Kira artış sınırına tepki: 'Dengeli ve ortada bir çözüm değil'
Hükümet, konut kiralarındaki fahiş artışları sınırlamak için kira artış oranlarına geçici olarak yüzde 25 tavan uygulamasına hazırlanırken; sektör temsilcileri kiracılara bir miktar rahatlama sağlayacak bu adımın mal sahipleri açısından ise mağduriyetlere neden olacağına işaret ediyor.
ReutersDüzenlemenin olayın tarafları açısından "dengeli ve ortada bir çözüm olmadığını" belirten hukukçular, uygulamanın açılacak tahliye davalarının sayısında da artışları beraberinde getireceğine dikkat çekiyor.
Öte yandan düzenleme TÜİK'in Mayıs'ta yüzde 20 olarak ölçtüğü kira enflasyonunu önümüzdeki 12 ay için yüzde 25 ile sınırlamış olacak.
Aynı sokaktaki konutlar arasında bile astronomik fiyat farkları yaşandığını belirten sektör temsilcileri, Türkiye için daha doğru bir çözümün, aynı muhitteki aynı nitelikteki konutlara sabit kira bedeli uygulaması olduğunu belirtiyor.
KİRA GELİR VERGİSİ MUAFİYETİ DEĞERLENDİRİLMELİ
Sektör temsilcilerine göre, sokaktaki enflasyonun yüzde 100'ü geçtiği bir ortamda artış oranı yüzde 25 ile sınırlanan ev sahiplerinin mağduriyetinin bir nebze giderilmesi için kira gelir vergisi muafiyeti seçeneği değerlendirilmeli.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Borçlar Kanuna'na eklenecek bir hükümle 2023 Temmuz ayına kadar yenilenecek konut kira sözleşmelerinde artış bedelinin önceki yılki kira bedelenin yüzde 25'ini geçemeyeceğini söyledi.
Bozdağ, "Konut kiralarında 1 yıl süreyle, bir önceki yılın kira bedelinin yüzde 25'ini geçmeyecek şekilde artış yapılabilecek, üzerindeki artışlar geçerli olmayacak" dedi.
TÜİK verilerine göre konutlarda kiracı tarafından ödenen gerçek kira kalemi yüzde 4.44 ile tek başına en yüksek ağırlığa sahip alt kalemlerden ikincisi.
Yıllık enflasyon Mayıs'ta yüzde 73.5 ile 24 yılın zirvesine çıktı. TÜİK ise kiracı tarafından ödenen kira artışını yıllık yüzde 20.02 olarak ölçüyor. Buna karşın kiralık ilanları üzerinden yapılan hesaplamalar ve sektör temsilcileri kira artış oranlarının İstanbul ve Ankara başta olmak üzere yıllık yüzde 100'ün üzerine çıktığına işaret ediyor.
Ancak Bozdağ'ın açıklamasına göre konut kiralarında 1 yıl süreyle, önceki yılın kira bedelinin yüzde 25'ini geçmeyecek şekilde artış yapılabilecek, üzerindeki artışlar geçerli olmayacak.
"KİRACILAR İÇİN RAHATLATICI ANCAK..."
Düzenlemeyi değerlendiren Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz, "Çok dengeli ve ortada bir çözüm olduğunu pek söyleyemeyiz... Devam eden enflasyon artışı göz önüne alındığında kiracılar için rahatlatıcı bir adım. Ancak belirlenen yüzde 25 oranının, en son yüzde 39.33 olan 12 aylık TÜFE artış oranı kapsamında değerlendirildiğinde mal sahiplerini ciddi şekilde rahatsız edeceğini öngörebiliriz" dedi ve ekledi:
"Sokakta yaşanan enflasyon yüzde 100'ün üzerinde. Mayıs enflasyonu yüzde 73.5. Mevcut enflasyonun zaten altında olan kanundaki sınırlama oranının da altında bir oran belirlendi. Bunun mal sahipleri açısından ciddi bir sorun oluşturacağını öngörebiliriz."
Uygulama ile birlikte tahliye davalarının sayısında ise artış yaşanacağını söyleyen Kiraz, "Mal sahibi ve kiracı ilişkisi zaten ciddi şekilde bozuldu. Mal sahiplerinin yüzde 25 oranını çok kabul edeceğini zannetmiyorum. Bu bahaneyle kiracılarını tahliye edemezler. Ama ihtiyaç sebebiyle tahliye dediğimiz gerekçelerle tahliyelere yöneleceklerdir diye düşünüyorum" dedi.
"ENFLASYONDA DÜŞÜŞ GETİRMEZ"
TÜİK kiracı tarafından ödenen kira artışını yıllık yüzde 20.02 olarak ölçüyor.
Reuters'ın düzenlemenin enflasyon etkisine ilişkin sorusuna bir ekonomist, "Düzenleme ile, TÜİK Mayıs itibarıyla yıllık yüzde 20 olarak ölçtüğü konut kira artışlarında yüzde 25'i tepe noktası olarak belirlemiş olacak. TÜİK'in mevcut ölçümü zaten çok düşük olduğu için bugünkü adım enflasyonda düşüş getirmez ancak kira tarafının tepe noktası artık 12 ay boyunca en fazla yıllık yüzde 25'te kalacağı için önümüzdeki dönemde TÜFE'ye bu kanaldan gelebilecek yeni etkiyi (yükselişi) sınırlayacaktır" dedi.
"HOLLANDA MODELİ TÜRKİYE İÇİN DAHA DOĞRU OLURDU"
Hollanda modeli uygulansaydı, bunun Türkiye için çok daha uygun olacağını söyleyen Kiraz, "Hollanda modeli dediğimiz; her bölgenin, her sokağın standart bir rayicinin olması. O sokak içinde de metrekare ve bina yaşına göre sabit bir tutar belirlenmesi. Böylece aynı sokakta 20,000 lira ile 5,000 lira gibi bir değer farkı oluşmuyor. Türkiye'de aynı sokakta eski kiracı 5,000 liraya, yeni kiracı 20,000 liraya oturuyor" diye konuştu.
İstanbul Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Nizameddin Aşa da, düzenleme konusunda geç kalındığını ve hem evsahipleri hem de kiracılar arasında adaletsiz bir durum oluştuğunu söyledi.
Aşa, "Biz bir düzenleme yapılmasını yılbaşında teklif etmiştik. Enflasyon sürekli yükseliyor, şimdiden düzenleme yapmak lazım demiştik. Keşke o zaman yapılsaydı. Çünkü o dönemde artış oranları yüzde 17'lerdeydi. Şu anda yüzde 40'ta" dedi ve ekledi:
"Baktığımızda bir tanesi yüzde 17 zam yaptı, bir tanesi yüzde 40 yaptı. Temmuz'da yapacak olan ise yüzde 25 yapacak. Bunlar sosyal çatışmaya sebep olabilecek şeyler."
TÜFE'de artış sürdüğü için düzenlemenin kiracılar açısından avantajlı olduğunu belirten Aşa, "Mal sahipleri için ise kötü bir tablo. Çünkü resmi yüzde 40 artış oranını bile beğenmiyorlardı. Şu anda yüzde 100, yüzde 200 zam talep eden mal sahipleri var" dedi.
Düzenlemenin piyasayı düzene sokmak için yapıldığını ancak sonuçta bir taraf için mağduriyet ortaya çıktığını belirten Aşa, "Sadece tek evi olan ve tek evden geliri olup geçim sıkıntısı yaşayan mal sahiplerini devlet hiç olmazsa yıllık kira gelir vergisinden muaf tutsun. Madem kiracılara birşey yapıldı, mal sahiplerine de yapılsın diye düşünüyoruz" dedi.