İktisatçı Aziz Konukman, iktidarın ekonomi politikalarını değerlendirdi

Prof. Dr. Aziz Konukman, hükümetin 336 milyar TL vergi harcaması öngördüğünü belirterek “Bu kaynak, vazgeçilen vergi demek. Bu da servet sahiplerine aktarılıyor” dedi.

Mustafa Çakır

İktidarın ekonomi politikaları, işçi, memur ve emekliyi değil şirketleri korumak üzerine kuruldu. İşçiye, memura, emekliye yoksulluk ve açlık sınırının altında maaş veren hükümet, müteahhitlere fiyat farkı ödemeleri, elektrik dağıtıcı şirketlere aktarılan zamlar, asgari ücrete vergi istisnasıyla işverene yeni destek gibi politikalarıyla şirketlere milyarlarca lira kaynak aktarıyor. İktisatçı Prof. Dr. Aziz Konukman, iktidarın ekonomi politikasını “Emekçiye kaşıkla, sermayeye kepçeyle veriyorlar” ifadeleriyle eleştirdi.

Hükümetin geçen hafta Meclis’e sunduğu “torba teklifle” en düşük emekli maaşını çıkardığı 2 bin 500 TL, yoksulluk ve hatta açlık sınırının bile çok altında kalırken, işçi ve Bağ-Kur emeklilerine zam geçmiş altı ayın enflasyonuyla sınırlı kaldı. Memurlara da enflasyon farkı ve toplusözleşme dışında sadece yüzde 2.5 oranında ek artış yapan hükümet, kamu çalışanlarının beklediği ek zammı ise yapmadı. Emekçiye artışı en düşük seviyelerde gerçekleştiren hükümetin aynı torba teklifin içerisine eklediği maddeyle ise kamudan ihale alan müteahhitlere, maliyet artışları gerekçesiyle ek fiyat farkı vermesine kapı açtığı ortaya çıktı. 

MİLYARLAR NEREYE GİTTİ? 

İktisatçı Prof. Dr. Aziz Konukman, hükümetin emekçiden çok sermayeye verdiği destek politikalarını değerlendirdi. Yüksek “vergi harcamasına” dikkat çeken Konukman, “Bu yıl bütçede istisna ve vergi muafiyetleri yani ‘vergi harcamaları’ 336 milyar TL olarak öngörüldü. Bu, hedeflenen vergilerin dörtte birini oluşturuyor” dedi. “Vergi harcamasından” çoğunlukla firmalar ve servet sahiplerinin yararlandığını hatırlatan Konukman, şunları söyledi:

- 336 milyar TL vergi harcaması öngörülüyor. Vazgeçilen vergiler! Üstelik geçmiş yılların tahmin ve gerçekleşmelerini de vermiyorlar. Bu neden önemli? Çünkü “Etkin olmayan muafiyet ve istisnalar tasfiye edilecek” dediler. 

- Sonra bunu orta vadeli programa da (OVP) taşıdılar. Şimdi bunu nasıl anlayacağız? Öngörülen neymiş, gerçekleşen neymiş, nereden bileceğiz? Muafiyet ve istisnalarla sermaye ne yapmış? Yatırım mı yapmış, istihdamı mı artırmış? Bunların hiçbirisi ortada yok. Durum budur. 

- Sermayeye kaynak aktarılarak sınıfsal tercihin sermayeden yana olduğunu gösteriyorlar. Sermayeye bir şeyler verirken emekçilere de bir şey verirmiş gibi yapıyorlar. 

- Müteahhitlerle ilgili son konu da budur. “5’li çete” deniliyor ya. “Tamam, onlara da veriyoruz ama bakın emekçiye de veriyoruz” deniliyor. Ancak emekçiye kaşıkla, sermayeye kepçeyle. Muafiyet ve istisnalar düzgün kullanılmış mı? Analizi yapılmadan bugüne kadar sermayeye hep verdiler.