İktidar çalışma saati düşürülüyor söylemiyle harekete geçti, kıdem tazminatı sırada

Sendikalar yeniden gündeme gelen esnek çalışmaya tepkili. Güvencesizliğin yaygınlaşacağını söyleyen DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, “Kölelik koşullarına sessiz kalmayız” dedi.

Mustafa Çakır

İktidar, “çalışma saatleri düşürülüyor” söylemiyle müjde gibi sunduğu “esnek çalışma” düzenlemelerini yaygınlaştırmak için çalışma başlattı. Bu düzenleme ile işçiler için temel çalışma yöntemi olan “belirsiz süreli sözleşme” yerine “belirli süreli sözleşmeler” kolaylaştırılıyor. Sendikalar güvencesizliği artıracak bu düzenlemeye sessiz kalmayacaklarını açıkladı. İktidarı uyaran sendikalar “kıdem tazminatına” da dokunma mesajı verdi. 

Yatırım Ortamını İyileştirme Kurulu’nda ele alınan modele göre “belirli süreli iş sözleşmeleri” yaygınlaştırılacak. Hiçbir gerekçe aranmadan “belirli süreli iş sözleşmeleri” yapılabilecek. Oysa işçiler için temel olan “belirsiz süreli iş sözleşmeleri”. “Belirli süreli iş sözleşmelerinde” işçiler bir süre sonra işten çıkarılıyor. Sözleşme süre sonunda kendiliğinden fesh oluyor. Bu da işçinin kıdem ve ihbar tazminatları başta olmak üzere haklarını alamayacak olması anlamına geliyor. Çünkü kıdem ve ihbar tazminatı için koşullar oluşmuyor. İktidar yıllardır çalışma yaşamını “esnekleştirmeyi” temel alan bu konuyu gündeme getiriyor. Ancak sendikaların tepkileri karşısında geri adım atıyor. DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, esnek çalışmanın “kuralsız, kayıtsız, çalışmaya giden bir yolculuk olduğunu” söyledi. Bunun yanlışlığına dikkat çeken Görgün, “Çalışma yaşamının dengeleri bozulursa, iş kazalarından ücret dağılımlarına, çalışma hakkından sosyal güvenliğe kadar herşey çalışanlar aleyhine işler. Bu kabul edilemez. Ekonominin sorunları var. Ancak bu işçilerin haklarını tırpanlayarak, onları 300 yıl önceki köle koşullarında çalıştırarak çözülemez. Bu kimsenin düşünebileceği birşey olmamalı. Bu düzenlemelerden vazgeçilmeli” dedi. Görgün, çalışma yaşamında “kuralsız çalıştırmadan”, ücretlere; “iş cinayetlerinden” işsizliğe kadar birçok sorun bulunduğuna dikkat çekti. Emekçilerin aileleriyle birlikte 40-50 milyon kişiye ulaştıklarına işaret eden Görgün, Türkiye’nin çoğunluğunun şu andaki temel sorununun geçim mücadelesi, çalışma yaşamındaki sorunlar, tarım ve hayvancılıkta yaşanan sıkıntılar olduğunu kaydetti. Görgün, iktidarın kendi yarattığı enflasyonun bütün faturasını işçiye, emekçiye kestiğine dikkat çekerek, “Bunu kabul etmek mümkün değil. Emekli 12 bin 500 lira nasıl geçinsin ? İşsizler kan ağlıyor. İşsizlik Sigortası Fonu işverenler ve hükümetin yatırım alanları için kullanılıyor. Asgari ücretlinin hali ortada. Oturup bunları konuşalım, bunlara çözüm bulalım” değerlendirmesini yaptı.

‘HUZURU BOZACAK GİRİŞİMLER’

İşçilerin esnek çalışma düzenlemelerine “evet” demesinin, sessiz kalmasının mümkün olmadığını belirten Görgün, şöyle devam etti:

“Bunlar huzuru bozacak girişimlerdir. Kıdem tazminatına ilişkin de hazırlıklar olduğunu duyuyoruz. İnşallah bunlar yanlış duyumlardır. İşçilerin elindeki son kırıntıları almaya yönelik bazı söylentiler kulağımıza geliyor. Dileyelim ki bunlar dedikodudan ibaret olsun. Bütün işçi konfederasyonlarının da tüm bunlara karşı uyanık olması lazım. Ortak hareket edilmeli. Ortak hareket edilemeyen konularda da her işçi konfederasyonu tepkisini göstermeli.” 

‘KULLAN AT’ İŞÇİLİK

Prof. Dr. Aziz Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “çalışma saatleri düşürülecek manipülasyonunun” arkasındaki gerçeğin açığa çıktığına işaret ederek, şunları kaydetti:

“Amaç esnek ve güvencesiz çalışma biçimlerini artırmak. 4857 sayılı İş Kanunu’na  göre belirli süreli iş sözleşmesi yapılabilmesi için ‘belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullar’ aranıyor. Objektif koşullar olmaksızın belirli süreli iş sözleşmesi yapılamıyor. Habere göre yapılması planlanan değişiklik ile objektif koşul şartı kaldırılacak ve iki yıla kadarki belirli süreli iş sözleşmelerinde bu şart aranmayacak. Bilindiği gibi belirli süreli sözleşmeler işçiler için koruyucu değil. Tersine güvencesizlik demek. Belirli süreli iş sözleşmesi günlük dilde geçici işçilik anlamına geliyor. Belirli süreli iş sözleşmeleri süre bitiminde kendiliğinden sona eriyor. İşçiler için işe iade, ihbar ve kıdem tazminatı hakları söz konusu değil. İşverenler yıllardır belirli süreli sözleşmelerle geçici ve güvencesiz çalışmayı yaygınlaştırmak istiyor. Bunun için belirli süreli sözleşmelerin önündeki engellerin kaldırılmasını istiyor. Sendikalar ise buna karşı çıkıyor. Çalışma saatlerini düşürmek iddiasıyla gündeme getirilen ve  ‘tek iş kanunu’ hazırlığı olarak bilinen hazırlıkların asıl amacının daha güvencesiz bir çalışma hayatı olduğu böylece bir kez daha ortaya çıkmış oldu. Çalışma saatlerinin düşürülmesi vaadi işin sadece sosu... Tatlandırıcı olarak bu kez çalışma sürelerinin kısaltılmasını kullanacaklar.” Çelik, “belirli süreli iş sözleşmesinin ‘kullan at’ işçilik olduğunu” vurguladı.