Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’a ihracat arttı

Türkiye, içinde bulunduğu ekonomik krizden çıkışın yollarını takas (swap) anlaşmaları ve “ne olursan ol gel” yaklaşımıyla çağrılan yatırımcılarla arıyor. Daha önce “15 Temmuz FETÖ darbesinin tetikçisi” ilan edilen Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Veliaht Prensi resmi törenle karşılandı, İsrail ile görüşmeler hızlandı. Mısır’da darbe ile yönetime gelen Sisi artık “Kardeşim Sisi” oldu. Son olarak İstanbul’da öldürülen muhalif Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın davasının devredildiği Suudi Arabistan’la yeni bir döneme girildi. Atılan bu adımların ödülü ihracatta alınmaya başlandı. İlk üç ayda Birleşik Arap Emirlikleri’ne yüzde 17, Mısır’a yüzde 41, İsrail’e yüzde 37, Kuveyt’e ise yüzde 31’lik ihracat artışı kaydedildi. 

YÜZDE 800’Ü BULDU

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarıyla bu ülkelerle ilişkiler normalleşmeye başlarken Suudi Arabistan’a dün Cemal Kaşıkçı davasının devredilmesi önemli bir adım oldu. İki ülke arasında ilişkilerin düzelmesi Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin de verilerine yansıdı. Suudi Arabistan’a ihracat martta, şubat ayına göre yüzde 801 artışla 58 milyon 724 bin dolara yükseldi. Bu artış “Made In Turkey” markalı ürünlere iki yıldır uygulanan örtülü boykotun da sona ermesinin göstergesi oldu. Türkiye’nin bu ülkeye 3 milyar doları bulan ihracatı geçen yıl 186 milyon dolara kadar düşmüştü. İhracatın 2022 yılı Mart ayında geçen yılın aynı ayına kıyasla artışı ise yüzde 215 oldu. En çok artış kimyevi madde ve gıda satışlarında gerçekleşirken ekonomi uzmanları, gelişmeleri Türkiye’nin yatırımcı ve döviz ihtiyacına bağladı.

‘DÖVİZ İÇİN TAVİZ"

Türkiye’nin döviz kaynaklarını bitirdiğini hatırlatan Prof. Dr. Taner Berksoy, Suudilerle de bu noktada bir anlaşma yapılmış olabileceğini söyledi. Görünen ihracat rakamlarının çok daha üstünde bir para için de anlaşılmış olabileceğini aktaran Berksoy, “Tabii ne olursa olsun taşıma suyla değirmen dönmez. Cari açığı kapatmaya veya dövizi düşürmeye yetmeyecek adımlar” dedi.

Reuters’e konuşan danışmanlık şirketi BlueBay Asset Management’ın kıdemli stratejisti Timothy Ash de yaptığı değerlendirmede, bu davanın devredilmesinin Türk yetkililerin Prens Muhammed aleyhindeki davayı fiilen kapattığı anlamına geldiğini belirtti. Ash, “Bu Erdoğan’dan büyük taviz/barış teklifi. Erdoğan’ın ramazan ayında Suudi Arabistan’a ziyareti bekleniyor ve Türkiye’nin bu ziyarette büyük bir Suudi finansman programı ile ödüllendirilmesini bekliyorum. Bunun en az Katar’ın Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’na sağladığı 15 milyar dolarlık swap imkânına eşdeğer olmasını bekliyorum” diye konuştu.

DAVANIN DEVRİ İÇİN İPTAL BAŞVURUSU

Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda 2018 tarihinde Suudiler tarafından öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı hakkında yürütülen 26 sanıklı davada mahkeme, yargılamanın durdurulmasına ve dosyanın Suudi Arabistan’a devredilmesine karar verdi. 

Kaşıkçı’nın nişanlısı Hatice Cengiz, davanın Suudi Arabistan’a devredilmesi kararının iptali için Ankara 14. İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Dilekçede, “Cinayet İstanbul’da işlenmiştir. Soruşturma ve yargılama yetkisi Türk makamlarına aittir. Yargılamanın devrine karar verilmesinin ülkemizin egemenlik haklarını zedeleyeceği tartışmasızdır. İşlem açıkça kamu yararına aykırılık teşkil etmektedir” denildi. Erdoğan daha önce “Biz bu kanıtları verelim de bir de bunları yok mu edeceksiniz? Bunlar insanları enayi zannediyor” demişti.