Güler Sabancı: 'Cumhuriyetin 100. yılına girerken tamamlanmamış bir meselemiz var!

Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, gelecek için umutlarını ve beklentilerini içeren bir mektup yayınladı. Güler Sabancı, “Cumhuriyetin 100. Yılına Girerken Tamamlanmamış Bir Meselemiz Var” başlıklı mektubunda kadınlar ve kız çocukları için “fırsat eşitliği” konusuna vurgu yaptı.

cumhuriyet.com.tr

Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, "Cumhuriyetin 100. Yılına Girerken Tamamlanmamış Bir Meselemiz Var" başlıklı bir mektup kaleme aldı. 

Kadınlar ve kız çocukları için fırsat eşitliği vurgusuyla hazırlanan Sabancı'nın mektubu şöyle:

"Son yıllarda peş peşe gelen pandemi, savaş ve ekonomik zorluklar, hepimizin geleceğe dair beklentilerinde belirsizlik ve güvensizliğe yol açtı, eşitsizliklerin derinleşmesine sebep oldu. Hem ülkemizde hem de dünyada eşitsizliklerden en fazla etkilenen grupların başında ise yine kadınlar ve kız çocukları geldi.

BUGÜNE KADAR ELDE ETTİĞİMİZ KAZANIMLARA RAĞMEN HALA OLMAMIZ GEREKEN NOKTADA DEĞİLİZ

Ekonomik zorluklar, bakım yükü, şiddet ve cinsiyet temelli ön yargıların artmasıyla işe, eğitime ve sosyal hayata erişim konularında daha da geriye düştük. Ülkemizin kurucusu, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetin temellerinin atıldığı dönemde 'Yalnız erkeklerin ilerlemesiyle o millet yükselemez' sözüyle kadınların hayatın her alanında eşit bir konumda bulunmasının gelişmiş bir toplum için vazgeçilmez olduğunun altını çizmiş ve kadınların bu mücadelede önünü açmıştı. Ancak Cumhuriyetimizin 100. yılına girerken bugüne kadar elde ettiğimiz kazanımlara rağmen hala olmamız gereken noktada değiliz.

KAYBEDECEK DAHA FAZLA ZAMANIMIZ YOK

Dünya Ekonomik Forumu'nun 2022 yılında yayınladığı Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporu gibi birçok rapor kabul edilemez nitelikteki bu durumu tüm ciddiyetiyle gözler önüne serdi. Kaybedecek daha fazla zamanımız yok. Cumhuriyet'in ikinci yüzyılına girerken sadece kazanımlarımıza değil, başaramadıklarımıza da odaklanmalı ve pek çok alanda kendini gösteren eşitsizliklerle mücadele etmek için titizlikle çalışmaya devam etmeliyiz.

Ne mutlu ki ülkemizde kız çocuklarının eğitime erişimi konusunda kamu kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının çabaları sayesinde önemli kazanımlar elde ettik.

KIZ ÇOCUKLARININ EĞİTİMİ ÖZELİNDE DE ÇÖZÜLMESİ GEREKEN ÖNEMLİ MESELELER VAR

Zorunlu eğitim kademelerinde okullaşma oranlarımız yüzde 90'lara ulaştı. Ancak okullaşma oranlarının artması kadar üzerine hassasiyetle eğilmemiz gereken bir diğer konu ise eğitimin niteliği ve öğretmenlerin desteklenmesidir. Bununla birlikte kız çocuklarının eğitimi özelinde de çözülmesi gereken önemli meseleler var. Bugün çeşitli sebeplerden okula gidemeyen yüz binlerce kız çocuğu olduğunu biliyoruz. UNICEF'e göre dünya genelinde 129 milyon kız çocuğu okula gidemiyor. Bununla mücadele edebilmek için kız çocuklarının eğitimde kalmasının önünde engel olabilecek erken yaşta ve zorla evlilikler, ev içi bakım yükü, regl tabusu, engellilik, yoksulluk gibi durumların üstünün kapanmaması ve bu meselelere göz yumulmaması gerekiyor.  Başta aileler olmak üzere özel sektör, kamu, akademi ve sivil toplum olarak, kız çocuklarının eşitlikçi bir anlayışla nitelikli bir eğitim alması ve meslek sahibi olması için önlerini açacak itici güç olmalı ve bunun için var gücümüzle, taviz vermeden çalışmalıyız.

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİNİ SAĞLAMAK DOĞRU BİR İŞ KARARIDIR

Eğitimle birlikte, kadınların çalışma hayatında da var olmasının temel bir hak ve toplumsal gelişme için itici güç olduğunu biliyoruz. Küresel verilere baktığımızda, son 30 yılda kadınların iş gücüne katılımlarının artması sadece kendilerinin sosyo-ekonomik durumlarını değil; ailelerini, çevrelerini ve tüm toplumu etkiliyor. Uluslararası Çalışma Örgütü'nün yürüttüğü bir araştırmaya göre toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik iç politikaları olan, kadınların iş gücüne katılımını destekleyen şirketlerde verimlilik ve itibar yüzde 60 oranında artış gösteriyor. Pek çok şirkette yapılan benzer araştırmalar gösteriyor ki şirketler açısından toplumsal cinsiyet eşitliğini desteklemek ve kadınların eşit şekilde istihdama katılımını sağlamak 'doğru bir iş kararı'dır. Önümüzdeki dönemde de doğruyu ve başarıyı arayan iş dünyasının azimle çalışan eğitimli kadınları iş hayatına kazandırmak için daha güçlü adımlar atacağına eminim. İş hayatında kadınların daha fazla yer alması, kariyerlerinde üst basamaklara gelmesi ve özellikle STEM alanlarında kadın oranlarının artması için iş dünyasının çekici bir güç olacağına inanıyorum.

EŞİTLİK İÇİN KARARLILIKLA ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Bugüne kadar olduğu gibi, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında da kadınların ve kız çocuklarının hayatın her alanında eşit şekilde var olması için ısrarla, suyun taşı delmesi misali bir kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz. Üzerimize düşen görev, başta kadın hareketi olmak üzere eşitlik mücadelesi veren sivil toplum kuruluşlarını desteklemek, iyi örnekleri görünür kılmak, devlet kurumları, özel sektör ve akademi paydaşlarıyla iş birliği içerisinde olmaktır. Mektubumun başında da söylediğim gibi, yarım kalmış bir mesele olan bu eşitlik mücadelesinde artık kaybedecek daha fazla zamanımız yok.  Hepinize bu yolda eşitlikçi bir toplum hayaliyle emin adımlar atacağımız mutlu bir yıl diliyor, Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını kutluyorum."