İktidar, günü kurtarma peşinde: Emeklilikte adaletsizlik

DİSK Emekli-Sen Genel Sekreteri Fikri Kalender, “İktidar bu şekilde artış yaparak aylık bağlama oranlarıyla oluşan sorunu düzeltmeye çalışıyor. Böyle ulufe dağıtır gibi olmaz. İntibak yasası çıkarılmalı” dedi.

Mustafa Çakır

AKP politikalarının emekliye faturası ağır oldu. İktidar Meclis’e yeni bir “torba teklif” sundu. “Torba teklifin” içerisinde memur ve emekli maaşlarının yüzde 30 artırılmasından, en düşük emekli maaşının yükseltilmesine, işverenlere verilen asgari ücret desteğinden eksik ödenen kısa çalışma ödeneklerinin tamamlanmasına, çeşitli düzenlemeler yer alıyor.

Teklifle en düşük emekli maaşı 3 bin 500 liradan 5 bin 500 liraya çıkarılıyor. Eğer maaş 5 bin 500 liradan düşükse fark Hazine’den karşılanacak. Yüzde 30 zamma karşın maaşı halen 3 bin 500-4 bin lira arasında olan emekliler var. Bu kişilerin maaşı, fark Hazine’den karşılanarak 5 bin 500 liraya çıkarılacak. İşçi ve Bağ-Kur emeklileri yılda iki kez geçen 6 aylık enflasyon oranında yüzdelik zam alıyor. Ancak maaşı 5 bin 500 liraya tamamlanan emekliler, kendi maaşları yüzdelik zamlarla bu seviyeye gelene kadar başka zam alamayacak. Ya da iktidarın yine en düşük emekli maaşını artırması gerekecek. 

SORUN BAĞLAMA ORANLARI

En düşük maaşta 2 bin liralık artış yapılması buna karşın diğer emekli maaşlarının yüzdelik oranlarla artması başka bir sorun daha ortaya çıkardı. En düşük maaş alan işçi ve Bağ-Kur emeklileri neredeyse 5 bin 500 lirada eşitlendi. Örneğin 2000 sonrası en düşük işçi maaşı temmuz itibarıyla 2 bin 905 liraydı. Ancak bu emeklilerin maaşları 3 bin 500 liraya tamamlanıyordu. Şimdi bu emeklilerin maaşları yüzde 30’luk artışla 3 bin 776 liraya çıkacak. Aradaki fark Hazine tarafından karşılanacak ve bu emeklilerin aylıkları 5 bin 500 liraya tamamlanacak. Yine en düşük esnaf ve Tarım Bağ-Kur emeklilerinin maaşları da yüzde 30’luk artışla 4 bin ile 4 bin 500 lira arasında seviyelere geldi. Bu kişilerin maaşları da 5 bin 500 liraya tamamlanacak. Buna karşın 2000 öncesi en düşük işçi emeklisi aylığı ise yüzde 30’luk artışla 5 bin 860 liraya yükseldi. Diğer emeklilerle arada fark kalmamış oldu. Sorunun temeli ise son dönemde aylık bağlama oranlarının düşürülmesi.

"ADALETSİZLİK VAR"

DİSK Emekli-Sen Genel Sekreteri Fikri Kalender, “Aylık bağlama oranları düşürülmemiş olsa 2000 sonrasında emekli olanlar da 2000 öncesinde emekli olanlarla aynı maaşı alıyor olacaktı. Adaletsizlik var. 800 liradan 24 bin liraya kadar maaş alan emekli var. 6 milyon emekli ikinci bir işte çalışıyor. Yaklaşık 9 milyonu açlık sınırın altında. İktidar bu şekilde artış yaparak, aylık bağlama oranlarıyla ortaya çıkan sorunu düzeltmeye çalışıyor. Kesinlikle bir intibak yasası çıkarılması, taban aylığın belli olması lazım. Böyle sürekli ulufe dağıtır gibi olmaz. Aradaki fark da Hazine’den karşılanıyor” dedi.

İŞÇİNİN PARASI İŞVERENE

Torba teklif ile işverenlere asgari ücretli işçi başına verilen 100 liralık destek de 400 liraya çıkarılıyor. Bunun ocak-haziran dönemi için geçerli olması “Yılın ikinci yarısında asgari ücrete zam mı yapılacak?” sorusunu gündeme getirdi. Ayrıca işverenlere verilecek 400 lira, işsizlik sigortası fonundan karşılanacak. İşsizlik sigortası primi, sigortalının prime esas aylık brüt kazançların üzerinden hesaplanan yüzde 1 sigortalı, yüzde 2 işveren ve yüzde 1 devlet payından oluşuyor. Şimdi işçiden de yapılan kesintilerle oluşturulan fondan işverenlere asgari ücretli başına 400 lira destek verilecek. Bir anlamda işçinin parası işverene verilecek.

HERKES ASGARİ ÜCRETLİ

Asgari ücretin 8 bin 506 liraya çıkarılmasıyla birlikte çalışanların büyük bölümü asgari ücretli oldu. Çalışanların yüzde 50’sini asgari ücret ile biraz üzerinde ücret alanlar oluşturuyor. Asgari ücret önceki yılbaşına göre yüzde 100, temmuza göre yüzde 55’e yakın oranda artmış oldu. Ancak özel sektördeki işyerlerinin büyük bölümündeki maaş artışları asgari ücretteki yıllık artışın çok gerisinde kaldı. Hatta toplusözleşme imzalanan birçok işyerinde maaşlar asgari ücretin altında kaldığı için 8 bin 506 liraya çekildi. Bu durum bazı işyerlerinde toplusözleşmeleri anlamsız hale getirdi. Şu anda birçok işyerinde işçi maaşları ya asgari ücret ya da asgari ücretin biraz üzerinde. Bu da “kıdemi” ortadan kaldırdı. Orta düzeyde maaş alanlar da azaldı.