CHP’li Başevirgen: Yoğurdu bulan Türkler yoğurt yiyemiyor

Artan maliyetlere dikkat çeken CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, “Asgari ücretle yaşamaya mahkum edilen yurttaşlar yoğurt almakta bile zorlanıyor. TÜİK’in en son verilerine bakıldığında, bu yılın Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yoğurt üretimi yüzde 7,1 azalmış. Ne yazık ki yoğurdu bulan Türkler artık yoğurt yiyemiyor” dedi.

İZMİR / Cumhuriyet

CHP Manisa Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu üyesi Bekir Başevirgen, artan maliyetler nedeniyle süt üreticilerinin zorluk yaşadığını söyleyerek  “ TÜİK’e göre tarımsal girdi enflasyonu yıllık yüzde 40,20 olarak gerçekleşti. Tarımın alt kolu olan hayvancılık sektöründe de maliyet artışı bu oranın altında değil. Özellikle yem fiyatları, enerji fiyatları ve işçilik giderleri sürekli artıyor. Bunun sonucunda süt ve süt ürünleri de sürekli zamlanıyor” dedi.

2021 yılı Haziran ayında 10 lira civarında olan 1 kg yoğurdun, 2022 yılı Haziran ayında 20 lira, 2023 Haziran ayında ise 30 liraya satıldığını söyleyen Başevirgen, “Asgari ücretle yaşamaya mahkum edilen yurttaşlar yoğurt almakta bile zorlanıyor. TÜİK’in en son verilerine bakıldığında, bu yılın Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yoğurt üretimi yüzde 7,1 azalmış. Ne yazık ki yoğurdu bulan Türkler artık yoğurt yiyemiyor” diye konuştu.

“ÇİĞ SÜTTE BEKLENTİ 13 LİRA, ZAMLARIN GELMESİ AN MESELESİ”

CHP’li Başevirgen yaptığı değerlendirmede, “Girdi maliyetlerinin artacağını ve buna bağlı olarak süt ürünlerinin daha da zamlanacağını söylemek mümkün.  Hali hazırda Ulusal Süt Konseyinin belirlediği çiğ süt referans fiyatı 8,5 lira. Ulusal Süt Konseyi’nin referans fiyatı artırmak için bu hafta toplanacağı tahmin ediliyor. Seçim öncesinde üreticinin zarar etmesi pahasına çiğ süt fiyatını baskılamışlardı ama artık bu fiyatlarda tutamayacaklarını iktidar da biliyor. Süt üreticilerinin beklentisi 13 lira. Şayet beklentilere yakın bir fiyat belirlenirse süt ürünlerine ilave zamların gelmesi an meselesi. Gelinen durumun suçlusu ne üretici ne sanayici ne de marketlerdir. Üreticilerimizin maliyetleri karşılayabilmesi ve damızlık hayvan kesimlerinin önünün alınması için çiğ süt fiyatının 13 lira olması bizce de elzemdir” ifadelerini kullandı.

“YÜZDE 50 ZAMMA KİMSE ŞAŞIRMASIN”

İkamesi olmayan süt ve süt ürünlerinin, dar gelirli yurttaşlara ucuz olarak ulaştırılması gerektiğinin altını çizen Başevirgen, “Süte, yoğurda birkaç ay içerisinde %50 zam gelirse kimse şaşırmasın. Avrupa'da ortalama çiğ süt 0,5 Euro, karkas et ise 5 Euro. 1'e 10 gibi bir oran var. Bizde çiğ süt 8,5 lira karkas et 230 lira. 1'e 27 gibi bir oran var. Bizde de aynı oranlama yapılsa çiğ sütün fiyatı 23 lira olmalıydı. Ama kanaatkâr süt üreticilerimiz 13 liraya razı. Bunu bile vermekten imtina ederlerse bilinsin ki ülke hayvancılığına ihanet edilmektedir” dedi.

“İTHALATA RAĞMEN ET FİYATLARINDAKİ ARTIŞ DURDURULAMIYOR”

Üreticilerin kredi-borç-icra, sanayicinin kur-faiz, tüketicilerin ise enflasyon ve vaatler döngüsünde savrulduğunu söyleyen Başevirgen, “Bu tabloda iktidar ne yapıyor? Kırmızı et ve canlı hayvan ithal ediyor ama yine de et fiyatlarındaki artışı durduramıyor. Süt üreticileri ise adeta kaderine terkedilmiş durumda. Zaten et fiyatlarındaki artışlar süt üreticisinin aklını çelmekte ve damızlık hayvanların kesimine neden olmakta. Hayvan sayısındaki azalmalar, yem fiyatlarındaki artışlar süt üretimimizi çok daha olumsuz etkileyecek. Seçim öncesi görev zararı yaparak hayvancılık sektörüne indirimli tahıl satan TMO, yeni hazine bakanımızın göreve başlamasıyla bu uygulamadan vazgeçti.  Bunun sonucunda hali hazırda kilosu 8 lira civarında olan yem fiyatları da oldukça artacak” şeklinde konuştu.