Faiz iktidar dinlemiyor
İktidar sürekli “Faizleri düşürdük” söylemini kullanırken, mevduat ve ticari kredi faizleri de iç borçlanma faizleri de artmaya devam ediyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yüzde 14 olan politika faizine karşın, özel bankalarda mevduat faizleri miktara göre yüzde 20’yi bile aşıyor. Beş yıl vadeli devlet tahvillerinde de faiz oranı yüzde 20’nin üzerine çıkıyor.
Mustafa ÇakırTCMB Para Politikası Kurulu, 16 Aralık’taki toplantısında politika faizini yüzde 15’ten yüzde 14’e indirdi. İktidar temsilcileri de konuşmalarında sık sık yüksek faize yönelik eleştirilerini dile getiriyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son olarak dün Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği’nin (ASKON) 12. Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Faiz sebeptir, enflasyon neticedir” ifadesini yineledi.
Ancak politika faizindeki düşme piyasaya yansımıyor. Mevduat faizleri yüzde 17-18’lerde dolaşıyor. Özel bankalarda bunun da üzerinde faiz verenler var. Paranın miktarı ve vadesine göre faiz oranı yüzde 20’nin üzerine çıkan özel bankalar da bulunuyor. Miktar 1 milyon TL’ye yaklaştığında faiz oranı yüzde 21’i de aşıyor. Kamu bankalarında da durum farklı değil. İlk hesap açıldığında yüzde 18’e kadar faiz veriliyor. Sonrasında da bazı kamu bankalarında faiz oranları, politika faizi olan yüzde 14’ün üzerine çıkıyor.
Ticari kredilerde de benzer durumlar yaşanıyor. Bir yıla kadar vadeli ticari kredi faizleri yüzde 20’nin üzerinde bulunuyor.
‘PİYASA REFERANS BİLE KABUL ETMEDİ’
Ankara Üniversitesi öğretim üyesi, iktisatçı Prof. Dr. Yalçın Karatepe, mevduat faizi, kredi faizi gibi piyasada oluşan faiz oranlarının piyasa koşulları ve piyasa aktörlerinin geleceğe yönelik beklentilerine göre oluştuğuna dikkat çekti. Karatepe, “Şu anda mevduat, kredi faizlerinin yükseliyor olması, gelecek dönemde hem enflasyonun yüksek seyredeceği beklentisini hem de ekonomik risklerin belirgin hale geldiğini gösteriyor. TCMB’nin politika faizi oranı piyasa açısından referans bile kabul edilmiyor. Bunun üzerinde oranlar oluşuyor” dedi. Önümüzdeki dönemde politika faizi ile mevduat-kredi faizleri arasındaki makasın daha da açılıp açılmayacağı konusunda da Karatepe, “3 Ocak’ta açıklanacak enflasyon verisini görmek lazım. Yüksek geleceği aşikâr. TÜİK verisinde bile enflasyonun yılın ilk çeyreğinde yüksek seyredeceği düşünülürken, politika faizi ile mevduat-kredi faizleri arasındaki makasın geniş kalması süpriz olmaz” değerlendirmesini yaptı.
CHP: RİSKLER ARTTI
CHP’nin ekonomi raporuna göre, iki yıl vadeli devlet tahvilinin (gösterge faiz), 17 Aralık’ta yüzde 22.30 olan yıllık faizi 24 Aralık’ta yüzde 22.66’ya çıktı. Beş yıl vadelinin faizi yüzde 25.19’a, 10 yıl vadeli tahvilin faizi ise yüzde 23.95’e tırmandı. Faiz oranları, önceki hafta sonuna göre iki yıl vadelide 0.36 puan, 10 yıl vadelilerde 1.12 puan ve 5 yıl vadelide 1.27 puan yükseldi. TCMB’nin politika faizinin yüzde 19 olduğu dönemde yüzde 17-18 bandında seyreden iç borçlanma faizleri şimdi politika faizinin 8-9 puan üzerinde bulunuyor. Raporda, “TCMB bankaları fonlarken kullandığı repo faizini indirirken, 2.3 trilyon liralık bir iç ve dış borcun anapara ve faiz ödemeleri ile bütçe açığını sürekli yeniden borçlanarak çevirmek zorunda bulunan Hazine’nin faiz yükünü ise artırıyor” denildi. Bu arada Türkiye’nin risk primi de artıyor. Raporda, Türkiye’nin dış borçlarını geri ödeme (temerrüt) riskini gösteren CDS’nin (Kredi temerrüt sigortası - 5 yıl vadeli) ekonomi yönetimine hâkim olan söylem ve kararlar nedeniyle 600’ün de üzerine çıktığına dikkat çekildi. Bu artış, dış borçlanma maliyetlerinin de artmasına yol açtı.