İşverenler, toplu sözleşmeyle ilgili yetki itirazı haklarıyla sendikalaşmayı engelliyor
Anayasa Mahkemesi, son dönemde bu konuda işçiler lehine hak ihlali kararları açıklarken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı sorunları 11 Ekim’de masaya yatıracak.
Cengiz KaragözEmekçiler, ülkenin birçok yerinde ağır çalışma koşulları ve düşük ücret politikasına karşı direniyor. Ancak temel haklarını aramak için sendikalara üye olan emekçiler baskı ve işten çıkarma uygulamalarıyla karşı karşıya kalıyor. Örgütlenme aşamasını tamamlayan sendikalar ise işverenler tarafından sözleşme sürecinde “yetki itirazı” oyunuyla engellenmeye çalışılıyor.
Bu durumu yargı kararları da bir kez gözler önüne serdi. Anayasa Mahkemesi (AYM), Birleşik Metal-İş Sendikası tarafından Salko Bisiklet, Nuhtel Makina ve Günsan Elektrik için yapılan yetki tespiti başvurularına karşı işverence açılan yetki itiraz davalarının uzun yıllar sürmesinin “sendika hakkı”nın ihlali olduğuna hükmetti. Bu tartışmalar sürerken Çalışma Bakanlığı’nın, 11 Ekim’de 6356 sayılı kanun ekseninde “yetki”yle ilgili toplantı yapacağı öğrenildi.
12 EYLÜL’E DİKKAT
Bu sürecin temellerinin 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında atıldığını anımsatan Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Özkan Atar, “12 Eylül ile demokrasinin rafa kalktığı dönemde sendikaların örgütlenmesinin, işçilerin sınıf mücadelesini yürütmesinin önünü kesmek için yeni çalışma yasaları yürürlüğe girdi. Sonrasında sendikal hakların nasıl ortadan kalktığı ve milli gelirin emeğin aleyhine değiştiği çok kısa sürede ortaya çıktı. Avrupa Birliği ile müzakere döneminde ise 2012’de 6356 sayılı yasa gündeme geldi. Ancak orada ne işkolu ne de toplu iş sözleşme barajı kaldırılmadı. Bugün Türkiye’de toplu iş sözleşmesinden faydalanan işçilerin oranı yüzde 10’larda. Bu oran özel sektörde ise yüzde 7” dedi.
Sözleşme sürecinin başlayabilmesi için yetkiyle ilgili mahkeme kararının netleşmesi gerektiğini belirten Atar, şöyle devam etti: “Son yıllarda ikili yargı süreci üç aşamaya çıkarıldı. Bununla birlikte işverenler yetki başvurusunu yetkisiz mahkemeler üzerinden yaparak süreci uzatıyor. Davalar 6-7 yıl sürebiliyor. Bu nedenle AYM’ye 2021’de yaptığımız başvuru sonucunda açıklanan hak ihlali kararları çok önemli. Daha önce Şeker-İş Sendikası, Lastik-İş Sendikası ve Nakliyat-İş Sendikası’nın başvurusu sonrası da benzer kararlar çıkmıştı.” Kararın AYM tarafından TBMM, Hâkimler ve Savcılar Kurulu ve Adalet Bakanlığı’na da gönderildiğini de vurgulayan Atar, şu çağrıyı da yaptı:
KARARA UYULMALI
“AYM, yasal mevzuatın değiştirilmesi ve bu hakkın kullanılabilir hale gelmesi için gerekini ortaya koydu. 6356 sayılı kanunun 43. maddesinin 5. fıkrasındaki ‘itiraz karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur’ olan hükmün ‘durdurulmaz’ olarak değiştirilmesi yargı süreci devam ederken bakanlıktan yetki tespiti belgesini alan sendika tarafından TİS teklifi işverene verilip yetki prosedürünün başlaması ve müzakerelerin yürütülmesini içeren bir karar ortada. AYM kararlarına uyulmasını bekliyoruz.”