Kurumlar güçlü bir kurumsal yapı sayesinde daha fazla iş fırsatı ve kârlılık yaratabilir

Firmanızın büyüklüğü ya da hedeflerinin kısa-uzun vadeli oluşu fark etmez, iyi bir kurumsal itibar olmadan başarıya ulaşmak zor.

Şehriban Kıraç

Günümüzde, bireylerin ve toplumların beklentileri, talepleri ve ihtiyaçları hızla değişiyor ve bu durum kurumlara önemli rol biçiyor. Bu rol kapsamında firmalar gerek iş süreçleri gerekse de iletişim ve pazarlama faaliyetlerinde birçok yeniliğe imza atıyor. Çünkü güçlü bir kurumsal itibar, hem kurumun sürdürülebilirliği ve iş süreçlerinin devamlılığı hem de ekonomik değerinin artması ve büyümesinde son derece önemli.

Özellikle şirketin piyasa değeri üzerinde kurumsal itibarın etkisi çok büyük. Kurumlar güçlü bir kurumsal itibar sayesinde daha fazla iş fırsatı yaratabilir, sadık müşteri kitlesini artırabilir. Kurumsal itibar şirketlerin kârlılığı üzerinde oldukça etkili. Hatta öyle ki araştırmalara göre yöneticiler, şirketlerinin piyasa değerinin yüzde 65’inin şirketlerinin genel itibarına bağlı olduğunu düşünüyor.

BİR HİKÂYENİZ OLSUN

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin etkinliğinde konuşan Dartmouth Üniversitesi’nden Prof. Dr. Paul Argenti, itibar için şirketlerin mutlaka anlatması gereken bir hikâyesinin olması gerektiğini vurguladı. Argenti, “Maalesef iyi hikâye anlatamıyorlar. Bu gerçekten çok önemli. Markanın yorumlanması noktasında anlatılan hikâye çok değerli. Daha özgün olmak önemli. Güven tesis edene kadar insanlar bir markayla iletişime girmiyor” dedi. 

DOĞRU MESAJ VERİLMELİ

İtibar, kurumlar için var olma ve paydaşlar tarafından tercih edilme nedenleri arasında yer alıyor. Kurumlar itibar yönetimi için şu adımları atmalı:

- Şirketin kurumsal kimliği şirket amaçlarına uygun olmalı ve doğru mesajlar verilmeli.

- Doğru ve tutarlı mesajlar verilmeli, hedef kitle doğru şekilde tanımlanmalı.

- Sosyal medya ve dijital pazarlama araçları etkin şekilde kullanılmalı.

- Hizmet kalitesi artırılmalı.

- Şirket içindeki çalışan ve yöneticilerin itibar yönetimi konusunda bilinçli olması. Şeffaf bir yönetim politikası izlenmeli.

- Riskler, fırsat ve tehditler doğru şekilde analiz edilmeli ve değerlendirilmeli.

- Sosyal sorumlulukların bilincinde olunmalı, çevreye ve dünyaya saygılı olunması şart.

- Doğabilecek kriz durumlarında işletmelerin alacakları önlemler ve tedbirler, kriz durumunda en az zararla çıkmalarına sebep olur. Her zaman bir “B” planı oluşturulmalı.

"ESAS OLAN AMAÇ ODAKLILIK"

İsviçre Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’na katılan Sabancı Holding Üst Yöneticisi Cenk Alper, “İnsan Odaklı Ticaret” panelinde şu noktalara dikkat çekti: 

“Bugün çok net bir gerçek var: Başarı kriteri kârdan uzaklaşıp paydaşlarınıza yarattığınız değerle ölçülüyor. Topluma, çevreye ve yönetişime karşı sorumluluklarımız var. Aynı uygulamaları tedarik zincirlerine de uygulatıyor, onlara know-how transferi sağlıyoruz. Yatırımcılar da artık bizleri bu kriterlere göre değerlendiriyor. Bu nedenle bütün ticari kurumlar odaklarına kârı değil, amacı almalılar. Bunu başardığımızda dünyayı daha yaşanabilir bir hale getireceğiz.”