İktidarın siyasi kaygılarla AB’ye karşı BRICS alternatifi yaratma hamlesi tepki çekti: Eksen değişimi riskli

İş dünyası ve ekonomistler dış açığın yüzde 97’sini oluşturan bu kamptaki ülkelerle yakınlaşmanın Avrupa’da sıkıntı yaratacağını ve siparişlerin daha da azalacağını belirtiyor.

Ali Can Polat

Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefinden her geçen gün uzaklaşan Türkiye, iktidarın tercihiyle Doğu ve Asya ittifaklarına daha da yaklaşıyor. Daha önce Çin ekonomisini örnek alan Türkiye, Sanghay İşbirliği Örgütü’yle yakın temaslar sonrası bu kez de Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından kurulan BRICS’e üyelik için başvurdu. 

Rusya Devlet Başkanlığı başvurunun değerlendirildiğini söyledi. Bu birliğe üyeliği yorumlayan ekonomistler ve iş dünyası temsilcileri ise “Biz bu ülkelere mal satamayız. Bunlar cari açığımızı patlatan ülkeler, neden ana pazarımız olan AB’ye düşmanlığıyla bilinen bu birliğe yöneliyoruz?” dedi. 

Türkiye’nin; Suudi Arabistan, Mısır, İran ve BAE’nin de 2024 yılında katıldığı birliğe üyelik başvurusu ekonomistler ve iş dünyası tarafından tepkiyle karşılandı. BRICS’in batı karşıtlığı ile bilinen bir organizasyon olduğunu hatırlatan Makine Sanayicileri Federasyonu Başkanı Adnan Dalgakıran, “Bizim Çin’e, Hindistan’a, Brezilya’ya herhangi bir sanayi ürünü satmamız hemen hemen mümkün değil” dedi ve şu yorumu yaptı: 

“Bize ne fayda sağlayacak bunlar. Belki biz yanlış biliyoruz birileri çıksın anlatsın bize. Ben bir iş insanı olarak BRICS’in bize bir şey katacağını düşünmüyorum. İhracatımızın yarısını Avrupa’ya yapıyoruz, kredilerimizin de yüzde 70’ini batıdan alıyoruz. Dünyada 200 trilyon dolar para varken ve Türkiye, sabit kur yüksek faiz ile dolara en yüksek faizi veren ülkeyken Türkiye’ye gelen para 14 milyar doları geçmiyor. Bunun nedenini düşünmeliyiz. BRICS’e katılım bizi algı olarak da geriye itecektir. Avrupa pazarını karşıt tarafta görünerek kaybederiz.” 

BÜYÜK TAHRİBAT YOLDA

Bu ülkelere yapılan ihracat ve ithalatı karşılaştıran Prof. Dr. Esfender Korkmaz’ın görüşleri ise şöyle: 

Bu yılın ilk yedi ayında Türkiye ihracatının yüzde 49’unu Avrupa Birliği ve İngiltere’ye yaptı. Avrupa ile yapılan dış ticaretten dolayı 6.3 milyar dolar fazla verdik. Buna karşılık Türkiye ihracatının yalnızca yüzde 13.2 sini 10 BRICS ülkesine yaptı. Aynı yedi ayda toplam dış açığın tamamına yakınını (yüzde 97.6) BRİCS ülkelerine karşı verdi. 

Uygulamada Rusya ile yakınlaşmak, Avrupa’dan uzaklaşmak demektir. Avrupa’dan kazanıp Rusya ve Çin’e veriyoruz. Türkiye BRICS’e girerse, Avrupa ülkeleri tepki olarak alımlarını azaltır. Türkiye’yi BRICS’e sokmak, ekonomik tahribat olur. Hiçbir iktidarın referandum yapmadan, eksen değişikliği yaparak Türkiye’nin geleceğini ipotek altına almaya hakkı yoktur.