Hekimler Birliği'nden deprem bölgesindeki zorunlu görevlendirmeye itiraz!

Deprem bölgesindeki doktorların da depremzede olduğunun göz ardı edildiğine dikkat çeken Hekim Birliği Basın ve Eğitimden Sorumlu Başkan Yardımcısı Dt. Özgür Öz, "Büyük bir travma yaşayan meslektaşlarımızdan zor koşullarda hiç bir şey yokmuş gibi görev yapmaları bekleniyor, bu durum kabul edilemez" dedi. Öz, sağlık çalışanlarının taleplerini de sıraladı.

cumhuriyet.com.tr

Kahramanmaraş merkezli depremlerde farklı branşlarda Hatay’da 53, Kahramanmaraş’ta 15, Adıyaman’da 13, Osmaniye’de 3, Diyarbakır’da 2, Adana ve Gaziantep’te 100 hekim yaşamını yitirdi.

Hayatta kalan hekimler ise sevdiklerini, evlerini, yaşama sevinçlerini kaybettikleri halde zorlu koşullara karşın çalışmaya devam ediyor.

Hekim ve Sağlık Çalışanları Birliği, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sendikası (Hekim Birliği) de, bu konuya dikkat çekti ve zorunlu görevlendirmeye itiraz etti.

Hekimler Birliği Basın ve Eğitimden Sorumlu Başkan Yardımcısı Dt. Özgür Öz tarafından yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Deprem bölgesindeki doktorların da depremzede olduğunu maalesef Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere diğer kurum ve kuruluşlar da göz ardı ediyor. Büyük bir travma yaşayan meslektaşlarımızdan zor koşullarda hiç bir şey yokmuş gibi görev yapmaları bekleniyor, bu durum kabul edilemez."

"KURA DEPREM BÖLGESİ İÇİN İPTAL EDİLMELİ"

Özgür Öz, Devlet Hizmet Yükümlülüğü 109. dönem kurasına dikkat çekerek, şunları kaydetti:

"Bölgedeki birçok bina gibi sağlık kurumu binaları da yıkıldığı ya da hasar gördüğü için kullanılamaz halde. Bununla birlikte gerekli malzeme ve teçhizatın eksikliği nedeniyle uygun ve stabil çalışma koşulları da henüz sağlanamadı. Deprem bölgesinde henüz kalıcı barınma yapıları sağlanamadığı gibi geçici barınma bile yeterli değil. Bölgede, temiz su, ısınma gibi temel ihtiyaçların karşılanmasında da sorunlar yaşanırken ve deprem bölgesinde yeterli sağlık personeli görevlendirmesi yapılmadan, sadece hekimleri ileri sürmenin doğru bir yaklaşım olmadığını düşünüyoruz.

Depremin akut etkileri hala devam ederken deprem bölgesine; mesleğine henüz başlamış, belli bir mesleki tecrübe edinememiş, maddi gücü kısıtlı, barınacak yer dahi bulamayacak, yeni mezun/uzman hekimlerin mecburi olarak görevlendirilmeleri yeni mağduriyetler yaratacaktır. Bu sebeplerle; yeni mezun/uzman hekimlerin, sahaya ilk sürülecek kişiler olamayacağı gerçeğinden hareketle; daha büyük sorunlara yol açacak bu hatalı uygulamadan dönülmesi için, 109. Dönem Devlet Hizmet Yükümlülüğü Kurasının deprem bölgesi için iptal edilmesi gerekmektedir."

"DEPREMZEDE HEKİMLER ZOR DURUMDA"

Depremzede hekimlerin hem manevi hem de maddi anlamda zor durumda olduğuna dikkat çeken Öz, şöyle konuştu:

"Depremzede hekim ve sağlık çalışanlarının mali kayıpları ile sekonder bir zarara uğramalarının engellenmesi için; teşvik ve destek gibi tüm ek ödemeler, 2 yıl boyunca tavan ücretten verilmelidir. Bununla birlikte tüm ek ödemeler, 2 yıl boyunca hiçbir sebeple kesilmemelidir. Günlük mesailer 24 saat üzerinden hesaplanmalıdır.

Depremzede hekim ve sağlık çalışanları yerine öncelikle afet bölgesi dışından gelen gönüllülere, sonra gönüllü depremzedelere görev verilmelidir. Birinci ve ikinci derece yakınlarını kaybeden depremzede hekim ve sağlık çalışanları, en az 1 ay süreyle görevlendirmelerden muaf tutulmalıdır. Kronik hastalığı bulunan 55 yaş ve üzeri hekim ve sağlık çalışanları ile hamile veya 12 yaş altında çocuğu bulunan hekim ve sağlık çalışanları, görevlendirmeden muaf tutulmalıdır. Her iki eş de kamu görevlisi ise eşlerden sadece birisi görevlendirilmelidir."

"AİLE HEKİMLERİ DE MAĞDUR"

Aile hekimlerinin de depremde mağdur olduğunu aktaran Hekim Birliği Basın ve Eğitimden Sorumlu Başkan Yardımcısı Dt. Özgür Öz, şu ifadeleri kullandı:

"Aile hekimliği işleyişinde, özellikle nüfus göçü ve hasarlı binalar sebebiyle; depremzede aile hekimlerine tayin hakkı verilmelidir. Bu kapsamda, il içi aile hekimliği yerleştirme işlemlerinde halen aile hekimi olarak çalışıyormuş gibi işlem tesis edilerek, bulunduğu gruptan yerleştirme işlemlerine kabulleri sağlanmalıdır. Soğuk zincir ihtiyacı bulunan aşı ve diğer tıbbi malzemeler, ilçe sağlık müdürlüklerinin sorumluluğunda sağlanmalıdır. Kamu ve özel tüm ASM’ler, Bakanlığın yapacağı, standart, depreme dayanıklı binalara taşınmalıdır. 

Binası yıkılan veya depreme dayanıklı olmayan aile sağlığı merkezleri, Bakanlık tarafından temin edilmelidir. Zarar gören ASM eşya ve malzemeleri, Sağlık Bakanlığı tarafından temin edilmeli veya cari gider ödeneği 1 yıl boyunca 2 kat olarak ödenmelidir. Hak edişler 2 yıl boyunca 4000 nüfus üzerinden olmalı ve göçlerden dolayı nüfusları 1000 kişinin altına düşerse bile sözleşmeleri fesh edilmemelidir. Cari gider ödeneği 2 yıl boyunca tavandan verilmelidir. Destek ve teşvik ödemeleri 2 yıl boyunca tavandan verilmelidir ve bu süre içinde kira alınmamalı, performans kesintilerinden muaf tutulmalıdır."

"BÖLGEDEKİ ASİSTAN HEKİMLER EĞİTİM ALAMIYOR"

Deprem bölgesindeki asistan hekimlerin de teorik ve pratik eğitim alma süreçleri tamamen durduğunu vurgulayan Öz, asistan hekimlerin taleplerini şöyle sıraladı:

"Depremzede hekimlerinin yaslarını tutması yaralarını sarması hayatlarını yeniden kurması için idari izinli sayılması ve bu süreçlerde afet bölgelerinde faaliyet gösteren hastanelerde gönüllü hekimlerin görevlendirilmesi.(Bu hususta Cumhurbaşkanlığı tarafından yayımlanan 2023/5 sayılı genelgenin dikkate alınması gerekiyor)

*Hastane binalarında görevlendirilen sağlık çalışanların iş sağlığı ve güvenliği kapsamında bağımsız bir kuruluştan oluşan heyet tarafından binaların incelenmesi ve bunların TMMOB ve benzeri meslek odalarının görüşleri alınarak rapor altına alınması. Hekim ve sağlık çalışanlarının hasar raporu olan, güvenli olmayan ortamlarda çalışmaya zorlanmamaları ve  tahliye işlemlerinin ivedilikle yapılması. 

*Tüm depremzede hekim ve sağlık çalışanlarının iyileştirme sürecinin acilen başlatılması ve bu süreçte psikiyatri ve psikoloji derneklerinin görüşlerine başvurulması.

*Deprem bölgesindeki sağlık çalışanlarının barınma, gıda, su ve kıyafet gibi temel ihtiyaçlarının eksiksiz olarak karşılanması.

*Deprem bölgesinde çalışan depremzede ve gönüllü hekimlerin barınma ve hijyen koşullarının acilen temin edilmesi.

*Yakınlarını kaybetmenin yanı sıra büyük maddi kayıplar da yaşayan depremzede hekim ve sağlık çalışanlarına ekstra maddi destek sağlanması. 

*Depremzede hekim ve sağlık çalışanlarının kredi, vergi vb. borçlarının affı.

*Hamile depremzede personelin gebeliğinin 24. haftasından 32. Haftasına kadar olan süre zarfında idari izinli sayılması.

*Deprem bölgesindeki emziren annelere bebeğin altıncı ayının tamamlanması süresine kadar idari izin verilmesi.

*Deprem bölgesinde yaşayan çocuklu ailelerin acilen kreş ihtiyacının karşılanması ve  sekiz yaş altı çocuğu bulunan memur ebeveynlerinden birinin idari izinli sayılması.

"TIP ÖĞRENCİLERİNİN EĞİTİMİ AKSADI"

Hekim Birliği Sağlık ve Sosyal Hizmetler Çalışanları Sendikası olarak depremden etkilenen Tıp ve Diş Hekimleri ile Tıp ve Diş Hekimliği öğrencilerinin haklarının korunması için YÖK’e de bir yazı gönderdiklerini belirten Öz, şunları kaydetti:

"Depremzede uzmanlık öğrencilerinin; rotasyon yapması ve yer değiştirmeleri konularına gerekli imkân ve kolaylığın da sağlanması gerekir. Depremzede öğrenciler, yakınlarının kayıpları yanı sıra mal kaybına da uğramıştır. Nitekim eğitimlerinde kullanılan görsel ve/veya işitsel araçların da kaybı söz konusudur. Barınma koşullarındaki zorluklar dışında özellikle bilgisayar, tablet gibi elektronik araçlar ile kitap gibi araçların yeniden temini güç ve ekonomik bir yük oluşturmaktadır. Bu sebeple, öğrencilerin eğitimini devam ettirebilmelerini sağlamak için; depremzede öğrencilere burs verilmesi, fon oluşturulması gibi gerekli yardımlar düzenlenmelidir.

Tıp Fakültesi 4., 5. ve 6. sınıf öğrencileri ile Diş Hekimliği Fakültesi 4. ve 5. sınıf öğrencileri gibi uygulamalı eğitim gören öğrenciler için; depremzede uygulamalı eğitim gören öğrencilerin, yeterli imkanlara sahip olmaması sebebiyle; özel (misafir) öğrencilik ile ilgili esas ve usuller daha net belirlenmeli ve merkezi bir sistem dahilinde başvurma, uygulama gibi konularda gerekli kolaylık sağlanmalıdır."

 TUS VE İŞ SAĞLIĞI GÜVENLİĞİ SINAVI UYARISI!

 Özgür Öz,  hekimlerin girdiği; ‘Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı’ (TUS) ve ‘İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü İş Yeri Hekimliği ve İş Güvenliği Uzmanlığı Sınavı’nın (İSG) aynı tarihte olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi:

"26 Mart 2023 tarihinde yapılması planlanan 2023-TUS 1.Dönem Sınavı, deprem nedeniyle 15 Nisan 2023 tarihine ertelenmiştir. Ancak Hekimlerin girdiği 2023-İSG/1 Sınavı da aynı gün yani 15 Nisan 2023 tarihinde yapılacaktır. Bu sebeple birçok Hekim, aynı günde iki farklı sınava giremeyeceğinden hak kaybı yaşayacaktır. Hekimlerin sınava giremeyerek hak kaybı yaşamamaları için; 2023-TUS/1 ve 2023-İSG/1 Sınavları, farklı tarihlerde yapılmalıdır."

HEKİMLER İÇİN BARINMA VE HİJYEN ÇAĞRISI

Özgür Öz, deprem bölgedesinki depremzede ve gönüllü hekimler için barınma hijyen çağrısı da yaparak, talepleri sıraladı:

"- Deprem bölgesinde çalışan depremzede ve gönüllü hekimlerin barınma ve hijyen koşullarının acilen temin edilmesi.

- Yakınlarını kaybetmenin yanı sıra büyük maddi kayıplar da yaşayan depremzede hekim ve sağlık çalışanlarına ekstra maddi destek sağlanması.

- Depremzede hekim ve sağlık çalışanlarının kredi, vergi vb. borçlarının affı.

- Hamile depremzede personelin gebeliğinin 24. haftasından 32. Haftasına kadar olan süre zarfında idari izinli sayılması.

- Deprem bölgesindeki emziren annelere bebeğin altıncı ayının tamamlanması süresine kadar idari izin verilmesi.

- Deprem bölgesinde yaşayan çocuklu ailelerin acilen kreş ihtiyacının karşılanması ve 8 yaş altı çocuğu bulunan memur ebeveynlerinden birinin idari izinli sayılması."