IMF'nin 'büyüme' tahmini ne anlama geliyor? Prof. Bülbül: Büyüme değil küçülme

Uluslararası Para Fonu (IMF) küresel ekonomik büyüme tahminini sınırlı aşağı yönlü revize ederken, Türkiye için bu yılki büyüme tahminini yüzde 5.8'den yüzde 9'a revize etti. Ekonomist ve maliyeci Prof. Dr. Duran Bülbül, söz konusu revizeyi, “büyüme” değil, “küçülme” olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Zeynep Çam

IMF'nin raporuna göre, Türk ekonomisinin 2021 yılına ilişkin büyüme tahmini yüzde 5,8'den yüzde 9’a yükseltilirken, 2022 için büyüme beklentisi yüzde 3,3'te sabit tutuldu.

Türkiye'de ortalama enflasyonun ise 2021'de yüzde 17 ve 2022'de yüzde 15,4 seviyelerinde gerçekleşeceği öngörüldü.

Ülkede işsizlik oranının da 2021'de yüzde 12,2, 2022'de yüzde 11 olacağı tahminine yer verildi.

ABD ekonomisinin 2021 yılına ilişkin büyüme beklentisi ise yüzde 7'den yüzde 6'ya düşürüldü. Ülke ekonomisinin 2022 yılı büyüme tahmini 4,9'dan yüzde 5,2'ye çıkarıldı.

IMF’nin açıkladığı büyüme rakamlarına ilişkin Cumhuriyet.com.tr’ye değerlendirmelerde bulunan Ekonomist ve maliyeci Prof. Dr. Duran Bülbül, söz konusu büyümenin rant ve faiz gelirlerinden kaynakladığını belirterek, rakamların “büyüme” değil, “küçülme” olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

"RANT VE FAİZ GELİRLERİNDEN..."

Büyüme rakamlarına bakıldığında, yüzde 9’luk bir büyümenin ekonomiler için olağan bir büyüme olduğunu kaydeden Bülbül, "Ancak geniş kitlelerin pandemi döneminde işsiz kaldığı ve reel ekonominin ciddi sıkıntıya düştüğü görüldüğünde, büyümenin daha çok rant ve faiz gelirinden kaynaklandığı belirtilebilir. Ayrıca, pandemi sonrasında artan talebin ve etkisiyle geçmiş döneme göre büyüme yüksek çıkmaktadır. Ancak önceki dönemler baz alındığında büyümenin esas itibarıyle küçülme olduğu görülecektir" dedi.

"BÜYÜME" DEĞİL "KÜÇÜLME"

IMF’nin açıkladığı rakamların “büyüme” değil, “küçülme” olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten Bülbül, enflasyon hesaba katıldığı takdirde 2021 yıl sonu itibarıyla büyümenin yüzde 15 olması gerektiğini vurguladı. Açıklanan rakamların fakirliği ve yoksulluğu önleyemeyeceğine dikkat çeken Bülbül, bu büyümenin ekonominin doğası gereği gerçekleştiğini söyledi. Bu nedenle “yüzde 9” rakamına “mucize” olarak bakılmaması gerektiğini söyledi.

Bülbül ayrıca, dünyadaki büyüme rakamlarının Türkiye’nin üzerinde olduğunu söyleyerek, “gerçek” bir büyümeden bahsedebilmek için en az yüzde 15’lik bir orana ihtiyaç olunduğunu yineledi.

Geçmiş yıllara baktığımızda ise Türkiye’nin büyüme rakamları şu şekilde:

  • 2019: Yüzde 4,6

  • 2020: Yüzde 1,8

  • 2021 2’inci çeyrek: Yüzde 21,7

“KÜÇÜLME ÇOK DAHA YÜKSEK OLACAKTIR”

Büyüme verilerini rakamsal olarak değerlendiren Bülbül, şu ifadeleri kullandı:

"2020 yıllık büyümesi yüzde 1,8’dir. Türkiye ekonomisinin ortalama büyümesi, yoksulluğun önlenmesi açısından yüzde 6 olmalıdır. 100 baz alındığında bu rakamın 2020 yılında 106 olması gerekir. Ancak 101,8 oldu. 2021 yılında 106 üzerinden büyüme hesaplandığında bu rakamın yüzde 112.36 olması gerekir.

Yüzde 9 büyüdüğümüzde yüzde 101.8 üzerinden rakam yaklaşık yüzde 111 olacaktır. Dolayısıyla yüzde 9 büyüme olsa bile, ortalama olarak yüzde 1,36 küçülme meydana gelmektedir. Ayrıca bu rakamlar nominaldir. Enflasyon da hesaba katıldığında küçülme çok daha yüksek olacaktır."