Enerji Politikaları Uzmanı Necdet Pamir uyardı: Konutlarda kesinti olabilir
Enerji Politikaları Uzmanı Necdet Pamir: Gaz kesintisi nedeniyle sanayide yaşanan zarar, gerçek enflasyon üzerinden yine tüketicilere yansıyacak. Erken seçim için ortam kollayan iktidar, şimdilik konutlarda doğrudan kesinti yapmadı ama kriz sürerse o da gündeme gelebilir.
Şehriban KıraçEnerji Politikaları Uzmanı Necdet Pamir, elektrik ve doğalgaz zamlarının devamının gelebileceğini vurgulayarak “Ama bir erken seçim için ‘iktidar için en uygun’ zaman kollaması var. O nedenle özellikle doğalgazda bir süre bekleyebilir konutlara zam” dedi.
Türkiye için, mevcut yeraltı gaz depolama kapasitesinin son derece yetersiz olduğunu, kriz dönemlerinde günlük geri alınabilecek miktarların, Silivri için 28, Tuz Gölü için 40 milyon metreküp olduğunu anlatan Pamir, “Ancak Tuz Gölü depomuzda bu miktar çekiş devam etse, 5-6 günlük gaz kaldı. Eğer kriz uzarsa depo olarak sadece Silivri’ye dayanılacak. Bunlar son derece yetersiz” dedi.
Karadeniz gazı ile ilgi de Pamir, “Çeşitli parametrelere bağlı olarak ve çok uzun sürede belli bir yüzdesi üretilebilir. Ancak daha bu noktaya gelinmeden çok önce, tamamı yabancı şirketlere “anahtar teslimi” olarak verilen üretim “faaliyetleri” için milyarlarca dolarlık anlaşmalar yapıldı. Atın önüne araba koşulmuş oldu” ifadelerini kullandı. Necdet Pamir ile enerji sektöründeki son gelişmeleri konuştuk.
- İran’ın doğalgaz kesintisinin ana nedenleri nelerdir? Kesintinin süresi uzayabilir mi?
Kanımca İran, kendi tüketimi de bu günlerde çok fazla olduğundan, kendi gereksinimini karşılamakta zorlanıyor. Rafineriler ve sanayide verdiği gazda kesintiye gitti. “Teknik arıza” demese, ceza ödemesi ve bizim zararlarımızı karşılaması gerekir. Dolayısıyla, sisteme giren gaz miktarında İran’dan kaynaklı olarak günde 28 milyon metreküp kayıp oluştu. Kesinti, İran’daki talep hava koşullarına bağlı olarak azalana kadar sürebilir.
- Türkiye doğalgaz stoğu yapamaz mıydı, depolama kapasitesi yeterli düzeyde mi?
Zaten arz güvenliği için yapması gerekirdi. Öncelikle, yılda 60 milyar metreküp gaz tüketen Türkiye için, mevcut yeraltı gaz depolama kapasitesinin son derece yetersiz olduğunu belirtelim. Silivri’de 3.19 milyar metreküp, Tuz Gölü’nde yaklaşık 900 milyon metreküplük depolama kapasitesi var. Bunların toplamı yaklaşık 4.1 milyar metreküp. Tüketime oranı yüzde 6.7 gibi son derece yetersiz miktar. Kriz dönemlerinde günlük geri alınabilecek miktarlar, Silivri için 28, Tuz Gölü için 40 milyon metreküp. Ancak Tuz Gölü depomuzda bu miktar çekiş devam etse, 5-6 günlük gaz kaldı. Eğer kriz uzarsa, depo olarak sadece Silivri’ye dayanılacak. Bunlar son derece yetersiz. Soğuk kış günlerinde özellikle konutların sıkıntıya girmemesi için tam kapasite dolu olması gereken bu depolar, kurak geçen yaz döneminde hidroelektrik santralların elektrik üretimine yetersiz katkı vermesi nedeniyle BOTAŞ tarafından kullanılınca, kış döneminde yetersiz kaldılar. Oysa bunların kışa tam kapasite girmeleri gerekirdi.
"ULUSAL KAYGILAR GÖZETİLMİYOR"
- Yurttaş, doğalgaz ve elektrik faturalarında ciddi zamlarla mücadele etmek zorunda, bu zamların devamı gelir mi?
Bu zamların devamı gelebilir. Ama dediğim gibi, bir erken seçim için “iktidar için en uygun” zaman kollaması var. O nedenle özellikle doğalgazda bir süre bekleyebilir konutlara zam. Zam yapılmazsa, bu geniş ve giderek yoksullaşan hane halklarını esirgemek için değil, erken seçim stratejisi! Gereği yapılmayacaktır. Zira sektör, enerji sektörünün evrensel kurallarına göre yönetilmediği gibi, ulusal ve kamusal kaygılar gözetilerek de yönetilmiyor. Siyasetin gölgesinde ve “Saldım çayıra, Mevlam kayıra” diye betimlenebilecek bir yönetim var.
ZARAR TÜKETİCİYE YANSIYACAK
- Gaz kesintisinin hem iş dünyasına hem yurttaşa faturası ne olacak?
İlk aşamada, gaz kesintisi çift yakıtlı (gaz ve diğer yakıtlarla) santrallara, gazla çalışan santrallara ve sanayiye yönelik kesintiler yapıldı. Sanayide milyarlarca dolarlık zarar oluştuğu açıklanırken, santralların yetersiz üretimi nedeniyle de elektrik kesintileri de çarpan etkiyle yaşamı olumsuz etkiledi. Sanayiye yapılan kesintinin 29 Ocak’ta, elektrik kesintilerinin 31 Ocak’ta bitirileceği açıklandı. Ancak böyle olup olmadığını, sanayi kuruluşlarının açıklamalarına bakarak göreceğiz. Konutlara henüz doğrudan bir kesinti olmadı. Ancak birincisi, sanayide yaşanan zarar, gerçek enflasyon üzerinden gene tüketicilere yansıyacak. Erken (baskın) seçim için ortam kollayan iktidar, şimdilik konutlarda doğrudan kesinti yapmadı ama kriz (arz eksikliği) sürerse o da gündeme gelebilir.
42-45 MİLYAR DOLARLIK FATURA
- Türkiye’nin enerjide dışarıya bağımlılık derecesi ve ödediğimiz fatura nedir?
Enerjide dışa bağımlılık oranı yüzde 70.1 (2020 sonunda). Enerji ithalat faturası, cari açığın en önemli kalemlerinden. Genelde, toplam ithalat faturamızın yüzde 18’i ile 24’ü arasında dalgalanıyor. Fatura petrol/doğalgaz fiyatlarının ve dolar/TL paritesinin seyrine bağlı olarak dalgalanıyor. Örneğin (Brent) petrol fiyatlarının 112 dolar olduğu 2012’de enerji ithalatına 60 milyar dolar ödedik. Talebin ve fiyatların düştüğü 2020’de 28 milyar dolara gerileyen fatura, 2021 için 42-45 milyar dolar arası olarak tahmin ediliyor.
- Hükümet Karadeniz’de iki kere gaz bulunduğunu açıkladı. Var mı öyle bir kaynak?
Daha ilk kuyuda ve hedef derinliğe 1100 metre varken “rezerv” açıklamanın bilimsel ve ekonomik bir anlamı yoktur. Açıklama siyasidir. O zaman da açıkladığım gibi, sismikte görülen yapıda en az 7-8 tespit kuyusu açılıp uzun süreli (yerine göre 45-60 gün sürebilen) uzatılmış akış testleri yapılmalı. O aşamaya, 1.5 yıl sonra yeni yeni geliniyor. Bu testlerin sonucunda bile tahmini bir rezerv (yerinde gaz miktarı) belirlenebilir. Bunun tamamı üretilemez. Çeşitli parametrelere bağlı olarak ve çok uzun sürede belli bir yüzdesi üretilebilir. Ancak görüldüğü gibi, daha bu noktaya gelinmeden çok önce, tamamı yabancı şirketlere “anahtar teslimi” olarak verilen üretim “faaliyetleri” için milyarlarca dolarlık anlaşmalar yapıldı. Atın önüne araba koşulmuş oldu! Üstelik bu yapılan “yerli ve millidir” sloganlarıyla!
RANT OYUNLARINA TERK EDİLMEMELİ
- İktidarın izlediği enerji politikalarını göz önüne alırsak enerjide önümüzdeki dönemlerde tür riskler görüyorsunuz?
Doğalgaz kesintisi (ithalattaki) sürer ya da daha da kronikleşirse, çift yakıtlı santralların hızla diğer yakıtla elektrik üretimine katkı vermesi sağlanmalıdır. Doğalgazda, Azerbaycan’dan BTE hattından günde 12 milyon metreküp ilave gaz alınabilecekken bunun ihmal edilmiş olması kabul edilemez. Sadece 4 milyon metreküplük bir ilave alım için adım atıldığı açıklanmıştır. Bu yetersizdir. Rusya’dan gelen iki hattan biri TürkAkım’da BOTAŞ’ın yıllık 8 milyar metreküplük kontratı daha önce altı özel şirkete devredilmişti. Bunlardan üçü, Gazprom’a yükümlülüklerini yerine getirmediği için, onlara devredilmiş gaz miktarı alınamamaktadır. TürkAkım’dan günde 46.9 milyon metreküp yerine 32 milyon metreküp gelmekte. Bu miktarı devreye alabilmek için söz konusu kontratların acilen yeniden BOTAŞ’a devri sağlanmalıdır. Enerji yönetimi, bu kontratların başka özel şirketlere devri için ihale açmış görünmektedir. Enerji sektörü rant oyunlarına terk edilemez.
- Bu alanda hangi adımlar atılmalı?
Enerji sektörünün geneli için yapılması gerekenler, uzun bir açıklama gerektirir. Burada sadece yenilenebilir kaynakların enerji karışımındaki mevcut son derece yetersiz payının artırılması, enerji yoğunluğunun azaltılması gibi temel hususlara değinmekle yetinelim. Bir örnek olarak, tükettiğimiz elektriğin (330 milyar kW-saat) daha fazlasını (400 milyar kW-saat) sistemimize sağlayabilecek güneş potansiyelimizin bunca yılda topu topu yüzde 3’ünün devreye alınabildiğinin altını çizelim.