İnşaat sektöründeki iş adamı: İthal firmalarla işler yürütülüyor
Diyarbakır başta olmak üzere birçok ilde inşaat sektöründe yatırımları bulunan iş adamı Musa Karagöz, inşaat ve taahhüt sektöründe Diyarbakır’daki yerli firmaların iş alamadığını ve işlerin ithal firmalarla yürütüldüğüne vurgu yaparak, “Diyarbakır firmaları göz ardı ediliyor” dedi.
İHASon bir yılda döviz kurundaki artıştan ve buna paralel olarak gelen zamlardan en çok inşaat sektörünün etkilendiğini ve sektörün durma noktasına geldi. Türkiye’de önemli bir iş gücünün inşaat sektöründe istihdam ediliyor.
İnşaat sektörünü etkileyen bu olumsuz sürecin düzelmesi ve çözülmesi için hükümetin, sektör temsilcilerinin, sanayi odalarının ve ilgili kuruluşların öncelikle bir araya gelip konuşması gerektiğini ifade eden Diyarbakırlı iş adamı Musa Karagöz, “Kamu ihalelerinde hükümetin verdiği tasfiye kararı iyi yönde bir adımdı ama yeterli değildi. Fiyat farkları güncellense bile bu adımın bir faydası olmuyor. Kar marjımızda bir değişim olmuyor. Tasfiye ettiğimiz işler olduğu gibi zarar ettiğimiz işler de oldu. Açıkçası inşaat sektörü şu durumda çok iyi değil. Banka komisyonları ve teminat komisyonları çok yüksek. Bu konuda bankaların ve ilgili birimlerin müteahhitlere yardımcı olması gerekiyor. Genel bir inşaat sıkıntısı var ama ben burada Diyarbakır firmalarına vurgu yapmak istiyorum. Müteahhitlerin iş alması lazım. Şimdi birçok kişinin ekipmanları boşta, birçok işçi evine ekmek götüremiyor. Piyasadaki şartlardan dolayı makineler bağlı ve müteahhitler iş yapamıyor. Diyarbakır’daki taahhüt nezdinde değerlendirirsek, Diyarbakır’ın yerli firmaları iş alamıyor, ithal firmalarla işler yürütülüyor. Diyarbakır firmaları göz ardı ediliyor. En büyük sıkıntı dışarıdan gelen firmalar iş alıp, buradan aldığı parayı başka yerlere götürmeleridir. Diyarbakır firmamız bir iş yaparsa, parasını burada harcıyor. Kar ve zararı geçtim, Diyarbakır firmaları iş alamıyorlar” şeklinde konuştu.
Yap-sat sektöründeki sıkıntılara da değinen Musa Karagöz, “Yap-sat sektöründe de büyük sıkıntılar var. Arsa bedelleri ve imalatlar çok yüksek yap-sat müteahhitleri iyi fiyata satamıyor. Satamayınca da taahhüt bitmiyor ve şantiye duruyor. Mazota gelen zamdan otomatik etkilenen sektörlerden biriyiz. Mazota zam gelince başta beton ve demir fiyatları olmak üzere bütün kalemlerin maliyetleri artıyor. İnşaatın ham maddesi olan demir ve beton zamlanınca inşaat sektörü durağanlaşıyor. Çünkü ilk kazma hafriyat demir ve betonla başlıyor. Özellikle mazot fiyatlarının inmesi, arsa bedellerinin düşürülmesi gerekiyor” dedi.
“HAZİNE ARAZİLERİ DAR GELİRLİ AİLELERE BEDELSİZ VERİLMELİ"
Hükümetin, konut ve arsa bedellerindeki KDV indirimi konusunda attığı adımları olumlu değerlendirdiklerini söyleyen Karagöz, hem inşaat sektörünün canlanması, hem de dar gelirli vatandaşların konut sahibi olabilmesi için hazine arazilerinin bedelsiz tahsis edilmesini önererek; “Konut ve arsa bedellerindeki KDV indirimi gibi birçok şey yapılabilir. Hazine arazilerin dar gelirli ailelere bedelsiz olarak verilmesi ve ailelerin müteahhitlerle anlaşarak konut sahibi olması hem inşaat sektörüne hem de ev sahibi olamayan vatandaşlara bir nefes olabilir” diye konuştu.
Konut fiyatlarındaki öngörülemeyen artışların en önemli nedeninin ekonomik krizin iyi yönetilememesi olduğunu ifade eden Karagöz, “Türkiye’deki ekonomik krizin iyi yönetilememesi, konut fiyatlarında öngörülemeyen artışlara neden oldu ve faturası inşaat sektörü açısından çok ağır oldu. Özellikle döviz kurunun düşmesi gerekir. Döviz kuru yükseldikçe bütün maliyetler buna paralel olarak yükselmeye devam ediyor. Öncelik, dövizdeki yükselişi durdurmak ve sabitlemek olmalı. Bu olduğunda inşaat sektöründe pozitif bir hava esebilir, buna paralel olarak da konut fiyatları düşmese bile durağanlaşır” şeklinde konuştu.
“GENÇ NÜFUSA İSTİHDAM OLUŞTURULMALI"
Genç nüfus oranı Türkiye ortalamasının üzerinde olan Diyarbakır’da öncelikli hedefin işsizliğin azaltılması olması gerektiğini vurgulayan Musa Karagöz, “Bunun yolu da kente yatırım, tarım, tekstil, turizm ve ticaret merkezi haline getirmektedir. Bu başlıklar altında atılabilecek çok adım var, ancak ilk ve en önemli adım, mesleki eğitim olanaklarını arttırmak olmalı. Böylelikle sektörel bazda eğitimlerini tamamlayan gençlerimiz direkt olarak hem iş hayatına atılmış olur, hem de kalifiye oldukları için daha yüksek maaşlarla çalışma olanağı bulur” dedi.
Diyarbakır’da iş dünyasında ayrışmanın olduğunu söyleyen Karagöz; “Kente dair bir gözlemimi aktarmak istiyorum. İş dünyası benim gördüğüm kadarıyla ayrışmış, herkes farklı bir arayışta. İş dünyası bir araya gelmeli, barışçıl bir şekilde sorunlara çözüm bulmalı, projeler geliştirmeli ve Diyarbakır'ı kalkındırmayı hedeflemeli. Ben Diyarbakır’da iş yapmaktan ziyade Diyarbakır'ı nasıl beraber kalkındırabiliriz düşüncesindeyim. Maalesef Diyarbakır’ımız istenilen yerde değil. İşsizlikte de üst sıralardayız. Diyarbakır’ın tarımda, tekstilde, turizmde ve lojistikte üs olması gerekir. Ortadoğu’nun kalbi konumunda ama ticaret ve üretimde maalesef kalbi değil. Diyarbakır’ın bir marka şehir olması gerekir. Medeniyetler beşiği Diyarbakır, Ortadoğu'nun en kadim kentidir. Turizm alanında o kadar değerli varlıklarımız var ki, Diyarbakır’ı hem Türkiye'de hem de dünyada turizm merkezi haline getirebiliriz” şeklinde konuştu.