KDK'den, 5 yıl sonra yapılan ek ikramiye ödemesine 'yasal faiz' tavsiyesi
Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK), emekli ikramiyesinin bir yıl işlem yapılmadığı gerekçesiyle Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) iade edildiği olayda, 5 yıl sonra talep üzerine aynı miktar olarak ödenmesini hakkaniyete uygun bulmadı. KDK, başvurucuya yasal faiz ödenmesi ve ilgili mevzuatta düzenleme yapılması yönünde SGK'ye tavsiye kararı verdi.
AAKDK'nin kararına göre, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları'nda (TCDD) şef olarak görev yapan başvurucu, 2016'da emekliye ayrılmak için dilekçe verdi. Dilekçesi kabul edilen başvurucuya emekli aylığı bağlandı, ayrıca 19 yıl üzerinden de emekli ikramiyesi ödemesi yapıldı.
Bir süre sonra SGK ve TCDD arasında yapılan yazışmalar üzerine hizmet süresinin 32 yıl olduğu anlaşılan başvurucuya ek ikramiye ödemesi yapıldı. Ödenen miktara ilişkin bankada bir işlem yapılmaması üzerine ikramiye, 2017'de SGK'ye iade edildi.
İade konusunda kendisine bilgi verilmeyen başvurucunun fark etmesi ve talepte bulunması üzerine ek ikramiye, 2021'de hesabına aynı miktar olarak geri ödendi. Arada geçen süreçte hakkı olan parayı kullanamadığını ve mağduriyet yaşadığını ileri süren başvurucu, tarafına yasal faiz ödenmesi gerektiğini belirterek KDK'ye başvurdu.
KDK'YE BİLDİRDİ
Konuyla ilgili bilgi istenilen SGK, para iadesinin kurumun bilgisi dışında banka tarafından yapıldığını, sosyal güvenlik mevzuatında, eksik veya sonradan ödenen tutarlara ilişkin yasal faiz işletileceğine dair herhangi bir hüküm olmadığı gerekçesiyle de yasal faiz ödenmesi imkanının bulunmadığını KDK'ye bildirdi.
Başvuruyu inceleyen KDK, başvurucuya yasal faiz ödenmesi ve ilgili mevzuatta gerekli düzenlemelerin yapılması için çalışma başlatılması yönünde SGK'ye tavsiye kararı verdi.
KDK'nin kararında, ek ikramiye tutarının banka hesabına yatırılmasıyla başvurucunun mülkü haline geldiğine işaret edilerek, bu paranın başvurucunun bilgisi dışında kuruma iade edildiği vurgulandı.
Makul sayılamayacak bir süre olan 5 yıl sonra paranın iade edildiği tespitine yer verilen kararda, aradan geçen süreçte başvurucunun söz konusu tutar üzerindeki tasarruf yetkisinin bertaraf edildiği, aşırı ve olağan dışı bir külfete maruz bırakıldığı kaydedildi.