıza bir dönem sonra maliyet temelli yüksek enflasyon oranı dönmekte ve yapışkan hale gelmektedir" diye konuştu.
Ulusoy, şu ifadeleri kullandı:
"Ek bir faiz indirimi doğal olarak Türkiye ekonomisine ağır bir yük daha getirecektir. Bu yük yine zaten yukarı yönlü harekete sahip olan döviz kurunu daha da artıracaktır. Küresel arz zincirinin kırıldığı bir ortamda ithalata bağımlı bir üretim ve ihracat yapımız da göz önüne alındığında tüm piyasalarda olumsuzluklar artacaktır."
'ERİTİLEN REZERVLER YÜZÜNDEN MÜDAHALE ALANI YOK'
Dolar/TL kurunun tarihi zirveyi görmesinin ardından bazı ekonomistler, duruma müdahale edilmediği takdirde ekonomiyi bir şok dalgasının beklediği yönünde yorumlarda bulunmuştu. Bu yorumları da değerlendiren Ulusoy, şöyle konuştu:
"Merkez Bankası rezervlerini ve diğer makro dengesizlikleri göz önüne aldığımızda finansal piyasalara müdahale alanının çok kısıtlı olacağını söylemek yanlış olmaz. Esas itibariyle finansal piyasalar, özellikle de döviz piyasası dinamik bir şekilde takibe alınması ve ve yeri geldiğinde müdahale edilmesi gereken piyasa tipleridir. Ancak artık Türkiye'de, eritilen rezervlerden dolayı bu müdahele alanının olmadığını söylememiz gerekir. Döviz piyasasının yanında, belki de en büyük müdahalenin ekonomi yönetimindekilerin yaklaşımına yapılması gerektiğini söylemek yanlış olmaz."
'GERÇEK ENFLASYON, BAKAN ELVAN'IN KONUŞMALARININ ANA KAYNAĞI'
Son olarak, 5. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi'nde konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan'ın "Enflasyon cephesinde maalesef arzuladığımız seviyede değiliz. Küresel konjonktür ve yurt içi görünüm enflasyonla mücadelede son derece dikkatli olmamızı gerektiriyor" sözlerini değerlendiren Ulusoy, şu ifadeleri kullandı:
"Temel olarak sıradan bir açıklama aslında. Nedeni ise çok açık. Resmi verilere göre, yüzde 19.87'lik bir enflasyon oranının günümüzde Sayın Bakanın vurguladığı bir şekilde sorun oluşturmadığı çok açık. Sanırım sorun oluşturan kısmı halkın hissettiği, bu his ile de kalmayıp, cüzdanından inanılmaz boyutta paraların çıktığı gerçek enflasyon, Sayın Elvan'ın konuşmalarının ana kaynağı. Öte yandan, 'enflasyonla mücadelede son derece dikkatli olmamız gerekiyor' cümlesini anladığımı söyleyemem."