Çiftçiler vergi indirimi değil tarım reformu istiyor
Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre tarımda üretici fiyatları ocak ayında yıllık yüzde 52 arttı. Gübreden mazota maliyet artışlarıyla boğuşan çiftçi pozitif ayrımcılık istiyor.
Ali Can PolatBir zamanların kendi kendine yeten tarım ülkesi olan Türkiye’de artık meyve sebze taneyle alınıyor. Gıda fiyatlarındaki artışın önüne geçilemiyor. Temel gıda fiyatlarındaki artışlara karşı önlem alamayan hükümet ise çözümü temel gıda ürünlerinde Katma Değer Vergisi’ni (KDV) yüzde 8’den yüzde 1’e indirerek arıyor. Ancak üretici ve ekonomistlere göre kentleşme oranı yüzde 93’e çıkan, çiftçi nüfusu azalan Türkiye’de tek çare tarladan geçiyor.
Üreticiye göre iktidarda olduğu 20 yıl boyunca 16’dan fazla politika, altı bakan değiştiren AKP, tarıma yeterince destek vermedi. Bu nedenle gıda enflasyonunun önüne geçilemediğini söyleyen Türkiye Ziraatçılar Derneği Başkanı Hüseyin Demirtaş, KDV indirimi, marketlerde zabıta denetimi gibi önlemler yerine tarladaki yangına müdahale edilmesi gerektiğini belirtti.
Demirtaş, “Kaç kere marketlere denetim yolladınız, ceza kestiniz gerçek sebebin onlar olmadığını kabullenin artık. Fiyatlardaki artışın sebebi girdi maliyetleridir. Çiftçiye 15 liradan mazot satıyorsunuz, sulamada kullanılan elektriğe yüzde 92 zam yapıyorsunuz sonra marketlere giden zabıtayla fiyatların düşmesini bekliyorsunuz” dedi. Dünyada gıda ürünü ithalatının da düştüğünü söyleyen Demirtaş, “Artık para versek de ithal edemeyeceğiz. Yerli üretimi korumak zorundayız” dedi.
"YAZIN DAHA DA ARTACAK"
KDV indiriminin tek başına yetersiz kalacağını söyleyen Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez ise “Seralarda yüzde 125 zamlı elektrikle domates yetiştirip bunu da 15 liralık mazotla şehirdeki pazara götürürseniz satış fiyatının 20 lira olmasına şaşıramazsınız. Burada pazarcının da marketçinin de suçu yok” dedi.
Çiftçinin martta yeni sezon için üretime geçeceğini belirten Suiçmez, yaz aylarında gıda enflasyonunun katlanacağını söyledi. Suiçmez, “Dış alım lobilerine, elektrik şirketlerine değil üreten ve alın terinin karşılığını isteyen üreticilere somut pozitif ayrımcalık içeren tarım politikaları uygulamak gerekiyor. Yoksa vatandaş gıdaya ucuz ulaşamaz” diye konuştu.
Önünü göremediklerini söyleyen Urfalı çiftçi Müslüm Ösün ise “Ürünü nasıl ekeceğim, kimse satacağım, kaça satacağım hiçbir fikrim yok. Maliyet artışlarında boğuluyorum sadece. Ben bu durumdayken çocuğuma nasıl ‘Şehire gitme kal burda toprağımızı işle’ diyeceğim ki?” dedi.
ÜRETİCİ MALİYETİ DURMUYOR
Açıklanan resmi rakamlar da tarımda yaşanan erozyonun göstergesi. Yıllardır “Enflasyonla Topyekûn Mücadele” hareketi uygulanırken üretici enflasyonu ise her alanda artmaya devam ediyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı Tarım Üretici Fiyat Endeksi (Tarım-ÜFE), Ocak 2022’de aylık yüzde 14.83, yıllık yüzde 52 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 26.55 arttı. Sektör temsilcileri ise hissedilen Tarım-ÜFE’nin yüzde 100’ü geçtiğini söyledi. Bu artışlarla üretim yapamayan çiftçi ise toprağa küsüyor. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın Sosyal Güvenlik Kurumu Kasım 2021 verilerine dayandırdığı raporuna göre de sigortalı çiftçi sayısı yıllık yüzde 7.9 azaldı. Bu azalmayla birlikte 2013 yılında 1 milyonun üzerinde olan sigortalı çiftçi sayısı 44 bin kişi daha azalarak 511 bin seviyesine geriledi.