DİSK, İstanbul’dan Ankara’ya dört gün sürecek ‘ücrette adalet’ yürüyüşünü başlattı: Vergi isyanı yola çıktı
En adaletsiz vergi sistemlerinden birinin Türkiye’de olduğunu belirten DİSK, “Adalet işçinin ekmeğidir” sloganıyla başlattığı yürüyüşü 17 Kasım’da Ankara’da kitlesel eylemle bitirecek.
Cengiz KaragözTürkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) vergi adaletsizliğine dikkat çekmek için İstanbul’dan Ankara’ya yürüyüş başlattı. İstanbul Söğütlüçeşme’den yola çıkan DİSK Yönetim Kurulu, Gebze, Kocaeli, Yalova, Bursa, Bilecik, Eskişehir’i takip ederek güzergâhta bulunan il ve ilçelerde kitlesel karşılama, basın açıklamaları ve uğurlama etkinlikleri düzenleyecek. “Gelirde Adalet Vergide Adalet” yürüyüşü 17 Kasım’da Ankara’da yine kitlesel bir buluşma ile sona erecek.
Yürüyüş öncesi açıklamalarda bulunan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Bölüşüm krizinin olağanüstü arttığı emeğin milli gelirden aldığı payın inanılmaz bir şekilde düştüğü, vergi yükü ve yüksek enflasyonla milyonlarca işçinin olağanüstü bir şekilde yoksullaştığı bir dönemi yaşıyoruz. Bu sürece bir ‘Dur’ dememiz gerekiyor. Dünyanın en adaletsiz vergi sistemlerinden biri Türkiye’de. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınan adaletli bir vergi sistemi istiyoruz. ‘Adalet işçinin ekmeğidir’ diyoruz ve Ankara’ya yürüyoruz” dedi.
‘DİLİMLER ARTIRILSIN’
Bugün 70 bin TL olan birinci vergi diliminin yeniden değerleme oranı kadar artsaydı 180 bin TL olacağını hatırlatan Çerkezoğlu, 2024 için vergi dilimlerinin en az yeniden değerleme oranı kadar artırılması talebinde bulundu. Çerkezoğlu, adaletli bir vergi sistemi için kanun teklifi hazırladıklarını ve bunu Meclis’teki bütün siyasi partilere gönderdiklerini de belirtti.
Çerkezoğlu, ayrıca iktidarın ucuz işgücü kapsamında bir politika izlediğini ifade ederek sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Ucuz emek politikasının hedefinde ayrıca göçmen işçiler de var. En son Zonguldak’ta madende çalışan bir işçinin iş kazası geçirmesinin ardından madenin kaçak olduğunu gizlemek için öldürüldükten sonra yakılarak yok edilmeye çalışıldığını gördük. Bu vahşetin en ileri boyutu. Böyle bir çalışma hayatını bizim kabul etmemiz düşünülemez. Bunu değiştirmek için yürüyoruz.”