Haftada 4 gün mesai yapılmasına ilişkin deney o ülkede başlıyor

Şimdiye kadar yapılmış en büyük haftalık 4 gün çalışma deneyinde, Birleşik Krallık'ta 70 şirket ve 3.300'den fazla çalışan, 4 günlük çalışma düzenini denemek için bir pilot programın parçası oldular. Süreç önümüzdeki 6 ay boyunca devam edecek.

cumhuriyet.com.tr

Binlerce şanslı insan için, çalışma süresi, haftalık artık sadece 4 gün ve hala düzenli gelirlerinin yüzde 100'ünü alınacak.

Fizikist.com'un haberine göre, kâr amacı gütmeyen 4 Day Week Global tarafından yönetilen girişim, bu sistemin çalışanları nasıl etkilediğini araştıracak olan Cambridge Üniversitesi, Oxford Üniversitesi ve Boston Koleji'nden araştırmacılarla birlikte yürütülüyor.

Ekonomist ve sosyolog Juliet, "Çalışanların stres ve tükenmişlik, iş ve yaşam memnuniyeti, sağlık, uyku, enerji kullanımı, seyahat ve hayatın diğer birçok yönü açısından fazladan bir izin gününe nasıl tepki verdiğini analiz edeceğiz" diyor.

Ancak, 4 güne geçiş yapmaktan fayda sağlayan sadece Birleşik Krallık'taki işçiler değil. 4 Day Week Global ayrıca Avustralya ve Yeni Zelanda’da pilot çalışmalar yürütüyor ve kuruluş kısa süre önce ABD ve Kanada'da yaklaşan bir denemenin duyurusunu yaptı ve pilot uygulamanın ekim ayında başlaması bekleniyor.

4 günlük çalışma haftaları, yıllardır bir dizi uluslararası denemede araştırmacılar tarafından incelenmiştir ve bugüne kadarki en büyüğü İzlanda'da yaklaşık 2.500 katılımcıyı içeren bir deneydir.

Bu deneme, personel tarafından çalışılan saatlerin azaltılmasının çalışanlara çok sayıda fayda sağladığını, ancak üretkenlikte düşüşe yol açmadığını tespit etti.

"DAHA İYİ, DAHA ENERJİK VE DAHA AZ STRESLİ HİSSETTİLER"

Araştırmacılar, "Birçok işçi, daha az saat çalışmaya başladıktan sonra kendilerini daha iyi, daha enerjik ve daha az stresli hissettiklerini, bunun da egzersiz, arkadaşlar ve hobiler gibi diğer faaliyetler için daha fazla enerjiye sahip olmalarına neden olduğunu ifade etti" dedi.

"Bu daha sonra çalışmaları üzerinde olumlu bir etki yarattı"

Bu tür bir sonuç, çalışanların normalde yaptıklarıyla aynı miktarda para kazanırken daha az zaman çalışmasının ne kadar mantıklı olabileceğine dair bir işaret olarak görülebilir.

100-80-100 MODELİ

Bu kavram sadece bir temenni değil, aynı zamanda 100-80-100 modeli olarak adlandırılan bu programlarda yer alan çalışanlar tarafından yapılan ilkesel bir taahhüttür: yani işçiler maaşlarının yüzde 100'ünü alırlar, sürenin yüzde 80'ini çalışırlar. Bunun karşılığında da yüzde 100 üretkenlik sağlarlar.

Teorik olarak bir başka faydalanıcı da çevredir. Çalışma saatlerimizi azaltmak karbon emisyonlarını azaltabileceğimiz anlamına geliyor.

İngiltere, Avustralya ve Yeni Zelanda denemelerinin (ve gelecekteki ABD/Kanada pilotunun) umut verici sonuçlar verip vermeyeceği henüz belli değil, ancak beklenildiği gibi olursa, çalışma daha fazla destekçi toplayacaktır.