Ekonomiye güvensizlikle yastık altına yönelen yurttaş tasarrufunu kendi imkânıyla koruyor

Kasa talebi her yıl yüzde 30 artıyor. Bankalarda kiralık kasa bulmak bugünlerde imkânsız. Ekonomistlere göre sorun iktidara güven kaybı. Güvenin yeniden kazanılması ise yıllar alacak.

Ali Can Polat

Yurttaşın güvenlik endişelerinin artması ve ekonomideki belirsizlikler nedeniyle döviz ve altın gibi tasarrufları için yastık altını tercih etmesi hem ev tipi hem de kiralık kasaya talebi patlattı. Büyükşehirlerdeki bankalarda kiralık kasa bulunamıyor. Türkiye’de AKP’nin son yıllarda uyguladığı iç ve dış politikalarla artan belirsizlik yurttaşın tasarruf saklama tercihlerine de yansıyor. Ekonomide sık sık değişen politikalar güvensizliği arttırırken üstüne COVID salgını dönemi de eklenince kasa ihtiyacı arttı. Son beş yıldır kasa ihtiyacında her yıl yüzde 30 artış yaşanıyor.

Bankalarda kasa kiraları ortalama yıllık 8 bin TL civarında. Bu fiyata bir de sigorta ücreti ve bir depozito ekleniyor. Ev tipi kasalarda ise nitelikli kasalar 30-40 bin TL arasında bir fiyata alınabiliyor. Bu fiyatlarla bankalarda kiralık kasa bulamayan yurttaş ev tipi kasaya koşuyor. Ev tipi kasa üreticisi ve satıcıları 2016 yılında başlayan talep artışının her yıl yüzde 25-30 büyümeyle devam ettiğini belirtiyor. Türkiye’de 10 yıl önce yılda yaklaşık 10 bin adet “niteliksiz” diye adlandırılan basit kasa satılırken bugün bu rakam yılda yaklaşık 30 bin “nitelikli” yüksek güvenlikli kasaya döndü.

Ev tipi kasa üretiminin önemli markalarından Yale Home Türkiye Orta Asya ve Kafkasya Genel Müdürü Hasan Mavuş, talep artışının ilk olarak 2016’da düşürülen Rus uçağıyla başladığını ve ekonomideki korkuların arttığını belirtti. O günden bu yana talebin hiç düşmeden devam ettiğini söyleyen Mavuş talebi artıran nedenleri şöyle sıraladı:

KAMUYA GÜVEN YOK

“Özellikle o dönemlerde Lübnan gibi ülkelerde bankaların kapatılmasıyla bizim halkımız da korktu. İnsanlar parayı evde tutmak istedi. Bunun üstüne sigorta kanununda bir değişiklik oldu ve evde lisanslı bir kasanız varsa kasanın içindekiler çalındığı takdirde bütün kaybınız karşılanmaya başlandı. Bu iki durum insanları kasaya yönlendirmişti ki pandemi yaşandı, üstüne bir de deprem olunca artık herkes ‘evde kasa şart’ gibi düşünmeye başladı.”

Büyük kasa firmalarının yetkili satıcısı Baygün Hırdavat yetkilisi Özdal Işıktaş ise “Dolar arttıkça kasa satışımız artıyor. Hemen ertesi günü görebiliyoruz artışı” dedi. Enflasyonla birlikte para değer kaybettikçe satılan kasa boyutlarının da büyüdüğünü söyleyen Özdal, “Evlerde ortalama 30-40 cm’lik kasalar olurdu şimdi en az 60 cm’den başlıyor satışlar. Son üç yılda her yıl artış yüzde 30 artıyor satışlarımız. Sektörde bir de saat kasaları var. Orada da talep arttı. Nakit saklamak yerine altın ve saat saklamaya yönelik talep de arttı” diye konuştu.

Artan kasa talebini değerlendiren eski Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı Şenol Babuşcu ise kiralık kasaların bankalar için kârsız olduğunu vurgulayarak “Kasaların maliyeti yüksek ama kazancı az. Bu nedenle yeni kasalar yapılmıyor sektörde. Talep de artınca tabi yetmemiş oluyor” dedi. Babuşcu, yurttaşın genel anlamda altın ve parasını bankaya yatırmak yerine kendi kendine saklama talebini ise şöyle yorumladı:

“Yurttaşın kamu yönetimine güvenmediğinin göstergesidir. Bu güven kolay kolay geri gelmez. Zaman içerisinde verilen sözlerin tutulması ve yapısal reformların hayata geçirilmesi bu güvenin gelmesini kolaylaştırabilir ama kısa vadede imkânsız.”