DSÖ ve ILO: Çalışanın ruh sağlığı korunmalı
DSÖ ve ILO ortak hazırladıkları raporda insan ömrünün büyük kısmının işte geçtiğini belirterek açığa çıkan psikolojik rahatsızlıklara değindi. Çalışma yaşamında insan psikolojisini koruyacak koşulların yaratılması gerektiğine değinildi.
cumhuriyet.com.trDünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Uluslararası Çalışma Ögrütü (ILO) ortak yanınladıkları klavuzda çalışma koşullarının psikolojik sağlık üzerindeki etkilerine yer verdi. DSÖ ilk kez, stresli çalışma ortamı oluşmasını önlemek ve sıkıntıda olan çalışanlara yardım etmek için kapasite geliştirmek amacıyla yöneticilere eğitim verilmesini önerdi.
Rapora göre depresyon ve anksiyete nedeniyle yılda tahmini olarak 12 milyar işgünü kaybedildiği ve küresel ekonomiye 1 trilyon dolara mal olduğunu belirtildi, çalışma yaşamında ruh sağlığı sorunlarıyla mücadele için yeni önlemler alınması çağrısı yapıldı.
Bloomberg'in haberine göre DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Çalışmanın ruh sağlığımız üzerindeki zararlı etkilerine odaklanma zamanı geldi. Bireyin esenliği, harekete geçmemiz için yeterli gerekçe oluşturuyor; zira ruhsal sağlığın kötü olması, bireyin performansı ve üretkenliği üzerinde yıkıcı bir etki yaratabilir. Yeni kılavuz, işyerinde olumsuz durum ve kültürleri önlemeye yardım edebilir ve çalışan insanlara çok ihtiyaç duydukları ruh sağlığı koruması ve desteğini sağlayabilir."
'YAŞAMIN BÜYÜK KISMI İŞTE GEÇİYOR'
ILO Genel Direktörü Guy Ryder ise “İnsanlar yaşamlarının büyük bir kısmını işte geçirdiklerinden, sağlıklı ve güvenli çalışma ortamı kritik önem taşıyor. Çalışma yaşamında ruh sağlığı bakımından önleme kültürü geliştirmeye, çalışma ortamını yaftalama ve sosyal dışlama içermeyecek biçimde yeniden biçimlendirmeye, ruh sağlığı sorunları olan çalışanların kendilerini korunuyor ve destekleniyor hissetmelerini sağlamaya yatırım yapmamız gerek” değerlendirmesinde bulundu.
Küresel salgını, genel endişe ve depresyonda dünya genelinde yüzde 25’lik artışa neden oldu; salgının ruh sağlığı üzerindeki etkileri bakımından hükümetlerin ne kadar hazırlıksız olduğunu açığa vurdu ve ruh sağlığı kaynaklarında küresel çapta kronik yetersizlik olduğunu gösterdi. 2020 yılında hükümetler, sağlık bütçelerinin ortalama olarak yüzde 2’sini, düşük-orta gelirli ülkeler ise yüzde 1’den azını ruh sağlığına ayırdılar.