İktidar siyasi tercihini yaptı: Merkez Bankası'nın faiz kararı seçime hazırlık mı?

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) bugünkü toplantısında politika faizini yüzde 14 seviyesinde sabit tuttu. Faiz kararının enflasyonu ve kuru etkileyeceğine; Merkez'in kararının ekonomik temellerden uzaklaşarak politik bir temelde atıldığına yönelik eleştiriler gündemde.

Gülben Dikmen

Mayıs ayında yüzde 73'ü aşan enflasyonun, gelecek aylarda yükselişini sürdürmesinin beklenmesine rağmen, Merkez Bankası bugünkü Para Politikası Kurulu toplantısında 6. kez faizi sabit tutma kararı aldı.

Merkez'in sabit politika faizi kararı ve etkilerine yönelik açıklamalarda bulunan ekonomi gazetecisi Semih Güven, faizin politik sebeplerle sabit tutulduğuna değindi.

"TL'DE DEĞER KAYBININ DEVAM ETMESİ MÜMKÜN"

"Dolar tüm para birimleri karşısında değer kazanıyor. Euro ve gelişen ülkelerin para birimlerinin de dolar karşısında değer kaybettiğini görüyoruz, fakat onlar bu kaybı faiz artışları ile mümkün olduğunca engellemeye çalışıyorlar. Bizde ise politik sebeplerden dolayı iktidar faiz artışına gitmiyor" diyen Güven, TL'deki değer kaybının, sabit faiz kararı ve dış etkenlerin de el vermesiyle birlikte devam etmesinin mümkün olduğunun altını çizdi.

"TÜRKİYE'DEN BAŞKA ÖRNEĞİ YOK"

Merkez bankasının bağımsız yapısını kaybetmesiyle ekonominin temel doğrularının kenara bırakılarak siyasi kararlarla ekonomiye zarar verildiğini ifade eden Güven, yanlış ekonomi politikalarının dolarda ve enflasyonda yükselişe sebep olduğunu ve dünyada Türkiye ile aynı durumda olan başka bir ülke örneğinin olmadığını söyledi. Kurdaki yükselişin önünün kesilmesi için faiz artırımına gidilmesi gerektiği ancak politik ortam nedeniyle bunun mümkün gözükmediğini söyleyen Güven, "Gelir Endeksi Senet (GES) ve Kur Korumalı Mevduat'ın (KKM) döviz kazancı olmadığı sürece son derece sınırlı ve düşük vadeli sonuç alınacak adımlar olduğunu" vurguladı.

"İKTİDAR POLİTİK TERCİHİNİ YAPTI, SEÇİM SÜRECİNE HAZIRLIK"

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Kimse bizden şunu beklemesin bu iktidar faiz artırmayacak, faizi düşürmeye devam edeceğiz" sözlerinin önümüzdeki seçimle bağlantılı olduğunu ifade eden Güven şöyle devam etti:

"Önümüzde erken seçim olduğu için ve istihdamda bir azalma istenmediği için iktidar popülist söylemlerine devam edecektir. Seçime eli daha rahat girmek isteyecektir. Enflasyonu ortadan kaldırmak için işsizliği yükseltmek istemeyecektir. İktidar piyasanın doğrularını bir kenara bırakıp kendi siyasi tercihlerine göre karar almıştır. Faiz indirim süreci bunun bir örneğidir. Ekonomiye çok büyük tahribat vermiştir ama iktidar bu anlamda politik tercihini yapmıştır. En azından seçime kadar faiz artışı beklemek doğru olmaz."

"BİR KESİM EKONOMİK SIKINTIDAN OLDUKÇA MEMNUN"

Enflasyonun arttığı bir ortamda kurun yeni zirveler görme ihtimali oldukça yüksek olduğunu ve şu anki ortamın TL'nin değersizleşme sürecinin devam edeceğine işaret ettiğini söyleyen Güven, ülkede belirli bir kesimin bu ekonomik problemlerden rahatsız olmadığını ve erken seçim istemediğini dile getirdi.

"Kamunun kaynaklarının iktidara yakın olan kesimlere aktarıldığı bir süreç içerisindeyiz. Biz şu an ülke olarak parası kur korumalı mevduatta olan insanların kurdan dolayı oluşabilecek zararların tazmini üzerinde çalışıyoruz" diyen Güven, tüm yükün asgari ücretli ve sabit maaşlı çalışan kesimlerin üzerine bırakıldığını söyledi.

"FAİZ ARTIRIMI İHTİMALİ TAMAMEN SİLİNDİ"

İktisatçı Enver Erkan da yaptığı açıklamada Merkez Bankasının bu adımını ve AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın birkaç gün önce faiz indirimlerinin yeniden başlatılması yönündeki değerlendirmelerini yeniden dile getirmesi üzerine faiz artırımı ihtimalinin silindiğinin altını çizerek şunları söyledi:

"Küresel konjonktür, önümüzdeki aylarda ihracat performansının düşeceğini, cari denge tarafında zorlanan bir kompozisyon içinde olmaya devam edeceğimizi ve aynı zamanda Fed'in faiz artırımlarını düşük finansal tamponlarla karşılayacağımızı gösteriyor."

Öte yandan, faiz artırımı konusunda zaten zayıf olan önceki beklentilerin tamamen silinmesinin ve CDS (kredi risk primi) kompozisyonu borçlanma maliyetlerinin piyasa mekanizması içinde düşmesinin zor olduğunu belirten Erkan, "Kredi / mevduat faizleri de bundan yukarı yönlü olarak etkilenebilir" dedi.

Erkan, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu durum, finansal gevşeme perspektifine tezat oluşturacak ve bankaların fonlama kompozisyonları ile kredi çıkışları arasında kopuk bir aktarım mekanizmasına işaret edecektir. Böyle bir politika doğrultusunda faiz oranlarının değiştirilmesi şu an için beklenen bir durum değildir..."