Küçük modüler nükleer reaktörler geleneksel santrallerin yerini almaya hazırlanıyor

Geleneksel nükleer santrallere kıyasla daha verimli, güvenli ve sürdürülebilir bir enerji sağlayan küçük modüler reaktörle ilgili olarak Gazi Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hacı Mehmet Şahin ve Hacettepe Üniversitesi Nükleer Enerji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şule Ergün açıklamalarda bulundu.

AA

Küçük modüler reaktörler (SMR), geleneksel nükleer santrallere kıyasla daha verimli, güvenli ve sürdürülebilir bir enerji sağlayarak talebi karşılamak, karbon salımını azaltmak ve düşük karbonlu enerji üretimiyle iklim hedeflerine ulaşmak için yenilikçi bir çözüm sunuyor.

Gazi Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hacı Mehmet Şahin, Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) ve Gazi Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen 2. Uluslararası Nükleer ve Güvenlik Forumu kapsamında soruları yanıtladı.

SMR'lerin geleneksel nükleer güç reaktörlerinin üretim kapasitesine göre daha küçük, birim başına 10 ila 300 megavat güç kapasitesine sahip gelişmiş nükleer reaktörler olduğu bilgisini paylaşan Şahin, "Küresel ölçekte SMR'lerin daha temiz enerji kaynaklarına geçişte hayati bir rol oynaması bekleniyor. İşletmeleri sırasında sıfır karbon salımları ile uluslararası iklim hedeflerini karşılamada geçerli bir çözüm haline geliyor" dedi.

Şahin, SMR'lerin tasarımı itibarıyla daha kolay inşa edilebilmeleri özelliğiyle yatırım maliyetlerinin de azaldığını belirterek, gelişmiş güvenlik sistemlerinden dolayı SMR'lerin iletim hatlarından uzak bölgelere kurulup taşınabileceğini ve temel baz enerji sağlayabilir özellikleriyle geleceğin teknolojisi potansiyeline sahip olduklarına işaret etti.

FOSİL YAKIT BAĞIMLILIĞI

Türkiye'de enerji çeşitlendirmesi ve sürdürülebilirlik stratejisinin bir parçası olarak SMR'lerin enerji güvenliği hedefleri ve fosil yakıt bağımlılığını azaltma çabasıyla da uyumlu olduğunu vurgulayan Şahin, "Stratejik planlama ve uluslararası işbirliği ile SMR'ler 2035'li yıllara kadar Türkiye'nin enerji çözümünün bir parçası haline gelme potansiyeline sahip. SMR'ler ülkemizin uzun vadeli enerji taleplerini karşılamak için sürdürülebilir ve esnek bir çözüm sunuyor" diye konuştu.

Şahin, söz konusu reaktörlerin kilovat başına 3 ila 6 bin dolar arasında değiştiğini ifade ederek, şunları söyledi:

"300 megavatlık bir tesisin toplam proje maliyetinin 900 milyon ila 1,8 milyar dolar arasında olduğu tahmin ediliyor. Büyük nükleer reaktörlerin ise başlangıç maliyetleri 5 milyar dolar civarında. SMR'lerin başlangıç maliyetlerinin bunlara kıyasla düşük olmasıyla birlikte, seri üretim ve standartlaştırılmış tasarımlarla zaman içinde daha da azalmasını bekliyoruz."

ENERJİ DÖNÜŞÜMÜNDE ÖNEMLİ BİR ALTERNATİF 

SMR'lerin kendiliğinden güvenlik sistemleri, modüler yapı, seri imalat kolaylığı, taşınabilir olmaları, yakıt kullanım çeşitliliği, nükleer sınıfı plütonyum üretimi olmamasından dolayı silahsızlanmaya katkı gibi özellikleriyle ön plana çıktığına dikkati çeken Şahin, şöyle devam etti:

"Söz konusu reaktörler yenilenebilir enerji çeşitlerinden farklı olarak sürekli enerji sağlarlar, uzak ve özel alanlara, örneğin organize sanayi tesislerinin yanlarına kurulma imkanları var ve sanayi için endüstriyel ısı ve hidrojen üretimi gibi çeşitli uygulamalar için uygunlar. Daha az arazi ve suya ihtiyaç duyarlar, inşaat süreleri daha kısadır ve yedek güç olarak hizmet vererek yenilenebilir enerjiyi destekler. Ayrıca enerji güvenliğini artırırlar, fosil yakıt ithalatına bağımlılığı azaltırlar ve istihdam yaratarak ekonomik fırsatlar yaratırlar. Bu avantajlar SMR'leri Türkiye'nin temiz enerjiye geçişi için umut verici bir çözüm haline getiriyor."

MODÜLER TEDARİK ÇÖZÜMÜ

Hacettepe Üniversitesi Nükleer Enerji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şule Ergün de, SMR'lerin yoğun enerji ihtiyacı olan bölgelere enerji sağlayabiliyor olmasının dünyada ve Türkiye'de tercih sebebi özelliklerinden biri olduğunu vurgulayarak, "Fabrikada üretilerek inşaat sahasında birleştirilebiliyor olmaları, bunun inşaat süresini kısaltıyor olması ve tabii ki küresel ısınmayla mücadelede iklim hedefleriyle uyumlu olması SMR'leri hem dünyada hem ülkemizde cazip kılıyor" dedi.

SMR'lerin enerji dönüşümünde önemli bir alternatif olduğuna dikkati çeken Ergün, "Yenilikçi teknolojiler sayesinde SMR'lerde nükleer atık miktarı da azaltılıyor ve güvenlik artırılıyor. Türkiye'nin rüzgar ve güneş enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklarla birlikte SMR'leri da entegre bir enerji stratejisine dahil etmesi gerekiyor. Bu teknoloji için maliyet ve uygulanabilirlik açısından detaylı analizler de gerektiriyor" ifadelerini kullandı.