Aşırı fiyat isyanı boykota dönüştü, restoranlar da tüketici de gerçek suçluyu işaret etti: Hedef fahiş enflasyon

Yanlış tarım politikaları, hatalı ekonomi politikalarıyla perçinlenince yurttaş dışarıda yemek yiyemez hale geldi. Tüketici, “Maliyetin farkındayız ama suiistimal edene karşıyız” dedi.

Ali Can Polat

Düşen alım gücü ve artan enflasyona bir de fırsatçı işletmeci eklenince sabit gelirli için sosyal hayat yok oldu. Dolar bazında bile Avrupa’dan daha pahalı olan restoran ve kafeler yurttaşı isyan ettirdi. Ekonomist İris Cibre’nin bir kafede ödediği yemek parasına sinirlenerek sosyal medyadan paylaştığı boykot çağrısına yaklaşık 1 milyon kişi destek verdi. Birçok kişi Cibre’yi hükümeti aklayıp esnafı suçlamakla itham ederken restoran işletmecileri “Bunun bizi değil sistemi boykot etme olduğunun farkındayız” dedi.

Mahfi Eğilmez ise boykotun adresinin yanlış olduğunu belirterek “Fahiş fiyat yok fahiş enflasyon var” dedi.

Türkiye’de artan gıda enflasyonu, kiralar ve enerji maliyeti işletmeleri büyük bir krize soktu. Bir kesim işletmeci “müşteri kaybetme” endişesiyle bu maliyetleri fiyatlara yansıtmaya korkarken bir kesim de bunları bahane ederek enflasyonun da üstünde fiyat artışları yaptı. Öyle ki fiyatlar Avrupa’daki mekânlardan pahalı hale geldi. Dün sosyal medya hesabında İstanbul Kuruçeşme’deki bir mekânda 455 liraya satılan kruvasan fiyatını paylaşan tarihçi Emrah Sefa Gürkan, “Fransız arkadaşlarıma yolluyorum gelin 13 Avro’ya croissant (kruvasan) yiyin diye. Kruvasan 1-2 Avro arası bir şey. Açma bu. Hadi içine salata koydun olsun 2.5, 3, hadi 4 Avro. Sen ikinci sınıf dandik bir kafesin daha müşterin croissant’ı Fransızca yazılışıyla okuyamıyor 13 Avro ne ya?” dedi.

Buna benzer tepkisel paylaşımlar çoğalırken boykotu gündeme getiren ekonomist İris Cibre, ekonomik krizin yarattığı ortamı suiistimal eden işletmelere dikkat çekmeye çalıştığını belirtti. Hafta sonu yapılan boykota yaklaşık 1 milyon kişinin destek verdiğini tahmin ettiğini dile getiren Cibre, “Buna dikkat çekmek konuşulmasını sağlamak bile önemliydi. Enflasyon datalarının detaylarını inceleyince yeme içme enflasyonunun gıda enflasyonunun üstünde olduğu görülüyor zaten ama yeme içme enflasyonunun da üstünde artış yapan mekânları her gün hepimiz görüyoruz” diye konuştu.

MARKALI İŞLETMELERE VURGU

Cibre kendisine yöneltilen eleştirileri de değerlendirirken şunları söyledi:

“Beni hükümete olan öfkeyi restoranlara yöneltmekle suçladılar. Ben zaten yıllardır hükümet eliyle yaratılan krizi anlatıyorum. Bu krizden en çok etkilenen sınıf içindeyim ben de. Buna rağmen beni AKP’lilikle suçluyorlar. Gelir dağılımından bahsederken emekçinin payının sermayedarlara gittiğini hepimiz söyledik. Bu sermayedarlar içinde restoran sahipleri, perakendeciler yok mu? Sermaye sahibi sadece bankalar ve sanayiciler midir sanıyorsunuz? Biz zaten mahalledeki tostçudan değil markalı işletmelerden bahsediyoruz.”

KİRA VE ENERJİ YAKIYOR

Boykot çağrısını değerlendiren Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği (TURYİD) Yönetim Kurulu üyesi Ebru Koralı da bunun restoran ve kafelerden öte bir sistem protestosu olduğunu belirtti. Buna rağmen sektörde kırgınlık olduğunu belirten Koralı, “Kendi aramızda konuşuyoruz, herkes kırgın. Bir an önce bu konu kapansın istiyoruz. İtibarımız zedeleniyor, biz Türk mutfağını daha iyiye taşıma ve gastronomi üzerinden kırsal kalkınma ve ekonomik gelişme konuşurken restoranlar üzerine böyle bir etiket yapışmasını haksız buluyorum” dedi.

Restoranların yüzde 1 KDV ile aldıkları ürünü yüzde 10 KDV ile sattıklarını söyleyen Koralı, “Biz katma değerli ürün yaratıyoruz. Marketler gibi al sat yapmıyoruz. İşçilik uyguluyoruz. Bir pide aynı fiyat olamaz her yerde. Yan yana dükkânların kiralarında bile absürt farklar olabiliyor. Gıda işletmeciliğinde düz matematik işlemez” dedi. Koralı maliyetlerindeki artışları şöyle sıraladı: “Normalde bizim hesaplarımızda kira cironun yüzde 10’u olmalıyken bugün yüzde 15’i. Gıda maliyeti yüzde 35’in altında olan restoran yok. Enerji maliyeti hep yüzde 4-5 olurdu şu an yüzde 10’un altına düşmüyor. İşçilik de eğer yasal düzgün işçi çalıştıracağım dersen yine yüzde 35.”